Trabzonspor Bankalar Birliği'nden çıktığında herkesin ağzı açık kalmıştı. "Stat naklen yayın ve kısıtlı sponsorluk dışında doğru dürüst bir geliri olmayan Trabzonspor, bu parayı nereden buldu da Bankalar Birliği'nden ilk çıkan takım oldu." gibi ileri geri konuşanlara Başkan Ertuğrul Doğan Cumartesi günü yaptığı basın toplantısında cevap verdi. "Trabzonspor hangi parayla Bankalar Birliği anlaşmasından çıktı?" diye konuşanlar da ağzının payını aldı.

Trabzonspor, Bankalar Birliği anlaşmasından çıkmak için 2 milyar 993 milyon lira ödeme yaptı. Böylelikle yılda 700 milyon liraya varan faiz sarmalından kurtulmuş oldu. Bankalar Birliği anlaşması Trabzonspor'un elini kolunu bağlıyordu. Deyim yerinde ise kulüp mengeneye sıkışmıştı. Trabzonspor gelirleri zaten giderlerine göre devede kulak idi. Bunun üzerine bir de anlaşmaya göre kulübün az da olsa gelirinin yüzde 70'ni banka alıyor, yüzde 30'uyla da Trabzonspor ayakta kalmaya çalışıyordu. Kalabilir miydi? Elbette ki hayır. İşte bu sefer de Başkan Ertuğrul Doğan ve yönetimdeki bazı arkadaşlarının kişisel desteği ile çok sıkı ve stresli bir çalışmayla bulunan sponsorluklar devreye giriyordu. Bu şekilde bugüne kadar gelindi. Başkan Doğan başını giyotine koymuştu bir kere! Giden hoca Abdullah Avcı'nın yaptırdığı çoğu çöp transfer yüzünden Trabzonspor'un borcu ve borç faizi de giderek katlanmıştı. Gerçi bu dönemin bir bölümünde Başkan Ertuğrul Doğan yönetimdeydi.

Başkanlık koltuğuna oturan Doğan çok şeffaf bir şekilde yaptığı açıklamada “Borçsuz bir Trabzonspor" olarak vaat ediyor ve bunu sık sık tekrar ediyordu. Bankalar Birliği’ne 2 milyar 993 milyon lira ödeme yapıp çıkılmasına rağmen sorun bitmedi. Geriye ödenen borçtan 150 milyon lira daha fazla, yani 3 milyar 150 milyon lira daha kaldı. Bu borcun ödenebilmesi için de camianın birlik ve beraberlik içinde olup, imkânı olanın da destek vermesiyle Trabzonspor'un mali girdaptan çıkması mümkün olabilir. Bunun için de Ertuğrul Doğan sık sık birlikteliğe vurgu yapıyor. Başkan Doğan verdiği sözü tutarak Bankalar Birliği illetinden Trabzonspor'u kurtardı. Bunu yapabilmek için de çoğu zaman ailesinden dahi uzak kaldı. Ama yılmadı, teslim olmadı ve mücadeleyi hiç bırakmadı. Ankara’nın yollarını uzun süre aşındırdı durdu. Zorlukların üzerine, üzerine gitti. Ve sonunda Bankalar Birliği borcu ve faiz sarmalı illetinden Trabzonspor'u kurtardı. Doğan’ın görevi sadece bununla da bitmiyor. Devletin bütün imkânlarını arkasına alan devletten aldıkları hibeleri ballandıra, ballandıra anlatan rakiplerle savaşmaya devam ediyor. Öyle bir mücadele ki, Ertuğrul Doğan'ın başkan olarak göreve geldiği süreçte kulübe sağlanan gelirler de şu şekilde oluştu: Başkan katkısı 22 milyon Euro, reklam, sponsorluk 63 milyon Euro, loca satışları 12 milyon Euro, sermaye artırımı 98 milyon Euro, diğer kurumsal girdiler ise 50 milyon Euro olmak üzere toplam 245 milyon Euro. Bu rakamlar Trabzonspor için yeterli mi, hayır! Başkan Doğan ne yapıyor Trabzonlu zengin iş adamlarından beş kuruş destek alamamasına rağmen var gücüyle mücadelesini sürdürüyor. Başkan Doğan Trabzonspor’un çıtasını yukarlara çıkartmak için uğraşsa da yine çatlak sesler yükselmeye devam ediyor. Ama o yine de Trabzonspor aşkına mücadeleye durmaksızın devam ediyor.

MENDY’İ SEYRETTİM MEST OLDUM

Türkiye’de futboldan keyif almak istiyorsak kaliteli yabancı futbolculara ihtiyacımız var. İşte Trabzonspor’da böyle bir isim: Mendy.. Teknik Direktör Şenol Güneş’in takımın başına gelmesinden sonra Mendy’nin performansı adeta göz kamaştırıyor. Her geçen gün sahada daha özgüvenli, daha olgun bir oyuncu profili çiziyor. Sadece savunmada değil, topu kullanma becerisi ve oyun aklıyla da fark yaratıyor.

Başakşehir maçında stoper mevkiinde oynamasına rağmen, geriden sakinlikle oyun kurarak takımına hücumda önemli katkılar sundu. Mendy’nin özgüveni, sadece topla olan ilişkisine değil, baskı altında verdiği doğru kararlara da yansıyor. Sahada adeta bir lider gibi oynuyor. Pozisyon bilgisi, oyun görüşü ve dengeli müdahaleleriyle takımı hem savunmada hem hücumda ileri taşıyor. Enerjisi bitmek tükenmek bilmiyor, sahanın her yerine basıyor ve mücadeleci kimliğiyle oyunun her anında varlığını hissettiriyor. Üstelik Mendy, sakinliği ve disiplinli tavırlarıyla takım arkadaşlarına da güven aşılıyor. Eğer bu performans sezon sonuna kadar devam ederse, Trabzonspor Mendy’den büyük paralar kazanacaktır. Böylesine donanımlı ve istikrarlı bir oyuncuya Avrupa kulüplerinin ilgisiz kalması imkânsız. Hem sahada hem saha dışında olgun duruşuyla örnek teşkil eden Mendy, kulüp için gerçek bir değerdir. Allah nazarlardan saklasın.

KALİTESİZ YABANCILARA HAYIR!

Yıllarca bu ülkeyi Yugoslav çöplüğü yaptık. Sonu “İç”li, akıbeti “Hiç”li çok futbolcu gördük. Bir dönem adeta Avrupa'nın futbolcu çöplüğüydük. Ülkesinde ne kadar itfaiyeci, kasap, manav (!) varsa futbolcuyum diyerek ligimizi istila etmişti. Bu bitti, öyle bir dönem geldi geçti. Bütün dünyanın aksine ırkçılık yapmak şöyle dursun, rengi siyah her futbolcuya pozitif ayrımcılık yaptık. Kötüsüne bile iyi gözle baktık. Araştırmadan, izlemeden sadece Brezilyalı olduğu için kasetten izleyerek çok futbolcu aldığımızı da unutmayalım.. Bu da bir dönemin kötü furyasıydı ve bitti gibi.

Öyle transferler yapıldı ki kör-topal demeden bulduğumuza forma giydirdik, giydirmeye de devam ediyoruz. Trabzonspor’da da böyle tuhaf transferler yapıldığı olmuştur. Kaliteli yabancıların ülkemize gelmesini kim istemez ki başımızın üzerinde yeri var ama Türk Futbolu Avrupa’da veya dünyada söz sahibi olmak istiyorsa kendi evlatlarına, altyapılarını gereken yatırımı yapmalı, alternatifi olsa bile kadro şekillenirken Türk oyunculara ağırlık vermeliyiz, bana göre bu bir nevi milli görevdir.. Bugün Avrupa Kenan Yıldız, Arda Güler, Yusuf Yazıcı gibi oyuncularımızla gurur duyuyorsak bu sayıları daha çok arttırmamız gerekiyor.. Bugün Türkiye futbol liginde baktığımızda sahada yerliden çok yabancı futbolcuları görüyoruz. Bu kadar plansız ve organizasyonluk nasıl olur? Onun için diyorum ki kalitesiz yabancıya hayır..!!

FARK YARATAN İSİM

Coşkun Öztürk Trabzonspor yönetiminde üstlendiği görevin yanı sıra Başkan Ertuğrul Doğan’ın destekleriyle amatör spor camiasına yaptıklarıyla da gönüllerde taht kurdu. Bordo-Mavili kulübün Başkanlık koltuğuna oturan Ertuğrul Doğan, ekibiyle el ele vererek amatör kulüpler, TÜFAD (Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği) ve ASKF’ye ayni ve maddi desteklerler verdiler, vermeye de devam ediyorlar. Bu zamana kadar amatör kulüpler, TÜFAD ve ASKF’ye çok büyük katkılar sundular. Bu projelerin detaylandırılıp şekillenmesi ve amacına yönelik uygulanması noktasında en etkili isimlerden biriside şüphesiz Coşkun Öztürk olmuştur. Öztürk’ün yapısı gereği pek fazla bilinmese de kendisi birçok amatör kulübü ve sporcuyu desteklemekte.

En ücra köşedeki çocuk veya gençlerin eksiklerini tespit ettirip gerekli destekleri verdiğini biliyoruz. Coşkun Öztürk bu yönüyle kulüplerin ve gençlerin gelişimine büyük katkılarda bulunmaktadır. Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan ve Asbaşkanı Zeyyat Kafkas ile yönetimi de Coşkun Öztürk’ün bu anlamlı çabalarını desteklemekte ve Öztürk amatör sporun yaşatılması adına önemli bir sorumluluk üstlenmektedir. Öztürk’ün genç, heyecanlı ve iş bitirici bir yönetici olduğu bilinmekte ve spor camiasında herkes tarafından takdir edilmektedir. Öztürk’ün gayreti ve çalışma disipliniyle ideal bir yönetici profili çizmektedir. Aynı zamanda ASKF yöneticisi de olan Sayın Öztürk, oradaki görevinin de hakkını veriyor. Bu vesileyle amatör spor camiası ve toplum tarafından da büyük sevgi ve saygıyla karşılanan Coşkun Öztürk, sadece amatör kulüpler ve gençlere değil, şehrin spor kültürüne de değer katan bir yöneticidir. Yöneticilikteki başarısıyla profesyonelde olsa amatör ruhunu koruyabilen ve spora olan tutkusuyla çevresindekilere ilham veren bir lider profili çizmektedir. Bu tarz yöneticiler vizyonları, gayretleri ve samimiyetleriyle sadece kulüpleri değil, toplumu da ilerilere taşırlar. Bu vesileyle Coşkun Öztürk’ü tebrik eder, başarılar dileriz. Yolu açık olsun.

UĞURCAN DAHA NEYİ İSPAT EDECEK?
 

Onu sevmeyenler, ona hasetlik edenler, onu bir kaşık suda boğmak isteyenler, kariyerine dil uzatanlar, kıs kıs gülenler dün vardılar, bugün varlar, yarın yine olacaklar. Onun yediği bir gole takıntı yapanlar, kötü oynayacağı maça kamp kuranlar, kalemini kılıç yapanlar o bir gol yiyor, siz sürekli! Eleştirmekle onu dövmeyi karıştıranlara bir çift lafım olacak:

Futbolumuzun en beyefendi, kariyerli, adam gibi adamını bir sopayla, bir çizikle, bir eleştiriyle yıkacağınızı mı sanıyorsunuz? Daha neyi ispat edecek, rüştünü gösterecek bu adam. Utanç kalesinde kalecilik yapmaya utanmıyor musunuz? Bazı kendini bilmezler hale daha Trabzonspor takım kaptanlığını yapan milli takım kalesini başarı ile koruyan bu sezonki performans ile birçok Avrupa takımlarının gözdesi haline gelen ve kalesini rakip forvetlere gole kapatan Uğurcan Çakır’ın düşün yakasından. Uğurcan bu şehrin ve Trabzonspor’un gözbebeğidir.

ÇOK BİLİYORSUN ERMAN ÖZGÜR!

Erman Özgür’ün Başkan Ertuğrul Doğan’a yönelik eleştirileri kulüp içi hassas dengeleri ve o dönem yaşananları görmezden gelen bir yaklaşım gibi görünüyor. Kısa bir süre Trabzonspor forması giymiş bir isim olarak arka planda yaşananları bilmeden kulüp iç dinamiklerine dair bu kadar sert bir yorum yapma hakkını kendinde bulması da tartışmaya açık… Abdülkadir Ömür’ün yıllar boyunca gösterdiği performans her ne kadar takdir edilse de son dönemde beklentilerin uzağında kaldığı ve bazı disiplini sorgulatan tavırları hepimizin malumu.

Ertuğrul Doğan’ın takımın geleceğini düşünerek böyle bir karar alması son derece doğal. Başkan Doğan’ın kullandığı “Kapının önüne koydum” ifadesi kulüp içinde disiplin ve yeniden yapılanma sürecinin bir parçası olarak değerlendirilmelidir.. Geçmiş başarılar oyuncunun bugün de kulüpte kalmasını garantilemez. Futbolda sürdürülebilir başarı için zamanında vedalaşmak bazen kaçınılmazdır. Üstelik Trabzonspor gibi köklü bir kulüpte forma giymek çok büyük sorumluluklar da gerektirir… Çokbilmişlik taslayan Erman Özgür’ün bu süreci eleştirmesi yerine başkanın kulübün geleceğini planlamaya ve garanti altına almaya yönelik cesur kararlarını anlamaya çalışması daha doğru ve yerinde olurdu…