Bazı sözler vardır meramınızı dile getirmek için bilinçli kullanılırlar. İnsanın içinde bulunduğu çıkmazdaki zor durumu anlatmak için kullanılırlar.
Buna güzel bir örnek Azerbaycan yazıcılarından Nusret Kesemenli’nin: “söylesem öldürürler, söylemezsem ölürüm” şeklinde işlettiği bir vecizi var. Tam da bizim durumumuza uygun bir söz. Defalarca yazdım, bilmem kaçıncı kez daha yazacağım. Bizim gibi ülkelerde yollar taşıt ve yayalar olmak üzere ikiye ayrılmıştır. (Medeni ülkelerde ayrıca hayvanlar ve bisikletliler için de yollar ayrılmıştır). Ancak gel gör ki bunu bile yayalara çok gören araç sürücülerimiz var. Araçların kaldırımlara park edilmeleri cinayete davetiyeden başka bir şey değildir. Bunu yaşamakta olduğumuz bir-iki örnek ile açıklayayım. Bahçecik sakini olarak her yola çıkışımızda sirk cambazlığı yapmak zorundayız. Yolun sağ ve sol tarafındaki kaldırımlara araçlar park ediliyor. Yayalar yaya kaldırımlarını kullanamıyor ve taşıtlara ayrılan yerleri kullanmak zorunda kalıyorlar. Öğrenciler için ciddi bir sorun oluşturuyor. İşte böylesi bir ortam da mecburen taşıt yolunu kullandığımda yere yapışmaktan çevikliğim sayesinde kurtardım. Kendimi şanslı kabul ettim. Üstelik bir de şoförden azar işittim: “kardeşim yaya kaldırımından yürüsene!” Öfke damarım gerildi ve “Uçalım mı yani” diye cevapladım. Dikkatli olmasaydım olsaydım, kesinlikle o kerestelerin darbesiyle yolu ölçecektim.
Yahu toplumsal konularda “saldım çayıra, Mevla kayıra” olur mu? Sanırım bu işler ile ilgilenen görevliler var. Hergün onlarca kez bu manzarayı seyrediyorlar amma, her şey normalmiş gibi birinden tık yok. Gazete sütunlarında ölüm haberini okuduktan sonra konu ile ilgilenmenin bir önemi yok ki. Bu elbette sadece yasalarla düzenlenmesi gereken bir durum değil elbette. Ancak sürücüler konu ile ilgilenmediklerine göre zorunlu olarak iş yasalara kalıyor.
Yağmurlu havalarda yayaların üzerine su fışkırmamasıiçin araçların dikkatli ve makul bir hızla seyrüsefer yapmaları gerekirken tam aksi oluyor. Yayalara kin duyar gibi nefretle gaza basıp geçiliyor. Baştan aşağı çamur suyuna boyanıyoruz. Böylece de yayalar cezalandırılıyor. Ancak kimin umurunda. Şükür olsun ki, evden çıkarken çocukların: “Allah’a emanet ol!” duasını alıyoruz.