‘Efsanellerle yeniden’isimli futbol turnuvası için Trabzon’a gelen Bordo-Mavililerin unutulmaz eski yıldız futbolcularından Abdullah Ercan ve Şota Arveladze’ye Doğu Pen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Şengün’ün Sürmene Çamburnu’nda verdiği kahvaltıya biz de katıldık.
Ve tabi, iki futbolcunun da Trabzon’a geldiği ilk günleri de bilen birisi olarak güzel sohbetler yaptık. Bazılarının yazılmasını istemediler ve biz da saygıyla karşıladık, bazılarını ise sizlerle paylaşmak istedik.
Abdullah Ercan diyor ki: ‘ Trabzonspor, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş gibi takımların kendine has kanunları olmalı. Nasıl futbol oynayacakları önceden belirlenmeli,teknik direktörden futbolcusuna kadar bütün transferler de bu doğrultuda yapılmalı.
***
Trabzonspor gibi bir takımda 4 tane 6 numara olmaz.
Trabzonspor sahasında 3 ön liberolu oynamaz .
Ayrıca Trabzonspor’un bekleri hele de sahasında sürekli huücumda olur.
Biz de son anda şampiyonluk kaybettik, biz de mağlup olduk ama, insanlar oynadığımız futboldan zevk alırdı.Ve hiç tatmin olmaden sürekli daha iyisini isterdi.
Şimdi ise insanlar yenilsen ,berabere kalsan zaten mutsuz da, yensen bile kimse memnun değil.
Hiç unutmam Avni Aker’de tek maç elemeli statüde Karabükspor’la Türkiye Kupası maçı oynuyoruz ve 6-1 galibiz.
Maçın bitimine 15-20 dakika var,tam önüme tribünden bir postal atıldı. Bildiğiniz asker postalı.
‘Ne oluyor’ diye kafamı kaldırıp baktığımda seyircinin biri bağırıyor.
‘Koşsanıza la, ne biçim oynaysınız’
Şota ile Arçili karıştırdık!
Bir antrenmanda ikiye iki oynuyoruz.
Ben ile Kemal Abi (Serdar) bir, karşımızda Arçil’le Şota
Kemal Abi ‘Ben Şota’yı alayım sen Arçil’i’ dedi, başladık
Başladık ama ikimizde aynı adama koşuyoruz .
Çünkü hangisi Şota,hangisi Arçil belli değil.
‘Böyle olmaz’ dedik ‘Biriniz başka takıma gidin’
***
UĞURCAN’DA OLMASA!
Ligde oynadığı7 maçta 6 beraberlik ve 1 galibiyetle 9 puan toplayan Trabzonspor’un çok yüksek maliyetli forvet oyuncuları toplamda sadece 7 gol atarken, kalesinde de 6 gol gördü.
Ancak herkesinde gördüğü gibi bunu hiç tartışmasız kaptan kalecisi Uğurcan Çakır’a borçlu.
Zira, tüm kulvarlarda 13 maça çıkan Bordo-Mavililer 10 gol yerken ,Uğurcan bu maçlarda tam 32 kurtarış yaparak takımını hezimetlerden kurtardı.
Sezona muhteşem bir başlangıç yahparak şampiyonluk sezonundaki performansını da geride bırakan Uğurcan, Trabzonspor’u tam anlamıyla Trabzonspor’u tek başına ayakta tutan isim oldu.
Şimdi gel de bu kadar transfer savurganlığının yaşandığı bir takımda, dönemin kalecisi Onur’un sakatlığı uzadı diye altyapıdan Uğurcan’ı A takıma alanlar şükranla anma..
Sağolun, varolun, çok yaşayın.
Trabzon ve Türk futbolu size minnettar.
YAYLACILARIN ÜNLÜ KONUĞU..
Son olarak, çok ünlü bir cerrah ,müzik adamı,solist ve de Ofli..
Branşında bir çok uluslararası ödül bulunan Acıbadem Üniversitesi Robotik Cerrahi ve Üroloji Bölüm Başkanı Prof.Dr.Ali Rıza Kural’ı Osman Sadıklar’ın ricası üzerine yayla yayla dolaştırıp sezonu kapatan yaylacılar grubundan Bülent Deveci arkadaşımız anlatıyor:
Osman Yıldızlar hocamız Malatya’dan aradı ve üniversiteden sınıf arkadaşı olan Ali Rıza Kural ve beraberindekilerin Trabzon yaylalarını gezmek istediklerini ve aklına ‘Yayla gezgini’ olarak benim geldiğimi belirtip ‘Yardımcı olurmusun?’ dedi. Hiç tereddüt etmeden ‘Tamam’ dedik.
Moloz’da buluştuk tanışma faslı’ndan sonra yola revan olduk.
Güzergah, Vakfıkebir üzerinden,Tonya Fol vadisi ve Erikbeli Yaylası.
Foliya Tesislerinde mükemmel bir kahvaltıdan sonra içilen çayların ardından düştük yollara. Kızılağaç’taki moladan sonra ver elini Kadırga. Sonrasında Mandagözü,Derinoba,Beypınarı derken,Honefter,Haçka Yaylası, ve son olarak Düzköy ile yayla turunu sonlandırdık.
Sonuçta dostlar da memnun kaldı, güzel insanlar tanıdık.
Hele de Ali Rıza Hocam tam bir gönül insanı.
Ha, unutmadan,Hocaya bir ara, Doktoktorların müzikle uğraşısını sorduğumda
şu cevabı verdi:
Delirmemek için.
***
Yıl 1932
Nemlioğlu Cemal Sokağındaki İdmanocağı Kulübü bahçesi.
Kadınlı erkekli tenis oynamaya gelmişler,
(Mehmet Müftüğlu’ndan alıntı’