Abdullah Avcı’nın ismi Trabzonspor teknik direktörlüğü için gündeme geldiğinde, o hep pas, çok pas, yan pas, geri paslı futbol anlayışının, yemesi, konuşması, yürümesi çabuk tez canlı Trabzon insanının takımı Trabzonspor’a uymayacağı..
“İşime yaramaz’ gerekçesiyle göndereceği oyuncular ile ‘ Bunları da mutlaka isterim’ diyerek aldıracağı pahalı transferlerle kulübün zaten boyunu çok aşan borç yükünü daha da katlayacağı, ve de işler kötü gittiğinde arkasında içinden çıkılmaz tam bir enkaz bırakacağı gibi gerekçeleriyle Avcı’nın uygun bir tercih olmayacağını belirten yazılar yazmıştık.
**
O günlerde telefonum çaldı, baktım kardeşimiz Hüsnü.
Trabzonspor genç takımından A takıma yükselip A Milli Takım formasını da giymiş, 5’i lig şampiyonluğu olmak üzere 13-14 kupa kaldırmış sonrasında pek çok takımda teknik direktörlük yapmış Hüsnü Özkara.
Özetle şunları söyledi; Abi yazılarını okuyorum, Abdullah Hoca için öyle diyorsun ama diğer antrenörlerle karıştırma, bu başka, farklı bir boyut.
Eğer tutarsa Trabzonspor çok farklı bir kimlik kazanabilir..
“İnşallah öyledir bakacağız’ deyip telefonu kapattık.
***
Trabzon’a geldiğinde yaptığı basın toplantısında söyledikleriyle gördük ki ,Trabzonspor, Trabzon insanı, taraftarı hakkında çok detaylı bilgiler almış..
Trabzonspor’un değerlerini kucaklayan, geçmişine saygılı, geleceği için umut vaat eden..
Daha da önemlisi, donanımlı bir teknik adam olarak Başakşehir’de, milli takımda ve Beşiktaş’ta çeşitli nedenlerle yapamadıklarını gerçekleştirebileceği bir takıma, Trabzonspor’a geldiğinin bilincinde..
Bunu ifade ederken kullandığı cümle ise hafızalara kazındı:
‘Trabzonspor’un da benim de Türk futbolundan alacağımız var’
***
Ve o alacakları tahsil etmek için kolları sıvadı, sonrasında yaptıkları ortada..
Bu sezonki saha sonuçları için konuşursak Süper Lig’in geride kalan 14 maçında 11 galibiyet almış, 3 kez de berabere kalırken hiç yenilmeden 36 puan toplamış.
Şampiyonluktaki ezeli rakiplerinden Fenerbahçe’ye 12, Galatasaray’a 14, Beşiktaş’a da 16 puan fark atmış..
Lig ikincisi Konyaspor’un ise tam 10 puan önünde..
Bu sonuçları alırken de takımın neredeyse yarısından mahrum çıktığı maçlar olmuş, ancak Trabzonspor edindiği kazanma alışkanlığıyla bunu hiç sorun yapmadan yoluna devam etmiş..
Genel olarak 26, deplasmanda ise 25 maç art arda yenilmemiş..
Ayrıca kaybolmak üzere olan Abdülkadir Ömür’ü kısa sürede Trabzonspor’a maç kazandıran en etkili oyuncularından biri haline getirmiş..
‘Marifet iltifata tabidir’ sözünden yola çıkarak Hocamızı kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz.
Çünkü O’nun başarısı Dünya’daki tüm Trabzonsporluların mutluluğu demektir.
KIRMIZI KAR DA YAĞSA, FARKETMEZ!
Takipçilerine bu kadar fark atan ve adeta Covit’in yeni varyantları çıktıkça sosyal mesafeyi daha da aralayan Trabzonspor’un bu saatten sonra şampiyonluğu kaybetmeyeceğini vurgulamak için spor yazarı arkadaşlarımız ‘Kırmızı kar yağmadıktan sonra ‘ ifadesini kullandı.
Peki, kırmızı kar yağar mı?
Eldeki bilgilere göre kırmızı kar yağışı nadiren de olsa rastlanılan bir durumdur.
Tarih kayıtlarına geçen ilk bildirim Aristo tarafından yapılıp, kendisi buna "kanlı kar" adını vermiştir. Birkaç yüzyıl sonra Roma tarihçisi Pliny de benzer bir kayıt tutmuş, yağan karın pasa benzediğini belirtmişti.
Yani demem o dur ki; Kırmızı, Yeşil, Lacivert kar da yağsa, Trabzonspor şampiyonluğu kaybetmez..
Lakin tek bir şartla..
Yöneticisi, iş garantilenmeden değil şampiyonluk lafı etmek, Ş harfini bile kullanmayacak..
Hocası, futbolcusu olaya şimdiye kadar olduğu gibi maç ,maç bakmaya devam edecek..
Puanları üçer üçer cebe atacak.
Hem şampiyonluk denilen güzelin eli çenesinde pencere kenarına abanmış Trabzonspor’un yolunu gözlediğini bilmeyen mi var!
***
Artık bize de VAR!
Yakın zamana kadar ellere VAR, bize yoktu, bu VAR!
Ama artık bize de var..
Gaziantep maçından sonra Karagümrük karşılaşmasında da girdi devreye..
Yoksa hakem Çakır ne gözünün önündeki penaltıyı verecekti, ne de kaleci hatalı çıkış yaptığı halde tekrar ettirecekti.
Zaten çoktan korneri göstermişti.
Beşiktaş –Giresun maçında da aynısı oldu.
Eğer VAR gerçek işlevini yapmasaydı, ne Giresunspor penaltı kullanacaktı, ne de Beşiktaş 10 kişi
kalacaktı..
Yani VAR adaletli kullanıldığında zayi olmuyor haklar..
Yoksa bazı hakemler bir şekilde seni haklar!
**
KESİN OLURLAR
Yolda, izde soruyorlar;
‘Abi ya, bu Beşiktaş 16 puan gerimizde kalmış başkanları hala ‘Şampiyon olacağız’ diyor, bir şey mi biliyor?
Doğrudur diyorum, elbette olurlar.
3 sene,5 sene, olmadı 10 sene içinde mutlaka şampiyon olurlar!
***
BU ÇOCUĞA KOMBİNE VERİLMELİ!
Galatasaray maçında sahaya girip Abdülkadir Ömür’ün yanına giden ve ‘Sen ne yapıyorsun ya, doğru oynasana’ diyen çocuğu hepimiz eleştirmiş, ’Böyle bir şey olamaz’ demiştik’.
Sonrasında haftanın iki günü İstanbul’dan uzman getirtip ekstra kuvvet çalışmaları yapan,
dahası, İngilizce ders almaya başlayıp Avrupa’ya gitmekte kararlı olduğunu gösteren ve kısa sürede eski kimliğinin de ötesine geçerek Trabzonspor’a maçlar kazandırmaya başlayan Ömür’ün bu silkinişinde bu çocuğun da büyük rolü olduğunu düşünüyorum.
Belli ki Ömür’ü ‘Gerçekten ben ne yapıyorum?’ diye düşündürüp kendisine getirmiş.
Yani bu olay Ömür’ü öyle bir silkelemiş ki, jet hızıyla yukarı fırlatmış.
Yönetimin yerinde olsam bu çocuğu bulup kendisine kombine veririm.
DEVLET TRABZONSPOR’U DESTEKLİYOR ABİ
Trabzonspor açınca arayı Birileri hepten yedi kafayı, Alayınız birleşse bozamaz bu havayı.. Fırtına dar edecek sizlere sahayı.. Bakanlar yapmış ortayı ! Genel Kurmay vurmuş kafayı! Pazardan mı aldınız? Bu muhteşem kafayı..!