Türkiye’de, önünde “millî” kelimesi olan iki bakanlık var; Millî Savunma Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı… Eğitim sistemimiz açısından bunun anlamı, Türk Eğitim Sistemi, geleceğin Türk toplumunu inşa ederken, millî kültürün kabul edeceği bir anlayışın sisteme hâkim olması demektir. Nitekim sistemin amacı şu şekilde ifade edilmektedir: Türk Eğitim Sisteminin genel amacı; “İyi insan”, “iyi vatandaş” ve iyi “meslek adamı yetiştirmektir. Bu amaç, bütün toplumların sistemleri için üç aşağı beş yukarı aynıdır. Meselâ Fransız eğitim sisteminin amacı “iyi” Fransız yetiştirmektir; İsveç eğitim sistemi için de aynı şey söylenebilir; bütün ülkeler için benzer ifadeler doğrudur. Türk Eğitim sistemi “insan yetiştirme düzenimiz” olarak bilinir ve Türk kültürünü tanıtmak, benimsetmek ve geliştirmek amacına yönelik olarak faaliyetlerini sürdürmenin peşindedir.
Milli Eğitim Bakanı’nın “Türkiye’de eğitim evrenselleşti” sözünü nasıl okumalıyız? Türkiye’de eğitimin evrenselleşmesi, sistemin millî hedefinden uzaklaşması anlamına gelebilir mi? Her zaman şikâyet edilen sistemin millî olamaması durumunu “olumlu” bir şey olarak anlamak ne kadar doğrudur? Elbette bir eğitim sistemi “evrensel” değerler de barındırmalıdır. Ama bu “millî” ve “yerli” kalarak olursa anlamlı olur. Bu konuda Mevlana’nın “pergel metaforu” nu hatırlayalım: Ben, pergele benzerim, bir ayağım İslâm kültürü üzerinde sabit durur, öteki ayağımla bütün evreni dolaşır, bulduğum hikmetli ve faydalı bilgileri de alır, kültürümle sentezlerim. Kendimiz olarak evrensel değerler almamız doğru ama kendimizi unutarak başkalarının değerlerini almak, asla kabul edilebilir değildir.
“Evrensel kültür” olmayacağına göre “evrensel eğitim sistemi” de olamaz!.. Ne var ki milli kültürün içinde “evrensel değerler” olabilir; olmalıdır. Eğitim sistemi de millî olmalı ama “evrensel değerler ve uygulamalar” barındırmalıdır. Salt yabancıların sahip oldukları değerleri taklit etmek suretiyle kurgulanacak bir eğitim sisteminin başarı şansı hiç yoktur. Nitekim Türkiye’de konuşulan sisteme ilişkin sorunlar da hep sistemin millî olmaması ile ilgilidir. O zaman sistemin evrenselleşmesi, sistemin gayri millî olması anlamına gelir ki bu hiç de istenen bir durum değildir.
Eğitimin evrenselleşmesi, sistemin alt yapısı ve teknolojik donanımının genişletilmesi anlamına geliyorsa kabul edilebilir. Ama teknoloji yalnız başına bir belirleyici değildir. Atasözünün dediğine göre; iki gönül bir olunca samanlık seyran olur; gönüller bir olmayınca da sistemin evrenselleşmesinin hiçbir anlamı olmaz. Eğitim sisteminde istenen gelişmeyi gösteremediğimizi en yetkili ağızlar zaman zaman ifade etmektedirler. Eğitim sisteminin değişkenlerinin çokluğu, sistemin hedeflerine ulaşmasında olumsuz etkiye sahiptir. Sistemin bir boyutuna bakarak sistem hakkında sağlıklı kararlar elbette verilemez.
Sistemin adındaki “millî” sıfatına lâyık bir konuma gelmesi için sistemi her boyutu ile dikkate almak zorunludur. Sistemin salt teknolojik açıdan gelişmesi sistem için iyi bir şey değildir. Eğitimin milli kalabilmesi için kültürel ve insan kaynakları bakımından, her yönüyle gelişmesinin önemli olduğunun altı çizilmelidir.
Milli Eğitim Bakanlığının evrenselleşmesi değil, millî olması, sistemin geleceği için hayati öneme sahiptir.