Dört senede bir yapılan, Olimpiyatları dünya şampiyonalarından ayıran özellik bütün branşların aynı tarihte toplu bir şekilde yapılmalarıdır. Olimpiyatlar ülkeler için çok büyük bir reklam aracıdır.

Ancak ülkenin reklamını yapabilmek için kalabalık kadroyla katılmakla değil, 1’incilik kürsüsüne çıkıp, İstiklal Marşı’mızı dünya devletlerine dinletip Türk bayrağını göndere çektirmekle olur. Türkiye olarak hemen hemen her branşta bu büyük organizasyona katıldık.

Ancak istediğimiz şekilde 1’incilik kürsüsüne çıkamadık. Tabii bu tür organizasyonlar mali yönden ülkemize çok büyük yük getirmektedir. Tekrar ediyorum, İstiklal Marşı’mızı dinletebilseydik, bayrağımızı göndere çektirebilseydik amaçladığımız yüksek düzeydeki reklamı yapmış olurduk ancak maalesef olmadı.

Ferdi branş olarak bokstan bahsetmek gerekirse, boksörlerin maçlarını izlediğim kadarıyla büyük başarı göstererek finale kadar yükselmelerine rağmen 1’incilik kürsüsüne çıkamadılar. Elbette finale kadar yükselmek büyük bir başarıdır. Şimdi neden finalde boksörümüz yenildi. İlk olarak başlarındaki antrenörler maçları doğru okuyamamakta, yanlış taktikler vererek boksörlerin yenilmesine sebep olmuşlardır. 25 sene Türk Boks Milli Takımı başında bulunan bir teknik direktör olarak her zaman söylediğim bir şey vardır: Düşünebiliyor musunuz? Boksu bilen anlar; verdikleri taktiklere bakın. Boksörlere, “Karşıdaki boksörün önünde dur” diyor.

Böyle saçma sapan bir taktik olur mu? Nerede teknik hareketler? Buna benzer yanlış taktikler neticesinde finallere kadar gelip oradan öteye gidemedik. İllerde Türkiye şartlarında yetişen boksörleri ilindeki antrenörü tecrübesiz olmasına rağmen uluslararası maçlarda görevlendirmek çok büyük hata. Çünkü seyrettiğimiz kadarıyla boksörlere sanki ilde maç yapar gibi taktikler vererek olimpiyatlar gibi büyük organizasyonlarda verirseniz yukarıda belirttiğim gibi finale kadar gelmeyi başaran boksörler bunlar yüzünden kaybetmeye mahkumdurlar ve kaybetmişlerdir. Boks milli takım kampları oluştuğu zaman federasyonun seçeceği teknik düzeyde bir antrenörü futboldaki gibi seçmesi gerekir.

Nasıl mı? Futbolda illerden çağırılan futbolcular kamplara kendi antrenörleriyle değil, Türkiye Futbol Federasyonu’nun tespit ettiği bir sorumlu teknik direktör başa getirir, o teknik direktöre tam yetki verilir o da yardımcılarını seçerek çalışmaları en yüksek düzeyde yürütür. Başarıda bundan gelir. Bizim Türkiye Boks Federasyonu’nun uygulamasına bakın; oy alma katkısı ile hasbelkader ilerdeki antrenörün boksörü milli takıma seçilemez.

Antrenörü ayağa kalkarak, "Bu benim sporcum benim başında olmam gerekiyor" der. Öyle ya da böyle o antrenör takıma gelir olimpiyatlarda olduğu gibi sonu hüsran olur. Neden futboldaki illerden gelen kulüp antrenörleri sporcuları milli takıma gittiklerinde şunu diyemiyorlar? “Ben milli takıma sporcu verdim başlarında olmam gerek” çünkü sistem bu şekilde sağlıklı devam etmekte ve başarıda bunla beraber gelmektedir.