Trabzonspor’da sürekli bir değişim yaşanıyor. Bu bazen oyuncularda, bazen de teknik ekipte yaşanıyor, ama yaşanan bu değişimler oyun kalitesinin gelişimine hiçbir katkı vermiyor. Ortaya koyulan maddi ve manevi çabaların sonuçsuz kalmasının bir sebebi olmalı. Bunca emeğe rağmen birşeylerin hala ters gidiyor olmasının nedenleri, kulübü yönetenler tarafından iyice analiz edilmesi gerekmektedir.
Neredeyse sezon bitmek üzere ama Trabzonspor hala bir oyun kurgusunu geliştirmenin arayışı içinde. Yaşanan bunca hoca değişimine rağmen bir sonuca varılamaması, camianın geleceği açısından çok ciddi riskler içermektedir. Bu camianın içinden gelmiş, kulübün kılcal damarlarına kadar her şeyini bilen Şenol hoca ve Fatih Tekke’nin çok dokunuşlarının da fayda sağlayamadığı gerçeğini Göztepe maçında bir kez daha gördük.
Yönetimin bu sorunu sadece hocalarda görerek, sürekli bir hoca değişimine gitmesinin anlaşılır bir tarafı olamaz. Özellikle yukarıda belirtmiş olduğum gibi, kulübün içinde gelmiş hocaların harcanmasını kabul edilemez buluyorum. Bu konunun camianın tüm dinamiklerinin bir raya gelerek çözmesinin artık kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.
Göztepe maçında tribünlerin protestolarına, Fatih Tekkenin yapmayın çağrılarını görünce yüreğim burkuldu. Çapsız, yetersiz, yeteneksiz, oyuncuların büyük paralarla transfer edilmesine kim yada kimler sebep oluyor. Yönetimin başını öne eğip bu konuda kendini sorgulaması büyük önem arzetmektedir. Yoksa sürekli hoca değiştirerek, gelen giden hocaları oyuncuların nezdinde kusurlu göstermek, camianın daha da gerilemesine sebep olacaktır. Camianın daha da yıpranmaması için Trabzonspor’da hoca kıyımına bir son verilmesi gerekir.
Trabzonspor’un tek bir kurtuluş yolu vardır. Sürekli gündemde olan konuşulan ama hiç faydasını göremediğimiz Trabzonspor kolejidir. İşte bu kolejden Hami, Gökdeniz, Fatih Tekke gibi isimlerin bir an önce kulübe kazandırılmasıdır. Atalarımızın dediği gibi, taşıma suyla değirmen dönmez. Yarından tezi yok, bu konuda acil adımlar atılması artık kaçınılmaz bir son olarak önümüzde duruyor. Bunu için cesur yüreklere ve cesur kararlara ihtiyaç vardır. İddia ediyorum “U19” takımını sahaya sürülse kesinlikle bundan daha iyi bir oyun sergilenir. Alttan gelen ve yedekte bekleyen oyuncuların isimleri eğer yabancı olsaydı bugün hepsi sahada olurdu. Bu çocukların tek suçu Trabzonlu olmaları ve Türk imi taşımalarımıdır.
Bir cümlede taraftara söylemek isterim; Alttan gelen çocuklar sizlerin evlatları, bu şehrin çocukları ve bu kulübün taraftarlarıdır. Yaşananlardan en az sizler kadar üzüntü duymaktadırlar. Lütfen bu çocuklara sahip çıkalım, hata yaptıklarında yabancılara göstermiş olduğunuz töleransın yarısını bu çokcuklarada gösterin. Kendi değerlerine sahip çıkamayan hiçbir şehir asla başarılı olamaz.