Bundan tam 75 yıl önce 47 yaşında vefat eden Cemal Nadir’in karikatürleri güncelliğini hiç yitirmez. Çünkü rahmetli, zam, enflasyon, hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı,sonradan görme zenginler gibi konulara ağırlık vermiştir.

Al 80 yıl önce çizdiği bir karikatürü vur bugünün tarihini, hiç yadırganmaz.

Bizim yazılar da neredeyse böyle oldu.

20-30 yıl önce yazdığımız bir yazıyı isimleri değiştirip yeniden yayınlasak garipsenecek bir durum olmaz.

Çünkü  ana konu Trabzonspor olunca ,O’na yapılanlar ve yapılmaya çalışılanlar hiç değişmez..

Çok eskiden de böyleydi, bu gün de böyle..

Yarın da değişen bir şey olmayacak.

Bu öyle ironik bir durumdur ki,  karşı tarafta Trabzonspor olunca  sağcısı, solcusu ,dincisi, dinsizi, sosyalisti, komünisti, faşisti, tarikatçısı ,muhafazakarı, anında birlik olur..

Alın işte en son Fenerbahçe maçını..

İrfan Can-ile Siopis’in pozisyonunu..

Tekrarlamaya gerek yok,  ekranları parsellemiş yorumcular, uzmanlar! emekli hakemler, şunlar bunların dediklerini biliyorsunuz..

Ve şunu de iyi biliyoruz ki  yerde yatan İrfan Can ,ayakta  Siopis olsaydı bu dediklerinin tamamen tersini söyleyecektiler..

Nitekim Metin Tümer hislerimize tercümen olup aynen şunları söylemiş: Pozisyonda yerde yatan oyuncu İrfan Can, ayağa basan kişi de Siopis olsaydı ve kırmızı kart çıkmamış olsaydı, maç da berabere bitseydi Fenerbahçe tarafından aynı açıklamalar gelecek miydi hakem üzerinden? Kart isteyecek miydin bu pozisyona, yüzde yüz isteyecektin.

***

Peki niye böyle oluyor?

Çok sebebi var da ilki tamamen duygusal..

FB Başkanı Ali Koç’un yüzlerce şirketi var mı, var.

Bu şirketler TV’lere, gazetelere milyonlarca liralık reklam verir mi verir.

Sıkıysa O’nu üzecek bir şey söyle..

Bir telefonla işin biter.

O koltuğu ve ballı maaşı rüyanda görürsün..

Yani el mahkum..

İşte bu yüzden Trabzon’da sahaya yarım elma atılsa ana haber bültenlerinin ilk sırasına yerleştirenler  Fenerbahçe’nin sahasında Bakasetas’ın nakavt edilmesini, cengaverlerin sahaya girip hakeme saldırmasını  da göremezler!

Ayrıca giderek artan bir hızla yaklaşmakta olan  büyük tehlikenin de farkındalar.

Az kafa kaldıranın en iyi futbolcularını alıp onları sıradanlaştırdıkları devirler çok eskilerde kaldı.

İyi kötü bir gelire kavuşan kulüpler yaşamak için aslarını elden çıkarmak zorunda değil..

Dahası, insanlar kendi şehirlerinin takımlarının taraftarı  oldular..

Çünkü bu işin bir yerde gurur mücadelesi olduğunun farkına vardılar.

Kalpleri artık İstanbul’un 3 semt takımı için değil, dedesinin, babasının, anasının mezarının bulunduğu, ekmeğini yiyip ,suyunu içtiği kendi şehrinin takımları için atıyor..

Ve bu da birilerine çok batıyor.

Çünkü eski çamlar oldu bardak..

Sen git işine bak..

***

Ve tabi bu işin öncülüğünü de Trabzonspor yapıyor.

Diğer şehirlere de örnek oluyor.

‘O yaptıysa biz niye yapmayalım’ dedirtiyor.

Bir Konya, Adana, Alanya, Kayseri, Sivas umutlanıyor.

Bu yüzden işi baştan bitirmek, Trabzonspor’u aradan çıkarmak gerek.

Lakin bir türlü başaramıyorlar..

Bütün güçleriyle saldırıyorlar, hava alıyorlar..

Almaya devam edeceklerinin de farkındalar.

Halep oradaysa sahalar burada..

Bu şahlanışın bu sezonla sınırlı kalmayacağının da farkındalar.

Şaşırmış vaziyette, topluca saçmalıyorlar.

Bu yüzden ne derse desinler aldırmayın ..

Cevabı zaten taraftar tribünlerde, Trabzonspor’da sahada veriyor.

Önüne geleni yerlere seriyor.

Bozmayın keyfinizi..

Çıkarın tadını..

Onlar ne derse desin Dünya ezberledi Trabzonspor’un adını..

Bu arada zaman zaman aleyhimize olsa da, bu VAR iyi ki var.

Çünkü VAR çıktı ,kel göründü..

Sökmüyor artık eski artistlikler!..

At kendini yere al penaltı.

‘Ofsayt ama hakem öyle gördü’

‘Elle aldı ancak kasıt yok’

‘Sen yeter ki topu kaleye sok’

Yok artık öyle..

Şansınıza küsün, bundan sonra böyle..

Bu daha iyi günleriniz.

Bu kafayla giderseniz sıradanlaşacağınız günler sandığınız kadar uzak değil.

Mozart ve de zaartt!

‘Hakem ve VAR  hakemleri; futbolu da, tüm heyecanı da tüm zevki de, Fenerbahçe’yi de katletti..

Rezillikti.

Her şeye rağmen yenilmedik; 1-1.

Türkiye’de bunlar yaşanıyor.

Utanıyorum.

Çağdışı.’ 

Demiş sosyal medya hesabından besteci Sayın Fazıl Say..

Fazıl Bey, sanatınızı anlayabildiğimiz kadarıyla beğenir takdir ederiz,-.

Lakin çağdaşlıkla! hiç bağdaşmayan fanatikliğin gözünüzü bu kadar kör etmesini yadırgadık.

En azından pek anlamadığınız konularda kendinizi  malum şahıslar gibi gülünç durumlara dürmeyin.

O zaman ben de  size bir güfte yazayım..

Müzikte bir dev doğdu Dünya’ya

Dediler adına Mozart..

Kimi de kendini  büyük sanıyor ama.

Aslında zart  da zaarrtt!

Bakasetas’a ne oldu?

Taraflı ,tarafsız çoklarına göre  sezonun ilk yarısında Süper Ligin en iyi futbolcusu Trabzonspor’un Yunan orta sahası  Bakasetas’tı..

Attığı ve attırdığı gollerle maçlar kazandırıyor, tribünleri ayaklandırıyordu.

Bordo-Mavili taraftarın da haliyle göz bebeğiydi.

Sonra sakatlandı, artından pozitif çıktı..

Ve Bakasetas kayboldu..

Değil maç kazandırmak, son Fenerbahçe karşılaşmasında olduğu gibi takımı 10 kişi oynatır oldu.

Yetenek kaybolmaz.

Bisiklet sürmek, yüzmek gibi top oynamak ta unutulmaz.

O zaman sorun nedir?

Ya da kendisini bulması niye bu kadar uzun sürdü?

İnsan merak ediyor..

İyi demeye korkar olduk!

Teknik direktör Abdullah Avcı Fenerbahçe maçının ilk11’inde Hugo’nun yerine sahaya genç Ahmet can’ı sürünce doğrusu tedirgin olduk;

‘İyi ama bu maçın baskınını kaldırabilir mi?’

Bariz bir hata yapar da yenilgiye sebep olursa  şansını kaybeder, en az 6 ay geriye’ gider ‘diye endişelendik.

Lakin 90 dakika boyunca çok başarılı bir şekilde maçı tamamladı.

Kolay değil.

“200 lira verip bakkala yollasan acaba parayı kaybeder mi?’ diye endişeleneceğin yaştaki birinin böylesine bir maçta böyle bir futbol sergilemesi..

Elbette öğrenmesi gereken daha çok şey var ve henüz olmadı lakin gidişatı çok iyidir.

En büyük şansı da Egemen gibi süper bir stoperin öğrencisi olmasıdır.

‘Bu gidişini  devam ettirirse  yakın bir gelecekte  banko olarak sırtına geçireceği  formayı 10 yıl kimseye bırakmaz’ diyeceğiz ama diyemiyoruz..

Çünkü başta yakın çevresi olmak üzere, eş dost, arkadaş, akrabanın da yanlış yönlendirmesiyle bu durumdayken kaybolan o kadar çok genç var ki.

O zaman şöyle diyelim:

Evlat, henüz tam olmadım ama olacaksın..

Bu kadar emeği ve umudu boşa çıkarma..

Kendine de yazık etme..