Uysal, "Geçmişte yalnızca yaşlılarla ilişkilendirilen demans, artık genç yaş gruplarında da teşhis edilebiliyor. Özellikle erken başlangıçlı demans (EBD) 65 yaşından önce başlıyor ve bu durum, bireylerin hem iş hem de sosyal hayatını ciddi şekilde etkileyebiliyor." dedi.

Gençlerde Demansın Belirtileri Gecikmeli Teşhis Edilebiliyor

Demansın gençlerde depresyon, anksiyete ya da iş stresi ile karıştırılabildiği için erken teşhis zorlukları yaşanıyor. Uysal, erken başlangıçlı demansın belirtilerinin, çoğu zaman depresyon ve iş stresi gibi durumlarla karıştırıldığını, bu nedenle tanının geç konulmasının hastalar ve aileleri için ağır sonuçlara yol açabileceğini vurguladı.

Genetik Faktörler Önemli Bir Rol Oynuyor

Çay mı Kahve mi? Hangisi Sağlık İçin Daha Faydalı? Çay mı Kahve mi? Hangisi Sağlık İçin Daha Faydalı?

45 yaş altındaki bireylerde, genetik faktörlerin demans gelişiminde etkili olabileceğine dikkat çeken Uysal, 2024 yılında yapılan araştırmalara göre, yüksek LDL kolesterol seviyelerinin ve tedavi edilmemiş görme kaybının demans riskini artırabileceğini belirtti. Ayrıca, beyin ağlarının nasıl etkilendiğini anlamak için kullanılan ileri belirteç ve görüntüleme yöntemleriyle erken teşhisin daha kolay hale geldiğini söyledi.

Demans Sadece Bellek Kaybı Değildir

Uysal, erken başlangıçlı demansın yalnızca bellek kaybıyla sınırlı olmadığını, aynı zamanda davranış değişiklikleri, dil kaybı, görsel algı bozuklukları gibi belirtilerle de başlayabileceğini ifade etti. Uysal, "Kişilik değişiklikleri, iş performansındaki düşüş ve sosyal geri çekilme gibi durumlar da demansın erken belirtileri olabilir. Erken tanı konulduğunda hastalık süreci yavaşlatılabilir ve hastanın yaşam kalitesi artırılabilir." dedi.

Toplumda Farkındalık Artırılmalı

Uysal, erken başlangıçlı demans konusunda farkındalık kampanyalarının düzenlenmesi ve multidisipliner merkezlerin yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, genetik testler ve biyobelirteçlerin daha erişilebilir hale getirilmesi gerektiğini belirtti.

Kaynak: İHA