Bugün cuma namazı öncesi vaaz konusu ticaret ahlakı üzerineydi. Önemine binaen bugünkü yazımı bu konuya ayırmayı uygun buldum.

Öncelikle şunu yazmak isterim ki Peygamberimizin ifadesiyle " Rızkın onda dokuzu ticarettedir." Ondan dolayı helalinden rızık kazanmak için ticaret teşvik edilmiştir. Burada şöyle bir durum vardır ticaret yapmak ancak helal haram dairesinde kalarak yapılan ticaret kast edilmiştir.

Yazıma başlamadan önce yaşadığım bir olay ile başlamak isterim. Bu sabah pazar yerinin hemen yakınında bir çay ocağında oturup çay içiyordum. Pazarcılardan birinin şöyle konuştuklarına şahit oldum." Bugün pazarda fiyatlar düşük. Fiyatların daha pahalı olması lazım gelmekte. Paramız eriyor." duydunuz değil mi adam nasılda bir mantık yürütüyor?! Allah azze ve celle akıl fikir versin.

 Öncelikle ticarette vatandaş kandırılmaması lazım gelmekte. Bir liralık bir mal yüz liraya satılması dinen caiz yani uygun değildir. Günümüzdeki serbest piyasa ekonomisi adı altında bir satış gündemdedir. Bu anlayışa göre tüccar tutturduğuna malına fiyat verebiliyor. Bu durumda haksızlığa sebebiyet vermektedir. Doğrudur. İslam ekonomisinde malın satışında kar oranları konulmuş değildir. Fakat devlet eğer pazarda gebeni fahiş bir oranla mal satışı yani aşırı karlarla mal satışları yapılmaya başlandığında pazara müdahil olur. Gebeni fahişle satılan malların kar oranlarını aşağıya çekerek normal bir seviyeye getirirler. İslam ekonomisinde halkın kandırılmasının önüne geçmek için karların yüksek tutulmasının önüne geçilmiş demektir.

Bir tüccar malına normal bir kar koyar ve öylece satışa çıkartır. Serbest piyasa ekonomisi denilen ne idüğü belli olmayan sistemlerden uzak durur. Ondan dolayı halkımızın daha fazla kaldırılmaması için serbest piyasa ekonomisinden uzaklaşıp İslam ekonomisine dönülmesi lazım gelmektedir.Çünkü serbest piyasa ekonomisinde çok para kazanırsın ama bu kazancın helal olmaz haram olacağı kesindir.

Müşterinin kandırılması adına malın eksik yerlerinin saklanarak malın satışı haramdır. Bakınız Peygamberimiz  ne buyurmaktadır" Bizi aldatan bizden değildir." Bu hadisi Peygamberimiz şu olay üzerine söylemiştir. Birgün Peygamberimiz pazarı teftiş ediyordu. Bir hurma satıcısının yanından geçerken elini hurma arabasının içine sokar. Hurmaların altının ıslak olduğunu görür. Peygamberimiz bu nedir diye sorduğunda satıcı Ey Peygamber! Yağmur yağdıda ondan ıslandı dediğinde Peygamberimiz yağmur yağsa hepsi ıslanırdı "Bizi aldatan bizden değildir. " diye cevap vermişlerdir.

Yeminli mal satılması yasaklanmıştır. Malını satacağım diye yalandan yemin edilmesi Peygamberimiz tarafından yasaklanmıştır. Yeminle mal satılmamalıdır.

Faizli para ile mal alıp satılması da uygun değildir. Faizli parayı yerine koymak için malın normal kar oranlarının üzerinde malın satışa çıkması lazım geldiğinden haksız kazanca sebebiyet verdiğinden uzak durulması lazım gelmektedir.

Allah azze ve celle ticareti helal faizi haram kılmıştır. Bundan dolayı ticarette ribalı yani faizli işlemlerden uzak durulması lazım gelmektedir. Faiz bir başka ayette Allah'a ve resulüne savaş açmakla eş tutulmuştur. Faizden aslandan uzak durduğu gibi uzak durulması lazımdır. Para kazanacağız diye faizli işlemlerle Allah'a ve resulüne savaş açılması akıl karı değildir. Doğrudur para kazanırsın ama bunun ahiretide var. Orada kesin mesuliyet var. Bugün faizlerin yüzde ellilerde olması ekonomiye vurulmuş çok büyük darbedir. Ondan dolayı faizlerin yüksek tutulmasının yerine faizlerin sıfırlanması ekonomiye can gibi gelecektir. Yatırım artacak ve faize para yatırarak kolay para kazanmasının önüne geçilmesi demektir.

Tüccarın güler yüzlü olması da tavsiye edilmiştir. Bir müşteri satıcının yanına geldiğinde satıcının güler yüzlü olması müşteriyi memnun edecektir. Satıcının yüzü sirke satmamalıdır.

Asıl olan İslam ekonomisidir. İslam ekonomisi berekettir...