Sevgili okurlar, geçen sezonun son haftalarından bugüne futbolumuzda ciddi bir gerileme gözle görülür bir hal aldı. 
Şampiyonluğu garanti ettiğimiz için, oynanan futbolla ilgili, doymuşluktan kaynaklı teşhisi konulmuştu. 
Bunu bir bakıma anlamak mümkündü. Sezon başı yeni transferler ve uyum süresi dedik buna da bir kılıf bulmakta gecikmedik. 
Haftalar ilerledikçe daha iyi olacağımız kanaati hepimizde vardı. 
Gelinen noktada gelişme yerine geriye gidişin izahınız yapmakta bir hayli zorluk çekiyoruz. 
Özellikle Kasımpaşa maçının birinci devresini izah edecek cümleyi bulmak bir hayli maharet istiyor. 
Sevgili okurlar, bir başka anlamakta zorluk çektiğim taraf da takımın içinde form grafiği vasatın üstünde bir futbolcunun olmaması. 
Kaleciden ileri uca değişenler dahil formda bir futbolcumuzun olmamasını nasıl izah ederiz? 
Tüm bu olumsuzlukları oynanan maç sayısına bağlayarak yorgunluğa vermemiz bana göre işin kolayına kaçmak olur. 
Geçen yılın şampiyon takımı olmanın sorumluluklarını da taşıyor olmalıyız. 
Avrupa’da ülkeye puan getirecek maçların galibi olmak bizden beklenir. 
Sevgili okurlar, bütün bu olumsuzluklara rağmen ligde liderden bir puan gerideyiz. 
Demek oluyor ki bize yakışan futbolu oynamak için var olan sorunları giderip normale döndüğümüzde yine ligin en iddialı takımı haline gelebiliriz. 
Bizden beklenen bir an evvel o kıvama gelebilmenin yollarını hep birlikte bulmaktır.
Sonuç olarak yapmamız gereken, Kasımpaşa maçının özellikle ilk devresini yok sayıp oynadığımız yavaş futboldan da kurtulup şampiyona yakışan bir futbol ile yeniden başlamaktır. 
Bitirirken Yusuf’un Avrupa serüveninden sonra geldiği takımındaki kendine güven yoksunluğunu anlamakta güçlük çektiğimi de söylemek isterim. 
Oysa Yusuf oynayacağı futbolla takımına maç kazandırabilecek yetenekte bir futbolcudur. Önümüzdeki haftalarda takımımızın kendine gelmesi ve de ona yakışır bir futbolu oynaması umut ve dileğiyle…
 İyi haftalar.