Şehit denince aklıma tüm Mehmetçikler gelir, bir de Yavuz Selim sahası ve Yeni Mahalleden tanıdığım Coşkun Davulcu.
Onun Dünyanın her yanında yankılanan Şehit Cenazesi.
Önünden geçerken ‘buradayım’ diyerek bize doğru bakan çeşmeye işlenmiş kahramanlık fotoğrafı.
Ama nerede, yıktık geçtik. Acı üzerimizde bir ay kaldı ve kayboldu!
Türkiye ve Karadeniz insanı, Trabzon öyle acılar yaşadı ki,
5 yıl süreyle Kuzey Haber Gazetesinde, 10 yıl Karadeniz Gazetesinde ve 23 yıldır da TAKA Gazetesinde Terör örgütlerinin evlatlarımıza kasteden saldırılarını yazıyor ve başlık atıyoruz.
En son, Köprübaşılı Üsteğmenimiz şehit edildi, yine TUSAŞ baskını ile 5 kahraman vatan evladımıza kıyıldı.
Türkiye terörden çok çekti.
Bitirilmesi için yapılan her hamleye de bir çomak sokuldu.
Bir defasında 33 sivil askerimiz şehit edildi.
İkincisinde Diyarbakır merkezli Hendek ve Barikat isyanı başlatıldı. Bastırılıp temizlenmesi esnasından tam 670 Mehmetçik ve polisimiz şehit oldu.
Bütün bu yaşayanlar ve terörle mücadeleye en büyük katkısı vermiş MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den bir çağrı geldi:
‘Dem Parti İmralı ile görüşsün, PKK silahlarını bıraksın, Türk Kürt kardeşliği daha da pekişsin.’
Bahçeli eleştiri almakla birlikte ‘Vardır bir bildiği’ de dendi.
1980 yılından itibaren PKK’lı teröristleri besleyen ve Türkiye’nin üzerine salan Esad rejimi bir anda çöktü.
Bahçeli’nin çağrısı daha da anlamlı hale geldi. DEM Partili milletvekilleri Cumartesi günü İmralı adasında PKK Terör örgütünün kurucusu Abdullah Öcalan ile konuştular.
Öcalan, çok net konuşmadı.
DEM Partinin açıklamasından sonra bir dostum ve okurum bana şu mesajı gönderdi:
‘Kandil. DEM Parti, PKK, Destekçileri İran, Amerika, Yunanistan, İsrail ve Rusya zaman kazanıyor. Bütün şer odaklarından İmralı’ya gidecek ortak mesaja göre karar verecekler. Netice: Pazarlık yapacaklar.
Tavsiyem, Operasyonlara devam. Suriye’de 30 Kilometrelik hat derhal işgal edilmeli. Devletimiz, kayıtsız şartsız silah bırakmaktan ve Suriye’den tamamen(PKK-YPG) çekilmelerinden başka şart kabul etmeyeceğini açıklamalı. Derhal ve pazarlıksız uyulacak tek şart budur.’
Çok doğru tespitler.
Suriye’de diktatörlüğün çökmesi, Önce MİT Başkanı sonra Dışişleri Bakanının Ahmet Şara tarafından çok sıcak karşılanması bu ülkede Türklere inanılmaz alan açtı.
Bu en fazla İsrail ve İran’ı rahatsız etmiştir.
Sonrasında terör örgütleri ve onların savunucuları. İngiltere hiç ortaya çıkmadan işini görmek ister. Amerika ise menfaati olduğu kadar Suriye’de kalır.
Ama yine de çok temkinli olmamız lazım.
Bir 5 yıl daha Türkiye konumunu ve gücünü korumalı.
Geçen Sabah 15 yaşındaki Suriyeli çocuk konuşuyor.
Muhteşem Türkçesi ile röportaj vermiş.
‘Türkiye’yi çok sevdim, inşallah ülkeme de alışırım. Babam askerdi. Kendi vatandaşına kurşun sıkmamak için Annemle Lübnan’a kaçtı. Beni Hatay’da halamla eniştem büyüttü. Onları ve Türkiye’yi çok seviyorum. Suriye ile Türkiye’ye karşı karşıya gelse. ben kesinlikle elime silah almam, kaçarım.’
Aslında, şer güçlerinin korkusunun temelinde de bu Türkiye sadakati var.
Düşünün 5 milyon Türkçe konuşan Suriyeli.
Bu potansiyel Ortadoğu’da tüm dengeleri değiştirir.