Science dergisinde yayımlanan bir araştırma, şeker tüketimini kontrol altına almanın sağlıklı bir yaşamın temeli olduğunu ortaya koydu. Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, şeker tüketiminin azaltılmasının önemini vurgulayarak, bu alışkanlığın anne karnında başladığını belirtti. Erk, “Gelişme çağındaki çocukların ambalajlı gıdalardan uzak durması ve şeker tüketiminin minimuma indirilmesi için şehir şehir, okul okul gezerek eğitimlerle farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Yapılan güncel araştırmalar, şekerle mücadelenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor" dedi.
Hamilelikte Düşük Şeker Tüketimi, Diyabet ve Hipertansiyon Riskini Azaltıyor
Güney Kaliforniya Üniversitesi'nin araştırmalarına göre, hamilelik dönemi ve doğumdan sonraki ilk iki yıl içinde düşük şeker tüketimi, diyabet ve hipertansiyon riskini azaltıyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında uygulanan şeker karnesi ile yapılan karşılaştırmalı çalışmada, düşük şeker tüketimi yapan bireylerde diyabet riskinin yüzde 35, hipertansiyon riskinin ise yüzde 20 oranında azaldığı gözlemlendi. Bu veriler, şekerle mücadelenin anne karnında başlaması gerektiğini açıkça gösteriyor.
Araştırmalara göre, şeker tüketiminin azaltılması hamilelik ve ilk çocukluk yıllarında diyabet ve hipertansiyonun başlangıcını geciktiriyor. Ayrıca, şeker karnesi uygulamasının sona erdiği dönemde İngiltere’de şeker tüketiminin iki katına çıkması, sınırlı şeker tüketen bireylerin yetişkinlikte daha sağlıklı bir yaşam sürdüklerini kanıtlıyor.
Şekerle Mücadele, Diyabetin Yol Açtığı Ciddi Komplikasyonların Önünü Alıyor
Timur Erk, şekerin kontrolsüz tüketiminin böbrek hastalıkları, kalp-damar sorunları, sinir ve göz hasarları ile uzuv kaybına yol açabileceğini belirterek, “Tip 2 diyabetin kontrol altına alınmaması, birçok ciddi sağlık sorununa yol açabiliyor. Bu tür kronik rahatsızlıklarla mücadele etmek için şeker tüketiminin kontrol edilmesi şart. Ülkemizin yeni diyabet hastalarına değil, sağlıklı ve genç bir nüfusa ihtiyacı var” dedi.
Erk, şeker tüketiminin anne karnından itibaren kontrol altına alınmasının, toplum sağlığı açısından büyük bir öneme sahip olduğunu ve bu konuda yapılacak farkındalık çalışmalarının toplumun genel sağlık seviyesini yükselteceğini sözlerine ekledi.
