Mazideki Trabzon’un geçen haftaki bölümünde ilimizde can ve mal kayıplarına neden olan heyelanlara başlamıştık. Bu hafta da konuya devam ediyoruz.
Mazideki Trabzon’un geçen haftaki bölümünde ilimizde can ve mal kayıplarına neden olan heyelanlara başlamıştık. Bu hafta da konuya devam ediyoruz ve Trabzon’da en fazla can kaybına neden olan Çatak heyelanına kadrajımızı çeviriyoruz.23.06.1988 günü meydana gelen heyelan, Trabzon ilinin bilinen büyük afetlerinden biridir.
Maçka ilçesinin Çatak köyü, Trabzon-Gümüşhane karayolunun üzerinde Maçka Deresi’nin Değirmendere ile birleştiği bir düzlük üzerinde yer almaktadır. Heyelandan önce köyde 95 konut, 11 işyeri, okul, sağlık ocağı, cami ve mezarlık yer almaktaydı. Trabzon Bayındırlık ve İskân Müdürlüğünce 41 konut ve 3 iş yerinin zarar gördüğü tespit edilmiş ve hak sahipleri afetzede olarak kabul edilmiştir.
HEYELAN NASIL BAŞLADI?
Heyelanın olduğu sene Karayolları Bölge Müdürlüğünde araştırma başmühendisi olan ve daha sonra bölge müdürü ve bir dönem de Trabzon Belediyesinde başkan yardımcısı olarak görev yapan Osman Necip Sevinç o yıllarda bizzat yaşadıklarını şöyle anlatır:
23 Haziran 1988, saat 8.50. Trabzon’da iki gündür kesintisiz yağmur yağıyor. Birden masanın üzerindeki telsizden Bakım Şefi Osman Akşan’ın haykırışını duyduk. “Müdür bey, Çatak Uçtu;en az 500 ölü var; 10 otobüs heyelan altında kaldı. Değirmendere’nin önü kapandı, arka taraf baraj oldu, Maçka bile tehdit altında, durum felaket.”
Heyelanı görüp haber veren kişi demek ki panik halinde olayın vahametini bu şekilde anlatmış.
Olay aslında şöyle gelişmiştir: 23 Haziran günü saat 02.30’da Maçka Çatak köyünde önce bir miktar moloz taş ile 5-6 tane blok kaya kayarak yoldaki trafiği engellemişti. Bu çok küçük boyutlu bir kayma idi. Yolu trafiğe açmak için Karayolları ekipleri çalışmaya başlamıştı. O sırada yolun açılmasını bekleyen otobüslerden inen yolcular heyelanlı yamacın hemen önündeki kahvehaneye, çay içerek beklemek maksadıyla girmişler. Bu esnada 07.15 civarında 2. büyük heyelan meydana gelmiş ve 800 bin metreküp yamaç döküntüsü kayarak kahvehanede bulunanları örtmüştü. Kahvehane binası aslında heyelan merkezinden daha yukarıda olmasına rağmen binayı Maçka tarafına doğru itmiş, Değirmendere’nin önü de heyelan malzemeleri ile kapanınca yükselen su nedeniyle binanın bir kısmı su altında bir kısmı da toprak altında kalmıştır.
KAÇ KİŞİ ÖLDÜ?
Karayolları başmühendisi Sevinç’in anlattığına göre heyelan o kadar büyük boyutta idi ki bir hafta Trabzon-Erzurum yolu kapalı kalmış, bir haftadan sonra da sadece gündüzleri olmak kaydıyla kontrollü geçişe müsaade edilmiştir. On gün boyunca yukarıdan taş düşmeye devam ettiğini söyleyen Sevinç, 24 saat çalışmalarına rağmen 3. günde bile ölü ya da diri kimseye ulaşılamadığını söyler.Çalışmalar günlerce haftalarca sürdü ve 63 kişi toprak altından çıkarıldı. Ancak resmi kayıtlar 64 kişinin bu heyelanda hayatını kaybettiğini yazmaktadır. Çünkü heyelanın olduğu saatte oradan geçmekte olan Neşat Bülbül (56) ise hiç bulunamadı.
Oğlu Orhan Bülbül, boğazı düğümlenerek anlattığı olayda ilk etapta oluşan küçük heyelanı açmaya çalışan iş makinasının lastiği patlayınca çalışmaya ara verildiğini ve bu esnada arkada araçların birikmeye başladığını söylüyor. Greyderin lastiği patlamasaydı kalan birkaç kaya parçası yoldan kaldırılacak ve babasının da içinde bulunduğu araçlarınheyelandan önce oradan geçmiş olacağını belirtiyor.
(Neşat Bülbül'ün cenazesi bulunamadı)
Ancak iş makinasının lastiği tamir edilirken bekleyen otobüs ve diğer arabaların yolcuları kahvehaneye girdikten sonra meydana gelen heyelan, kahvehaneyi ve etrafındakileriyutunca facia gerçekleşmiş oluyor. Heyelan altında kalanlardan 3 tanesi de Alman vatandaşıdır. Almanya’dan Sumela Manastırına doğru yaptıkları yolculukta onlar da heyelana yakalanmışlardır. Sadece onlar mı? Köyde var olan dükkânların büyük bir bölümü, köy ilkokulu, köy ortaokulu, köyün mezarlığı, yaşlı ceviz ağaçları ve birçok binamız gelen büyük heyelan kütlesi ile silindi gitti.