Trabzonspor yeni sezonun ilk iki maçını kazanarak iyi bir başlangıç yaptı, ama üzülerek söylemek isterim ki, kazanılan bu iki maçta oyun olarak Trabzonspor sahada yoktu. Geçtiğimiz sezon şampiyon olduysak bunu diğer takımların bizden daha kötü olmasına bağlayabiliriz. Eğer arada puan farkı olmasaydı lig hüsranla bitebilirdi.

Ligde kötü oyuna rağmen kazanılan iki maçtan sonra, ön elemede Kopenhag ile oynadığımız gruplara kalma maçında oyun olarak Trabzonspor’u bir tık daha iyi gördüm ama guruplara kalmak için asla yeterli göremedim. Sayın Abdullah Avcı Trabzon’da turu geçeriz diye beyanatlar veriyor ama hangi oyun ve oyuncularla bunu başaracak bilemiyorum. Camianın ve hocanın turu istemesi başarı için yeterli görünmüyor oyuncularında bunu istemesi gerekiyor. Umarım gerçekleşir.

Antalyaspor’dan 5 gol yenmesi gelecek adına beni çok endişelendiriyor. Ortaya koyulan oyun ve oyuncuların veremediği reaksiyon, bu gibi maçların daha fazla yaşanacağını gösterir nitelikteydi. Bu sezon takım çok kırılgan, geçen sezon olduğu gibi geriden gelip maç kazanma arzu ve isteği yok. Oyun içinde birlikte hareket edilmiyor ve takım çok dağınık bir görüntü çiziyor.

Wakaeme’nin yerine büyük beklentilerle transfer edilen Trezeguet, hangi camiaya geldiğinin hala farkında değil, katkı vermesini geçtik, takıma çok zarar veriyor. Bu oyuncu bu hali ile asla Trabzonspor’un oyuncusu olamaz.

Çarpıcı bir skorla kaybedilen Antalya maçını bir kaza olarak kabul ederek, Kopenhag ve Galatasaray maçlarında bunun telafi edilmesini umut ediyorum. Her şerde bir hayır olduğunu biliyoruz, umarım öyle olur.

Bu sezon ligin en kötü futbolunu oynayan takımıyız, böylesine kötü oyunu camia olarak hak ettiğimizi düşünmüyorum. Geçen sezon kötü oynarken bile kazanan bir takım vardı, artık bu özelliğimizi de yetirmiş görünüyoruz. Takımın bu denli gerilemesinin mutlaka bir gerekçesi olmalı, bunu tespit etmek ve düzeltmek te teknik ekibin işi. Eğer bu konuda bir şeyler yapılmaz ise “Büyük Çöküşün” önüne geçmek mümkün olmayacak.