Özü sözü bir yiğit, gözünü budaktan sakınmayan, şekilcilikten uzak, muhtevaya önem veren, formalitelere takılmayan, bir kulüp Başkanı Ertuğrul Doğan… Hiç kem küm etmeden doğrudan lafı gediğine oturtuyor..

Ertuğrul Doğan gerçekten de cesur ve doğruyu söyleme konusunda örnek bir lider duruşu sergilemeye devam ediyor. Türk futbolunun içerisinde dürüstlük ve tarafsızlık çok önemli, özellikle de spor yöneticilerinin adaletli ve açıklıkla hareket etmeleri gerekli.

Türk futbolunun içerisinde Ertuğrul Doğan gibi adaletli davranan ve ortaya konuşan spor yöneticileri olmuş olsa Türk futbolunun kumaşı Avrupa zirvesinde olur. Ama nerede Ertuğrul Doğan gibi ortaya tarafsız konuşacak spor adamları hepsi ahbap çavuş ilişkisindeler. Kendi şehirlerinin takımında  başkanlık veya yöneticilikte yapsalar bir çoğu ya Fenerbahçeli, Galatasaraylı veya Beşiktaşlıdır.. Çünkü bu takımlar İstanbul dışındaki deplasmanlara çıktıklarında o illerdeki taraftarlar neredeyse bu üç takımın kafilesini fener alayı gibi karşılıyor. Bunu sadece Trabzon’da yapamıyorlar. İşte Trabzon ve Trabzonspor’un büyüklüğü burada ortaya çıkıyor. O nedenle bize her yer Trabzon deniliyor..

Anadolu’nun lideri olan Trabzonspor’un Başkanı Anadolu takımların haklarını savunuyor. Ligin başından bu yana Trabzonspor'un gasp edilen 15-20 puanı planlı olarak çalındığını söylüyor. Gaziantepspor maçında verilen penaltının komedi veya kamera şakası olduğunun altını çiziyor. Ertuğrul Doğan gibi isimleri çoğaltırsak ne Trabzon'un nede Trabzonspor'un sırtı yere gelmez. Bize dik duruşlu gözünü budaktan esirgemeyen Doğan gibi yiğit insanlar bulmalıyız.

DOĞRU SÖYLEYENİ 9 KÖYDEN KOVARLAR

İyi, kötü, güzel, çirkin, doğru, yanlış, gerçek ile yalan arasında gelgitler yaşarız. Yazayım yazmayayım diye gelgitlerimiz olur. Korktuğumuz için mi yoksa Trabzonspor’un menfaatleri ön planda olduğu için mi yazmıyoruz. Bunların cevaplarını arar dururuz bazen. Yazmakta fayda var. Gaziantepspor maçından sonra Teknik Direktör Şenol Güneş yaptığı basın toplantısında, "Bordo-Mavi kan olmaz. Kan kırmızı olur! Bordo Mavi Trabzonspor’un rengi. Eğer bir kumpas varsa gereğini yapmalısın. Bunu konuşarak kahramanlaşamazsın.”

Şenol hoca söyledikleri ile yerden göğe kadar haklı idi.

Yetkililer sorumlu olacak her türlü çırpınacak, boğuşacak, attığınız iftiralara karşı gelecek, adaletsiz yargılarınıza dur diyebilecek, inandığım konuda yanacağımı bilsem kaçmayacağımı çok iyi bilirim. Fakat dedim ya Trabzonspor’un menfaatleri olduğu zaman yanlış olan bazı şeylerin zamanı gelince yazmanın daha iyi olacağını düşünüyorum. Sezon başından beri hakemler Trabzonspor’u lime lime doğruyor.. Gaziantepspor maçında da hakemin verdiği penaltı evlere şenlik. Trabzonspor hangisiyle baş edecek. Rakipleriyle mi, MHK ile mi, yoksa TFF başkanının söylemleri ile mi? Almanya, İngiltere ve İspanya'daki maçlarda hakemler böyle penaltılar verirlerse onların hakemlik lisansları iptal edilir. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Şenol hocada maçtan sonra doğruları söyledi. Birine yaranma gibi bir çabası da lüksü de yok.

CAMDAN EVİN VARSA, KOMŞUNUN CAMINA TAŞ ATMA!

Yıllardan beri hakemlerden ağzı yanan Trabzonspor yoğurdu üfleyerek yiyor. Pazartesi akşamı Galatasaray ile Fenerbahçe maçını yönetecek hakemin Sloven hakem Slavko Vincic açıklandığında bazı eski hakemler ve gözlemciler açtılar ağzını yumdular gözünü! Vincic için söylemediklerini bırakmadılar.

Vincic maçı cesurca yönetti.

Ortaya düdük çaldı.

Her iki takıma da adaletti davrandı.

Türkiye'de Vincic gibi adaletli yapacak hakem maalesef kalmadı!

Bu, Türkiye'nin ve Türk futbolunun bir ayıbı oldu.

Sloven hakem Vincic'i Türk hakemleri yakından izleyip ondan adalet konusunda büyük bir ders çıkarmalıdır. "Bir futbol müsabakası nasıl yönetilir" konusunda Vincic adeta ders verdi. Trabzonspor'un da hem Fenerbahçe hem de Galatasaray maçlarına Vincic'i istemesi kadar doğal bir şey olamaz artık. Bu sezon Trabzonspor'un hakemlerden çok canı yandı. Ayrıca Trabzonspor yönetiminin adalet istemesi ise Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'ya kalmış değil. Her konuşmasında Trabzonspor Vincic'i isteyerek o da bizim gibi adalet istiyor. Acun Ilıcalı'ya şu meşhur Rus atasözünü hatırlatmak isterim. "Evin camdan ise komşunun camına taş atma!" Bu Rus atasözünün anlamını Acun Ilıcalı çok iyi bilir, bizim burada açıklamamıza da gerek yok! Trabzonspor'un elinden hem 1995-96 sezonu şampiyonluk kupasını hem de 2010-11 sezonu kupasını nasıl aldığını çok iyi biliyordur. 10 yıldan beri şampiyon olamamanızın nedenlerini Trabzonspor üzerinden açıklamaya hiç kalkmasın. Adaletten bahsedecek olan en son kişi kendi camiası olmalıdır. Bıraksın algı yapmayı. Trabzonspor'un adalet araması ise ona hiç kalmadı, kalmaz da!

GENÇ VE VİZYONER YÖNETİCİ BİRHAN EMRE YAZICI

Trabzonspor’un yönetim kadrosunda genç ve dinamik bir isim olarak öne çıkan Birhan Emre Yazıcı kulübün geleceğine dair projeleri ve yenilikçi bakış açısıyla dikkat çekiyor. Sporculuk geçmişinden iş dünyasındaki başarılı kariyerine kadar her alanda disiplinli ve kararlı duruşuyla tanınan Yazıcı, Trabzonspor’un marka değerini yükseltmek için önemli adımlar atıyor. Kulüp içinde Projeler ve Sponsorluklardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapan Yazıcı, Trabzonspor’un ekonomik yapısını güçlendirmek adına önemli projeler geliştirmekte. Trabzonspor Koleji ve Kartal Projesi gibi girişimler sadece kulübün mali yapısını güçlendirmekle kalmayıp aynı zamanda geleceğin sporcularını yetiştirmeyi de amaçlıyor.

İş dünyasında da NKY Mimarlık Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı olarak başarılı çalışmalara imza atan Yazıcı, özellikle sağlık sektöründeki büyük projeleriyle tanınıyor. Trabzonspor’a olan hassasiyeti ise sadece yöneticilikle sınırlı değil; geçmişte kulübün yüzme takımında mücadele etmiş, aktif bir isim olmuştur. Trabzonspor’un vizyonuna katkı sağlayan en önemli isimlerden biri olan Birhan Emre Yazıcı, kulübü hem sportif hem de mali anlamda daha güçlü bir yapıya kavuşturma hedefiyle Başkan Ertuğrul Doğan ile çalışmalara hız kesmeden devam ediyor. Başkan Doğan ile birlikte ekip arkadaşlarıyla Trabzonspor için tarihi bir adımlar atıyorlar. Trabzonspor’un geleceğini şekillendiren böylesine genç ve yenilikçi isimler, kulübün sürdürülebilir başarısında kilit rol oynayacaktır. Yolun açık olsun Biryan Emre Yazıcı.

İŞ İNSANI ÇETİN YAZICI

Trabzon havaalanı karşısında Karadeniz sahil yolu üzerinde kurulan Yazıcılar mağazasını iş insanı kardeşim Yakup Hancı ile ziyarette bulunduk. Gerçekten keyifli bir deneyim oldu. 1983 yılında kurulan firmanın Doğu Karadeniz Bölgesi'nin tüm illerine ulaşım sağlıyor. İş insanı Çetin Yazıcı, alçak gönüllü, mütevazı ve çok sıcakkanlı. Bizi güler yüzle ve içten bir şekilde odasında ağırladı.

Y A Z I C I-2

İş dünyasında gösterdiği başarıları ve katkılarıyla tanınan Çetin Yazıcı, profesyonelliği kadar samimiyetiyle de dikkat çekti. Ziyaretimizin sonunda, iş insanı olarak olduğu kadar kişisel ilişkilerde de ne kadar değerli bir insan olduğunu bir kez daha fark ettim. Trabzon'un sevilen ve saygı duyulan genç iş insanlarından biri olan Çetin Yazıcı, misafirperverliği ile gönlümüzde çok özel bir yer edindi. Bu ziyaretin sonucunda, Yazıcılar ailesine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Göstermiş oldukları misafirperverlik, her zaman hatırlanacak güzel bir anı olarak kalacak.

ARİF’E TARİF GEREKMEZ

Gaziantepspor maçının son 15 dakikasında Şenol hoca genç Arif’e şans vererek onu sahaya sürüyor. Gelin görün ki sahada Arif’ten eser kalmamış. Bu kutsal forma emanet edilmiş sana, güvenmişler ve “Hadi oğlum” demişler. Her gencin hayali senin gibi Trabzonspor formasını giymek, Trabzonsporlu Arif olarak tanındın. Hah işte o Gaziantepspor maçında “Trabzonsporlu” etiketini taşıyamadın maalesef.

Hele bir pozisyonun var ki, Trabzonspor formasını giyen genç bir oyuncunun acemice ayağında top saklaması evlere şenlik gibi idi. Ya aklını başına toplarsın ya da bu performansınla formayı bir daha göremezsin. Alttan gelen kardeşlerine bu futbolunla mı örnek olacaksın be kardeşim. Bu söylediklerimi oturup bir düşün. Hiçbir futbolcu bulunmaz Hint kumaşı değil. Onun için de Arife tarif gerekmez..

MOURİNHO’NUN LAKAYITSIZLIĞI ACUN ILICALI’NIN İTİRAFLARI

24 Şubat Pazartesi oynanan, Galatasaray- Fenerbahçe maçından sonra bir teknik direktör olarak oynattığı veya oynatamadığı oyun hakkında tek kelime etmeyen MOURİNHO denen latin, geldiği an itibariyle yaptığı gibi, TÜRK İNSANINI, TÜRK FUTBOLUNU VE TÜRK HAKEMLİĞİNİ aşağılamış ve hakaret etmiştir. Peki kim bu çok bilmiş. Ataları ORTAÇAĞDAN beri dünyayı soyup soğana çeviren, gittikleri her yerde zulüm işleyip KAN döken, HAK VE ADALET gibi Erdemlerden bir haber yetişen ÜÇÜNCÜ SINIF BİR İNSAN. Futbol Federasyonu kurulları bu çokbilmiş için gerekenleri yapmalıdır. Acun ILICALI, Acun FİRAR’da programını yaparken herhalde FİRAR ettiği yerlerden birinde gömü bularak bugün MEDYA patronu olmuş, HAK ve ADALET kavramlarını özümsememiş bir zat. Maç sonu açıklamalarında, kendi Teknik Direktörünün açıklamaları ve takımının oynadığı oyundan tek kelime bahsetmeyerek, Aklı sıra HAK VE ADALET SAVUNUCULUĞUNA SOYUNMUŞTUR. Yaptığı beyanatlardan anlaşıldığı gibi, MHK ve Hakemlerin hatta TFF’nin Fenerbahçe- Galatasaray eksenli olduğunu, Galatasaraylı hakemlerin daha çok olduğunu ve buna sebep müzdarip olduklarını söyleyerek ÜÇ AHBAP ÇAVUŞ (GS-FB-BJK)’un ipliğini pazara çıkarmıştır. TRABZONSPOR yönetiminin yalnızca FB VE GS maçları için yabancı hakem istemesi karşısında ise TRABZONSPOR yönetiminin o maçlarda FB ve GS ‘ın kollandığına dair vurgu yapmasına değil de, AKLI SIRA TRABZONSPOR’un da HAK ve ADALET peşinde olduğunu söyleyerek AKIL ve FERASET yoksunu olduğunu farkına varmadan beyan etmiştir.

Bütün bu olanların karşısında TRABZONSPOR yönetimi ise bizce talihsiz ve yersiz bir talep beyan ederek bunların değirmenine su taşımıştır. Biz MİLLET olarak İNSANLIK tarihinin başlangıç noktasıyız. BİZ MOURİNHO’nun atası, dedesi gibi gittiğimiz yerleri talan edip kan kusturmamışız. BİZ NİZAM-I ALEM İÇİN VARIZ. ALTLARI KEMRELİ Avrupalılar mı? Bize HAK VE ADALETİ ÖĞRETECEK. BU MİLLETİN EVLATLARI O ‘hakem’liğin KRAL’ını yapar. BÜTÜN KURALLARI 15 sayısını geçmeyen basit bir oyunu, Bu ülkenin GENÇleri İDARE EDEMİYOR mantığının altında Başka bir şey aramaya gerek yok. BU ÜÇ KULÜBÜN BAŞKAN VE YÖNETİMİNİ HİZAYA GETİRECEKSİN O KADAR.. SEN YAPAMIYORSAN Kİ; YAPAMIYORSUN…! O ZAMAN ‘SİYASİ İRADE’… (Konuk Yazar: Yaver ŞAHİN)