Trabzonspor’da bu sezon iyi gitmeyen şeyler var. 'Bu kadro tutulmaz, uzak ara şampiyon olur' yorumlarıyla başlayan sezon, büyük hayal kırıklıklarını barındırıyor.

Sezon başında Larsen, Bartra, Denswil, Eren Elmalı, Oğulcan, Enis Bardhi, Gbamin, Lahtimi, Naci, Umut, Maxi Gomez, Yusuf Yazıcı gibi isimleri kağıda yazarken bile heyecanlanıyorduk. Geçen seneki takımdan iki oyuncu ayrıldı biri Nwakaeme, diğeri Cornelius. Geri kalan oyuncular duruyor. Belki de futbolu cazip kılan şey bu! Maçlar kağıt üzerinde kazanılmıyor. Gerek yazılarımda ve gerekse yorumlarımda ben de eleştiri hakkımı kullanıyorum. Olması gereken de bu ama bunu yapıcı bir dille ifade etmeye gayret gösteriyorum. Başkan Ahmet Ağaoğlu ve Asbaşkan Ertuğrul Doğan arkadaşlarının pandemi döneminde, zor ve ağır ekonomik şartlar altında kulübü borç batağında iken aldıklarını göz ardı edemeyiz. Bu zorluklar karşısında kimine göre 38 yıl kimine bana göre 11 yıl aradan sonra Trabzon’a gelen şampiyonlukla büyük bir coşkuyu şehrimize yaşatmışlardı. Bırakın Türkiye’yi dünyanın önde gelen kulüpleri bile zor süreçten geçiyor. Ama o zamanki takım gitti ve şimdi o takımın yerinde yeller esiyor. Ligin 12. haftası olmasına rağmen lider Fenerbahçe ile aradaki puan farkı 7’ye çıktı. 3 puanlık sistemde çok önemli olmayan bir puan farkı, düzeltilebilir fakat bunun için bazı şeylerin yapılması lazım. Geçen yıl takım şampiyonluğa koşup, camia zevkten dört köşe keyfini çıkarıyorken Ertuğrul Doğan gece gündüz transfer çalışmaları yürütüyordu, yorgun, bitkin ve uykusuz hallerini bilirim. Bu çalışma sonucu da Teknik Direktör Abdullah Avcı’nın istediği oyuncuların transferini gerçekleştirdi, yani malzemeyi büyük oranda hazır hale getirdi. Şimdi sıra Abdullah Avcı’da, iş işten geçmeden kafalarımızı duvara vurmadan gerekli olan tüm tedbirleri almalı ve takımı rayına sokmalı. Yoksa kaçan balık büyük olacak.

 
YA(P)IMCI KURULUŞ

Hafta sonu oynanan Trabzonspor-arabam.com Konyaspor maçının son dakikalarında yaşanan ve iptal edilen penaltı pozisyonu herkesin malumu. Yayıncı kuruluş pozisyonu 7 kez gösterdi ve TV karşısında izleyen hiç kimse pozisyonu net olarak göremedi. Bartra’nın kafasının geriye doğru gitmesinden yola çıkarak “Evet ya penaltı” derken, bir yandan da acaba? dedi çok kişi, çünkü pozisyon net değildi. TV karşısındakiler görüntüleri defalarca izlerken hakem Zorbay Küçük VAR’ın uyarısıyla pozisyonu izlemeye gidiyor ve dönüşünde “ele çarpma” (Orada da arkadan yapılan (nizami) şarj nedeniyle top ele çarpıyorya neyse) nedeniyle golü iptal ediyor. Sonraaaaa hoooppp bir görüntü düşüyor ekranlara; Kale arkası kamerası olayı cam gibi gösteriyor… Daha önce hiç gösterilmeyen kamera açısıyla bir anda nur topu gibi “Yüze gelen tekme” miz oluyor… Kafamda deli sorular ve bir tanesini şimdi sormak istiyorum; Penaltı iptal edilene kadar “YAPIMCI KURULUŞ” o açıdan çekilen görüntüyü neden göstermedi? Penaltı gol olsun ve her hafta olduğu gibi Trabzonspor’un golleri tartışılsın diye mi bunu yaptı..?? Bu konu bence lig hakkında irdelenmesi gereken en önemli konulardan birisidir… Dizaynın önemli parçalarından birisinin de YA(P)IMCI kuruluş olduğunu düşünüyorum…  Pazartesi akşamı İstanbul’da oynanan Fenerbahçe-Sivas maçının hakemi dokunulmaz İssiyin Göçek efendiyi de gördükten sonra ligin dizaynedilmiş olduğu düşüncesi somut örneklerle zihnimize çakılıyor… TÜRK FUTBOLUNDA HER ZAMANKİ GİBİ İBİŞİN RÜYASININ ORTA OYUNU OYNANMAYA DEVAM EDİYOR

Yani olur olur da bu kadar da aleni olmaz ki be kardeşim. Bir değil iki değil beş altı pozisyonda Sivas’tan aldı Fener’e verdi. Geçen yıl onun hakemliği bırakmasına izin vermeyenler bu yıl kaymağını yiyorlar ve maalesef lig İssiyin’lerle dolu…!!!

VE NWAKAEME DÖNÜŞ SÜRECİNDE!

İsrail'in Hapoel Beer Sheva takımından Trabzonspor’a transfer olan Nwaekame, Trabzonspor ile şampiyonluk yaşadıktan sonra kendisine kulüp tarafından teklif edilen parada anlaşamayınca, ayrılmış, Türkiye'de ve yurtdışında birkaç takımla ismi geçmiş ama bu takımlarla da para yüzünden anlaşamayınca, Suudi Arabistan'ın Al Fayha futbol takımın ile 2 yıllık sözleşme imzalamıştı. Trabzonspor'da sözleşmesi sona erdiğinde kendisine kulüp en yüksek 2,5 milyon euro teklif etmişti. Ama Nwaekame de 3.5milyon euroda diretmişti. Bu nedenle de ipler kopmuş ve Türkiye ve yurt dışında piyasa arayışına girmişti. Ama Türkiye'de hiçbir kulüp bonservisi elinde olan Nweakame'ye istediği parayı vermemişti. O da menajerinin bulduğu Suudi Arabistan kulübü Al Fayha'nın yolunu tutmuştu. Ama yine de aklı ve gönlü Trabzonspor 'da kalmıştı. Şimdi Suudi takımı Al Fayha'da aradığını bulamayan Nwaekame, tekrar Trabzonspor'a dönmek istiyor. Bunun için de Trabzonspor 'a, "Ara transferde Trabzonspor yönetiminin talebi olduğu taktirde, tüm şartlarını kabul edeceğim" haberini gönderdi. Şimdi top Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu ve Asbaşkan Ertuğrul Doğan’da. Bu ikili kabul ettiği ve Teknik Direktör Abdullah Avcı da "olur" verdiği taktirde Nwakaeme ara transferde Trabzonspor formasını giyebilecek.

2018-19 sezonunda Trabzonspor 'a transfer olan Nwakaeme, ilk sezonunda 33 maçta 12 gol attı ve 12'de asist yaptı. 2019-2020 sezonuna da ise Nwakaeme, Trabzonspor formasıyla çıktığı 43 maçta 14 gol atarken, 11'de asist yaparak 25 gole direk etkide bulundu. Nijeryalı futbolcu Nwakaeme, Trabzonspor kariyerinin 3. sezonunda 35 maçta forma giydi ve 7 gol, 7 asistle oynadı. Nwakaeme, Trabzonspor'daki son sezonunda ise 4 yıllık performansında zirve yaptı ve 36 maçta 15 gol atıp 11'de asist yaparak şampiyonluktaki en önemli isimlerden biri olmayı başardı.

TRABZON’UN ÜSTÜNE BETON DÖKÜN!!!

Trabzon’daki spor tesislerine baktığımızda 60’lı yıllarda yapılan 19 Mayıs Spor Salonu, Avni Aker Stadyumu, Yavuz Selim Stadı, Akçaabat Fatih Stadı, Söğütlü Stadı ve Boztepe futbol sahaları öne çıkıyordu. Bu tesisler tarihi yönden olduğu kadar 7’den 70’e herkesin buluştuğu maç ya da antrenman izlediği bir yerler ve yaşam alanıydı. Ama şimdi bu yerler millet bahçesi, spor lisesi, otel veya atıl alanlar oldular. Trabzon’da futbol sahaları tamamen bitti.

1984 yılıydı, Yalıspor hentbol takımı o zamanın Süper Lig’e yükselmişti. Ancak 19 Mayıs Spor Salonu’nun ölçüleri basketbol oynamak içindi. Bu sebeple tek nizami spor salonu KTÜ’de vardı ve maçlarını burada oynamak zorunda kalmıştı. Avrupa Şampiyonası Hentbol Milli maçı Trabzon’a alınmıştı ancak nizami bir spor salonu yoktu. Mehmet Ali Yılmaz’ın bakanlığı döneminde Çok Amaçlı Spor Salonu yapıldı ve İsveç’le oynanan milli maç bu salonda oynandı. Derken Trabzon büyük şans yakalamıştı. Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay’dı. Trabzon, tarihinde görülmeyen tesis atağına kalktı. Yavuz Selim çamurlu halinden kurtulup modern çim sahaya dönüşmüştü. Bütün ilçelerde çim futbol sahaları yapıldı. Bütün ilçelerde nizami spor salonları yapıldı. 2007 Karadeniz Oyunları ve 2011 Gençlik Olimpik Festivali için 7 bin 500 kişi kapasitesi olan Spor Salonu daha yapıldı. Adına efsane Beden Eğitimi Öğretmeni olan Hayri Gür’ün adı verildi. Beşirli Kapalı Spor Salonu ve Tenis Kortları da o tarihlerde yapıldı. Trabzon kenti sporla dünyaya açılmıştı kendini ve 4000 yıllık tarihini daha iyi anlatıyordu.

Bu çalışmalar Spor Turizmi adına kente katma değer olarak geri dönüyordu. Tüm bu kazanımlar daha sonra ranta kurban edildi. Akyazı yapılarak spor şehrin kalbinden söküldü. Yavuz Selim, A.Aker, Söğütlü, Boztepe, Fatih sahaları yağma edilip tüm anılar ve tarih yok edildi. 19 Mayıs Kapalı Spor Salonu ile birlikte Akçaabat Spor Salonu da tarihin derinliklerine gömüldü. Aslında yok edilen sadece tesisler değil, Trabzon’da her insanın anıları ve spor geçmişi yok edildi. Yerine bir tesis konulmuyor. Çünkü AVM ve otellerin getirdiği rant daha önemliydi. Bu aslında Trabzon’un kendini inkâr etmesi yok etmesi anlamı geliyor. Tüm bu yok etmeleri gerçekleştirenlerin yine spor üzerinden siyaset yapmaları da gözlerden kaçmıyor. Hatta yeni yapılması planlanan projelerde spor alanının bulunmaması niyetlerini açıkça ortaya koyuyordu. Bu insanların Trabzonspor ve spor siyaseti yapmaları da en büyük çelişkileri oluyordu…Yemiyoruz aslında… Dünyaya baktığımızda şehirlerin en önemli vitrinlerinin spor tesisleri olduğunu görüyoruz. Olimpiyat yapmış ülkelerin şehirleri yapılan tesislerini koruyorlar.

Yıkmıyor, bilakis onlara yeni tesisler ekliyorlar. Trabzon’un sporda bir dünya kenti olduğunu iddia edenlere önce dünya kentleriyle bir karşılaştırma yapmalarını öneriyorum. Dünyada spor tesislerini yıkarak, yok ederek bir dünya kenti olacağını iddiasında bulunan başka bir örnek yoktur. Trabzon spor tesislerini ranta kurban etmiştir. Bunu yapanları da ne tarih ne de bu şehir affetmeyecektir. Bu tesislerde her insanın gözyaşları, duyguları, anıları, yaşantıları ve çocuklarına bıraktıkları miras vardır. Turgut Özal, Kavakmeydan’dan geçerken Orman Evleri’ni görüp “Bu nedir yıkın burayı yandaki spor tesislerine ekleyin” demişti. Ancak bu gerçekleşmemişti. Rahmetli Özal şu anki durumu görse acaba ne derdi...?? Etkili ve yetkili kim varsa sesleniyorum; Açmadığınız her spor tesisi açacağınız yeni birer karakol, cezaevi veya ıslah evi olacaktır… Bu bağlantıyı kuramayan da varsın Trabzon’un üstüne beton döksünler…

İSMAİL BATUR (A.Sebatspor Teknik Direktörü)


İsmail Batur, futbola o zaman ki Sebat Gençlikspor’un alt yapısında başladı. 1977-78 sezonunda 3.Ligde şampiyon olan efsanevi kadroda oynadı. Birçok profesyonel futbol takımlarında oynadıktan sonra antrenörlük kariyerine amatör takımlardan Trabzon Esiroğlu ve Ormanspor’da başladı. Buralarda şampiyonluklar yaşadıktan sonra, Teknik Direktör kariyerine adım attı. Hatayspor’da iki tane şampiyonluklar yaşadı. Birçok takımları play-off oynattı… Küme tehlikesi bulunan takımların hocalığını kabul edip onları ligde tuttu. Kendine özgü değerleri olan sıra dışı bir pro lisanslı Teknik Direktör. Futbola gözünü açtığı ilk göz ağrısı olan Akçaabat Sebatspor’un Teknik Direktörlüğünü yapıyor. BAL liginde mücadele veren Kırmızı- Beyazlı takımı tekrar 3.Lige çıkartmak için var gücüyle çalışıyor.  

Futbol camiası ona hep, zor günlerin hocası gözüyle bakar. Zorda kalınca kaçmaz, parasızlığı sorun etmez, gittiği yeri sahiplenir, başarıyı paylaşır, kazanınca "biz", kaybedince "ben" der. Karadeniz'in hırçınlığına rağmen o sakinlik ve sükunetle kaptanlığını yapar. Tam bir lider hocadır. Yıldızları değil, işini iyi yapanları sever. Yarım kalan işleri sevmez. İsmail Batur inandığına, Akçaabat Sebatspor’a gönül verenlerde inanırsa geriye fazla bir şey kalmaz. Cumhuriyet’le yaşıt A. Sebatspor büyük başarıya "Vira Bismillah!" dedi bile Haydi kaptan!

TRABZONSPOR TOPARLANMAK ZORUNDA

UEFA Avrupa Ligi maçlarına Trabzonspor-Frencvaros maçına çok iyi başladı. Bakasetas ile bulduğu golle ilk yarıyı 1-0 önde kapattı. İkinci yarıda Macar ekibi karşısında çok pozisyonlarımız da var. Ama olumlu yöne çeviremedik. Ve maçı 1-0 kazandık. Kazandık ama bu bizim işimize yaramadı. Monaco, evinde Kızılyıldız’ı farklı yenince gruptan ikinci olarak çıktı. Trabzonspor maalesef üçüncü olarak Konferans Ligi’ne düştü. Bordo-Mavili takımımızın son 16’ya kalmak için oynayacağı mücadele 17 Şubat'ta Basel’le aramızda eleme usulü ile iki maç olacak. Biz Trabzonspor taraftarı olarak takımımızı ne şarta olursa olsun desteklemeye devam edeceğiz. UEFA’yı unuttuk lige döndük. Ligde istediğimiz gibi olmadı.

Konyaspor karşısında erken bulduğumuz penaltı ile önce Bakasetas ile öne geçtik. Sonrasında ise bir penaltı daha kazandık. Bu penaltıyı Trezeguet kullandı ve golü attı. Ardından Konyaspor’un harika golü farkı bire indirmeyi başardılar. İkinci yarı Trezeguet’i çok beğendim. Takımı resmen tek başına taşıdı. Bence Konya'nın ikinci golünde el vardı. Ama hakem vermedi. Yaptığımız saçma bir hatayla gol yedik. Ve maç 2-2 bitti. Daha iyi oynayabilirdik. Ama olmadı. Maç 2-2 berabere biterek evimizde iki puan kaybettik. Bundan sonra önümüzdeki maçlara bakmalıyız. Önümüzde uzun bir maraton var. Bu maratonu kimin önde bitireceği belli olmaz. Trabzonspor olarak kısa zamanda toparlanmak zorundayız. Kaybetme lüksümüz bundan sonra yok. (EFE KAAN ÖZTÜRK)

HADİ SESLEN ALİ KOÇ

Nihat Özdemir yönetiminin görevi bırak-tırıl-masından sonra kimin göreve geleceği veya gelmesi gerektiği konusunda telkinlerde bulunan Ali Koç “Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) adayı olan Mehmet Büyükekşi'nin adaylığını kabul etmediğini, yeni bir adayın bulunmasının şarttır” demiş ve “Seçilecek başkanın herhangi bir yumuşak karnının olmaması gerekir.

TFF başkanı olacak kişinin ailesinden birinci derece kan bağı olan birinin bile bu yapıyla dün, bugün ve yarın hiçbir ilişkisi olmamalı. Yeni bir aday bulunması ivedilikle şarttır. Hiçbir şüpheye yer olmamalıdır” diyerek bir yerlerden müdahale edilmesini beklemişti…Sonrasında ne olduğunu hepimiz gördük… Büyükekşi TFF başkanı oldu, MHK Cikcik gribine yakalanırken megafon da ortalardan kayboldu!!!