Abdullah Avcı maçtan önce şöyle konuştu: “Galatasaray geçen sene 1 golle şampiyonluğu kaçırdı ve bu sezon da gençleşmiş bir takım oldu. Galatasaray merkezde de kalabalık oynayan bir takım. Dolayısıyla topa sahip olmamız gerekecek” dedi.
Demek ki, Abdullah Avcı, Galatasaray’ı çok iyi etüt etmiş. Güzel de, o gençleşen Galatasaray’a karşı nasıl bir oyun tarzı geliştirebildi, bu koca bir soru işaretedir. Galatasaray’ın merkezine de hiç önlem alamadığını gördüm.. Buna bir de Abdulkadir Ömür, Edgar ve İsmail Köybaşı’nın kötü futbolu eklenince Trabzonspor bir ara çizikten çıktı.
Trabzonspor, Galatasaray’dan golü yiyene kadar evet ataklar geliştirir gibi oldu ama Abdulkadir Ömür’ün kaptırdığı toplar sinir bozucu oldu, kaptırdığı topların birini Emre Kılınç affetmedi, Edgar’ın da hatalı geri pasını yine affetmeyen Emre Kılınç’tı… Edgar bu gidişle yerini Denswil’e kaptırır. İsmail Köybaşı’nı zaten saymıyorum, ne oynadığı belli olmayan bir futbolcu o… Buraya kadar yanlışlarla dolu bir Trabzonspor izledik. İlk yarıda…
Abdullah Avcı nihayet İsmail’in yerine Trodnsen’i, A.Kadir Ömür’ün de yerine Yusuf Sarı’yı oyuna dahil edince bir anda takım toparlandı ve Cornelius’un attığı golle moraller yerine geldi. 2-1 Cornelius’a bir çift lafımız olsun, attığın gol gerçekten de çok iyiydi. Ama kaçırdıklarını anlamakta zorlanıyorum. Gelelim diğeri konuya, Trabzonspor takımındaki tüm oyuncular neredeyse her topu Nwakaeme ile buluşturmak gibi bir görev üstlenmişler… Ama bu Nwakaeme’yi çok yoruyor, haberiniz olsun…
Gelelim asıl konuya, Abdülkadir Ömür kötü oynayabilir, oyundan alınırken yuhalanması ayıpların en büyüğüdür. Trabzonspor taraftarı bu konuda aklını başına toplamadı. Birde 2-0 iken sahaya giren bir taraftarın Hamşik’e hesap sorar gibi davranması da ayrı bir bombadır. Diyorum ki ben, herkes aklını başına toplasın. Nedir bu gerginlik, nedir bu sinirlilik hali. Tribünlerin bir en az 70 dakika kavga etti. Trabzonspor yönetimine bu bağlamda görevler düşmektedir, bir an evvel taraftar gruplarının başkanları ile bir araya gelinip durum değerlendirilmesi yapılmalıdır. Yanılıyor muyum?
Uğurcan Çakır’ın Hollanda’dan 6 gol yemesine rağmen, çok iyi toparlandığını gördüm, kurtardığı pozisyonları alkışlamak gerekiyor, bir de oyuna topu sokma konusunda çok becerikliydi. NOKTA…
İkinci yarıya Trabzonspor çok istekli ve arzulu başladı. Fakat Trondsen gene sakatlanınca, yeni transfer Denswil oyuna dahil edildi, sol bekte oynayabildiği için… Fena da değildi… Neyse, Galatasaray o kadar basit gol pozisyonlarına giriyordu ki, inanılır gibi değildi dedik ama bu kez Trabzonspor’un ustaları sahneye çıktı. Hamşik en az 5 futbolcuyu oyundan düşürdü, pasında Nwakaeme’ye sadece dokunmak kaldı. 2-2 oldu. Galatasaray basit gol pozisyonları buluyordu demiştik ya, 76’da aynısı oldu, Yusuf Sarı kaleye giden topu çizgiden çıkarttı. Sonrasında Nwakaeme şov başladı, artık Fatih Terim’inde kontrolünden de çıkan Nwakaeme neler yaptı neler…
Sonuç olarak, Abdullah Avcı’nın büyük dersler çıkartması gereken bir Trabzonspor izledik. Bir notumuz da şu olsun, Sipois bu takımda banko oynar. Kendisine yer bulmakta Avcı’ya düşer. Trabzonspor, Galatasaray’ı tüm olumsuzluklara rağmen yenebilirdi ama olmayınca da olmadı..