Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır;" İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır." Bu hadiste Peygamberimiz insanların en hayırlısının insanlara faydalı olandır diye buyurarak insanları insanlara ve hayvanlara iyilikte bulunulmasını istemiştir.
İnsan elinden geldiğince anne babasına eşine çocuklarına ve akraba ve komşularına iyilikte bulunması lazım gelmektedir. Burada esas olan eğer maddi durumu iyiyse ihtiyaçlı insanlara yardımda bulunması lazım gelmektedir. Maddi durumu iyiyse bu durumda kişi eğer çocuğunu evlendirmiyorsa gençlere maddi destekte bulunmalı eğer maddi imkansızlıktan okuyamıyorsa çocuklara maddi destekte bulunması lazım gelmektedir.
İnsanların en hayırlısı Allah'ın verdiklerinden ihtiyaçlı kimselere dağıtabilmesidir. Asıl kulluk burada yatmaktadır. Yoksa namaz kılda cimrilik yap bu durumda insan ahirette sıkıntı çekecektir.
Bakınız İslamda mal biriktirmek kötü değildir. Doğrusu helal bir iş tuttuktan sonra eğer mal biriktirirse kişiye sakıncalı değildir. Kazancının bir kesimini Allah yolunda harcanmalıdır. Sakıncalı olan kazanıpta Allah yolunda hiç harcanmazsa bu durumda o kazanılan mal mülk hazine olarak değerlendirilmektedir. Burada sakıncal mal mülk biriktirmek bu gibi kişilerde mevcuttur.
Üzülerek ifade etmek isterim ki günümüzde insanlarımız helale harama dikkat etmeyerek mal mülk biriktirmek peşindeler. Para gelsinde nerden gelirse gelsin diye düşünmektedirler. Burada sıkıntı vardır. Burada ki sıkıntı sadece dünya için mal mülk biriktirmekte yatmaktadır.
Bakınız günümüzde devletimizin ekonomik durumu iyi değildir. Ondan dolayı her şeyi devletimizden beklemek doğru değildir. Bundan dolayı zenginlerimiz ihtiyaçlı insanlara yardımcı olması lazım gelmektedir. Allah azze ve cellenin verdiğinden yine Allah yolunda harcanması lazım gelmektedir. Niçin biliyor musunuz çünkü zenginlerin kazancında fakirlerin hakkı varda ondandır. Fakirler zenginden yardım isteyebilir. Ama bu durumu suistimal ederek zenginlerimizde fakir fukaranın malına canına ve namusuna musallat olmamalıdır. Bir müddet önce güzel şehrimin camilerinden birinde öğle namazı için girdiğimde önümde bir rahle ve üstünde de bir Kuran bulunuyordu. Namaz bittikten sonra geri dönerek gitmek istediğimde biri beni tutuyor gibi oldum. Ben etrafıma bakıp gitmek istediğimde yerimden hareket edemiyordum. Kuranı alıp içine baktığımda Kuranın içerisinde bir mektup vardı.Mektubu alıp okuduğumda mektupta şöyle yazıyordu. "Ben köyümde fakir bir insanım. Köyümün zenginleri kızıma kötülük yapmak istemekteler. Ne olur bana yardımcı olun." diye yazmaktaydı. Mektupta köy yazmadığından ben de mektubu alıp tekrar Kurana koydum. Allah yar ve yardımcısı olsun.
Bakınız zenginlik ve fakirlik Allah'ın dilemesiyledir. Bundan dolayı zenginler kazançlarından bir miktarını fakirlere ayırıp dağıtması lazım gelmektedir. Konu hakkında Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır." Allah azze ve celle ilmi isteyene malı mülküde kendi istediğine verir." Bu hadise göre anladığımız zenginlik ve fakirlik Allahın dilemesiyledir. Ondan dolayı zenginler fakirleri nimet bilmeli ve cennete giden yolun Allah yolunda harcamaktan geçtiğini unutmamalıdırlar.
Ayrıca zenginlerimiz fabrika açarak istihdama da yardımcı olmalıdır. Zenginlerimiz paralarına para katmak için fabrika açarak ihracat yaptıklarında ayrıca ülkemize girdi sağlayacaklarıda unutulmamalıdır. Burada esas olan zenginlerimiz iyi niyetli olması lazım gelmektedir.Yöneticilerimizde zenginlerimize fabrika açacak imkanlar sunmalı ve işlerini kolaylaştırmaları lazım gelmektedir.
Zenginler ile fakirler arasında bu yardımlaşmanın bir neticesi olarak kardeşlik ihdas edildiğinde ülke geneli huzur olacaktır. Bakınız Peygamberimiz 622 yılında Mekkeden Medineye hicret ettiğinde Medineli ensar Mekkeden gelen muhacirlere mallarının mülklerinin yarısını vermiştir. Dünya halkları daha sonraları böyle bir kardeşlik daha görmüş değildir. Bizlerde böyle yaparak fakirleri gözetmeliyiz.
Paranın fazlası garip gurebaya dağıtılmalıdır...