31 Ağustos 2016’da Efkan Âlâ'nın istifasıyla İçişleri Bakanlığı görevine atanan Süleyman Soylu için zaman içinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dönemi içerisinde bir daha hiç bırakmayacağı bir bakana sahip olduğunu yazmıştık.
Zaman bizi haklı çıkardı.
Türkiye terörle mücadelede son birkaç yılda inanılmaz işlere imza attı.
Türkiye ile sınırlı kalmadı, Kandil, Gara ve Kuzey Irak’ın her noktasında operasyon üzerine operasyon düzenledi.
Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri, Türkiye’de terörü bitirme noktasındadır.
Zaten bağırmanın çağırmanın ebebi budur!
Daha geçtiğimiz gün Sayın Erdoğan açıkladı, PKK’nın Suriye sorumlusu ölü olarak ele geçirildi diye.
Siyasette yükseldiğiniz ölçüde, yıldızınız parladığı ölçüde paçanızdan çekilmeye başlanır.
Sadece siyaset mi?
Her alanda!
Türkiye’de her şey Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrası siyaset iklimini dizayn için.
‘Türkiye, bağırsaklarından temizleniyor’ ifadesine uzak değiliz birkaç yıl önce kamuoyu bunu tartışıyordu.
AK Pratiyi kitidara taşıyan ve yükselten nedir?
Mafya ve çetelerle mücadeledir.
Bütçeyi çok yoran Sağlık hizmetleridir.
Alt yapı çalışmaları yollar ve ulaşım hizmetleridir.
İçişleri Bakanlığı geçtiğimiz hafta bir istatistik yayınladı rakamlar verdi;
15 Temmuz sonrasında 1738 operasyon yapıldığı belirtilerek, "31 ulusal düzeyde, 13 bölgesel düzeyde ve 304'ü de yerel düzeyde olmak üzere toplam 348 organize suç örgütü çökertilmiştir" denildi.
Vatandaş rahat uyuyacaksa, işveren, esnafı, sanayicisi kendisini rahat hissedecekse bu operasyonlar neticesinde huzur içinde olacaktır.
Gündemi meşgul eden açıklamalarla ilgili devlet içinde devlet büyüklerini karşı karşıya getirme oyununu sezmek gerekir.
Bakan Soylu, Erdoğan siyaset sahnesinde kaldığı müddetçe bu ülkeye hizmet edeceğini açıklamıştı.
Soylu’nun önünü kesmek ve çamur at tutmazsa izi kalır sloganik suçlamalarla bir yere varılamayacağı açık.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, konuyu yargıya taşımıştır organize suç örgütü lideri ve gazeteciler hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına 'hakaret' ve 'iftira' gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuştur.
Şu ifade önemli:
‘Bakan ile hayatımda bir kere yan yana gelmedik veya hiçbir özel dostluğu gerektirecek bir durum olmadı, tanımıyorum’ diyerek yalanlamışken kendisine ve örgüt üyelerine yapılan operasyon sonrası bu kez daha önce yalanladığı iddiaları, dedikoduları kendisinin söylemesi basit bir çelişki değil, videonun operasyonel amaçlarla yayımlatıldığını ortaya çıkaran önemli bir durumdur.’
Bir diğer ifade ise şu:
‘’PKK, FETÖ, DHKP-C, DAEŞ ve diğer terör ve organize suç örgütleriyle etkin ve kararlı bir mücadelenin sürdürüldüğü bir zaman diliminde kasıtlı bir şekilde bu haberlerin yapılması, videoların yayımlanması suretiyle müvekkilimin ve aile bireylerinin yıpratılması, neticede kolluk kuvvetlerinin moral ve motivasyonun olumsuz olarak etkilenmesinin amaçlandığı çok açıktır.’
Sosyal medya kanallarına bakın FETÖ unsurları ile Sedat Peker’in açıklamalarını okuyun veya izleyin.
Her ikisinin de Erdoğan’ı ve hükümeti yıpratma gayreti olduğu çok açıktır