Trabzonspor’da elbette her takım gibi yenilir.

Hatta fark da yer..

Lakin bunun da bir adabı vardır.

Koşarsın, didinirsin, olmazsa olmaz..

Sonuçta ölüm yok ya.

Bir , iki maç sonra düzelirsin..

Lakin bu Karagümrük ve  Alanyaspor  maçlarında yaşananlar işin doğasına aykırı.

İki maçta kalene 12 top geliyor, 9 u gol oluyor, biri direkten dönüyor..

Ve bunlar yaşanırken oyuncularının tamamı teslimiyetçi tavırlar sergiliyor.

Hele bazıları sanki sahaya silah zoruyla çıkarılmış!..

Vücut dillerinden, yüz ifadelerinden kabullenmişlik fışkırıyor

Ne bir isyan, ne bir tepki ara ki bulasın..

Buna yerlinin yerlisi dediğimiz bizimkiler de dahil.

           

ŞAMPİYONLUĞU YÖNETEMEDİK

Bence yanlışlar şampiyonluk sonrası başladı.

Bu süreç hiç iyi yönetilmedi…

Bir kere şampiyon takıma 13 transfer yapılmaz..

‘Oradan bu kadar  burada bu kadar gelecek’ diye umduğun paralara güvenip oynadığında pek bir şey vermeyen, çoğu da yedek kalan ikinci sınıf oyunculara çuvalla para verilerek alınmaz.

Yedekten giren elindekilere de yüksek yıllık garanti ücretin yanında çok yüksek imza parası  ödenerek  uzun vadeli sözleşmeler yapılmaz.

Kulübün semtine bile uğramayan Koita, senin şampiyonluğunda aslan payı olanlardan çok daha fazla para alıyorsa..

Kasımpaşa’da da  forma giyemeyen Yunus Mallı’ya geçen sezon için aldığının dışında ayda 700 bin liradan 10 ay ödeme yapıyorsan,

İsmail  Köybaşı’nın hesabına bile  her ay 300 bin liraya yakın para yatırıyorsan..

Yusuf Sarı’yı bedava bırakırken Yusuf Erdoğan’a sırf  ‘idmana çıksın maç seyretsin!’ diye yıllık 10 milyon TL ödüyorsan..

O takımda mecburen bozulur dengeler..

Oyuncu sabretse de kafa karıştırır yengeler..

Kaldı ki bu para işi başka şeye benzemez..

Elin yabancısıyla, yerlinin yerlisi  hiç fark etmez..

Sorunun kaynağında  ‘En büyük sensin’ dediklerimiz de olabilir!

O zaman kim olurca olsun düşünmeyeceksin hatırı..

Tereddütsüz vuracaksın satırı..

Çünkü, bazı durumlarda eğer vurmazsan satırı..

Daha çok çekersin bu kahrı..

PARA ,PARA,PARA!

İşin ikinci kısmına gelirsek..

Kısa süre önce yıllık 500 milyon Euro olan yayıncı kuruluş gelirleri, 100 küsur milyona düşünce, her takım gibi Trabzonspor’da kaçınılmaz olarak büyük bir mali çıkmaza girdi.

Lakin ayağını yorgana göre uzatmak yerine şampiyon olan takımın yıllık yaklaşık 30 milyon Euro olan maliyetini 41 milyon Euro’ya çıkardık.

Ve tabi tıkandık!..

Önceki bir yazımızda ‘ Bu borçlar’ ödenmez demiştik..

Şimdi soralım.

Bu paralar ödenebiliyor mu?

Burada bir aksaklık varsa, Dünya’nın bir ucundan para kazanmak için gelen oyunculardan ‘Trabzonsporluluk ruhu’ beklenebilir mi?

Bırakın dışarıdan gelenleri, bizimkiler de hala bu vasıfta mı?

İSTİFA ÇÖZÜM DEĞİL

Bu arada teknik direktörümüz Abdullah Avcı’nın maçtan sonra yaptığı açıklama kafaları karıştırdı. ’Geçici olmayan durumlar yaşıyoruz’ ifadesi kimilerince istifa sinyali olarak algılandı, kimilerince de sabotaj..

Her ne kadar işler arapsaçına dünmüşse de bence istifa çözüm olmaz.

Kalacak ve bu işi düzeltecek.

İlk olarak da  adı ,namı, şanı  ne olursa olsun,  varsa ayrık otlarını ayıklayacak..

Sonra da sahaya Trabzonspor gerçeğine uygun gözlerle bakacak.

Çünkü bu takım buralara topu sağa, sola, geriye dolaştırarak,  ona  rakipten  daha çok sahip olarak değil,  o topu  karşı kaleye sokarak gelmiştir.

Ayrıca , ara transferde sakın oyuncu almayın, aldırmayın.

Çünkü , ne alınanların hayrını görüyoruz..

Ne de, bunlara verecek para var..

Hem  görünen köy de kılavuz istemez..

Trabzonspor’un bu sezonki en iyi derecesi 4.lük olur..

Yani, masrafa değmez..

3 deplasmanda 14 gol yiyen bir takım..

Her maç karma karışık

Süper Lig'in 18. haftasında oynanan Medipol Başakşehir-Adana Demirspor maçının ardından ortalık karıştı. Adana Demirspor Başkanı Murat Sancak yaptığı açıklamada, ''Şampiyon belirlenmiş. Transfer yapmaya gerek yok'' ifadelerini kullandı.