Cumhur ittifakı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile uğraşmadı demek çok inandırıcı olmaz. Ancak bir çok belgenin ve bilginin CHP kanadından Savcılara ulaştığı iddiaları da her yerde konuşulur oldu
Daha önce yazdığım, ‘Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a geçmişte yapılanları Erdoğan bugün siyasi rakiplerine yapmamalı’ ifadelerinin benzerini önceki dönem Cumhurbaşkanlarından Abdullah Gül de kullandı.
Devlet, Tayyip Erdoğan’ı istediği kıvama getirdi ve onunla devam etmek istiyor. Burada bölgesel konjonktürlerin yani savaş ve gerilimlerin önemli etkisi var.
Baraj yüzde 50’nin üzerinde olunca her parti, her ittifak seçimde zorlanır.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçen seçimi, 2 milyon Emeklilikte Yaşa takılanları maaşa bağlayıp, Memura da 3600 ek göstergeler vererek aşmıştı,
İmamoğlu’na yönelik diploma iptali ve siyasi yasak önümüzdeki erken seçimin kapısını aralayabilir.
Emniyet, Savcılık, ve Mahkemenin aynı istikamette kararlar vermesi, Ekrem İmamoğlu’nun siyasete kolay kolay dönemeyeceğini ve dönse bile İBB başkanı olmadığından gözaltından önceki kadar etkin olamayacağını söyleyebiliriz.
Tabi ki, süreç içinde tepkiler olacak. Yine CHP üyeleri ve ‘Dayanışma Sandığından’ çıkacak olan oylar Türkiye’de gündemi canlı tutacak.
Peki Ekrem İmamoğlu ben nerede hata yaptım der mi?
Demez.
Kendisine göre gücü de bu özgüveni ve egodan geliyor.
Oysa Devleti tanımadan, Ankara’nın derinliklerini bilmeden, İYİ Parti’nin o dönemki Genel Başkanı Meral Akşener’in peşine takılarak, kendisini Beylikdüzü’nden alıp İBB Başkanı yapan Kemal Kılıçdaroğlu’na başkaldırması en büyük hatası idi.
O başkaldırdıkça Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Belediye Başkanlarımız seçildikleri illere hizmet yapmakla görevlidirler’ diyerek, Cumhurbaşkanı aday adayı olmamaları yönünde mesajlarını verdi.
Kılıçdaroğlu böyle söyledikçe Ekrem İmamoğlu’nun, kendisine yakın anket firmaları ve gazetecilerin de ‘Aday olursan seçimi alırsın, Tayyip Erdoğan’dan seçimi bir tek seninle alabiliyoruz’ sözleri sebebiyle İmamoğlu vites büyüttü.
İmamoğlu’nun baskılarına rağmen dönemin SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun desteğiyle Kılıçdaroğlu Millet ittifakının Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklandı.
Hatırlayın, Kılıçdaroğlu seçimi kaybettikten sonra da İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘Değişimde fayda vardır’ diyerek partiyi kurultay sürecine sokan isimdi.
100’ün üzerinde delegesi olan İstanbul’u alınca işi zaten yarıladı. Ve Kılıçdaroğlu’na karşı Özgür Özel’i destekledi, seçilmesini de başardı.
Kılıçdaroğlu kaybedince de rövanşı almak için gemileri yaktı.
Cumhur ittifakını destekleyenler Emniyet ve Adliyelere bir belge taşıdı ise Kılıçdaroğlu ve arkadaşları iki taşıdılar.
Ekrem İmamoğlu’nun yanında Kılıçdaroğlu da yoktu.
Kemal Kılıçdaroğlu deyip geçmeyin.
Ankara Gazi Üniversitesinde Devlet Bahçeli ile sınıf arkadaşı olmuş, bu devlete 40 yıl Genel müdürlük dahil hizmet etmiş, hem Bürokrasiyi hem de siyaseti çözmüş bir lider..
Kemal Kılıçdaroğlu, tutuklandıktan sonra Ekrem İmamoğluna daha fazla sahip çıkacaktır. Tutuklama kararı CHP’lileri ve ‘Ekrem İmamoğlu İstanbul’da başarılı olamadı’ diyerek farklı yola girmeye hazırlananları, yeniden onun yanına veya CHP’ye döndürebilir.
Baba-Oğuldan, ‘Sırtımdan hançerlendim’ konumuna gelen ilişkiler belki bundan sonraki süreçte ‘zor günlerin dayanışması’ şeklinde geri gelecektir.
Gözaltı kararından sonra, Kılıçdaroğlu’nun Dilek İmamoğlu’nu evinde ziyaret etmesi bunun ilk adımıdır.
Ekrem İmamoğlu’na yönelik tutuklama kararı hukuki bir karar olmasına rağmen, siyasi sonuçları uzun yıllar etkili olacaktır.
Bilemeyiz, Devlet kendisini yönetmeye talip İmamoğlu’nu belki de testten geçiriyor!