Dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de fabrikaların durduğu, çalışanların izine gönderildiği, turizmin sustuğu bir dönemde parasal genişlemeye gitti.
 
2018 yılından itibaren Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak cesur adımlar attı.
 
Bu cesaretini pandemi sürecinde doruğa çıkardı. Sosyal destek ve yatırım anlamıda özellikle piyasaların ayakta kalmasını sağladı.
 
Kredi muslukları açıldı, kamu bankaları çok uygun kredilerle tüketici kredisi verdi, veriyor.
 
Şuan en önemli hareketlilik emlak sektöründe yaşanıyor.
 
Trabzon İnşaatçılar ve Emlakçılar Odası Başkanı Ayhan Taflan’ın açıklamalarına kulak verelim;
‘Duran bir piyasa vardı. Şu anki süreç bizim için çok çok olumlu.
Maalesef üzüldüğümüz nokta şu ki; bir günde her şey değişiyor fiyatlar yukarıya çıkıyor.
 
Şöyle bir hesaplama yaptığımız zaman vatandaş konut kredisi çektiği zaman belli bir rakam oranında örneğin 50 bin TL daha düşük bir bedel ödeyecekken geri ödemeli faiz oranlarıyla bakıyorsun ki dairenin fiyatı 50 bin TL yukarı çıkmış.
Yani bir taraftan alıyorsunuz bir taraftan veriyorsunuz.’
 
Evet, orta gelir grubunu ev sahibi yapacak Cumhuriyet tarihinin en düşük konut kredisi oranları yürürlüğe girmesinin ardından bazı fırsatçılar ev fiyatlarını yukarı çekmesi hem konut alacak olanları hem de emlakçıları isyan ettirdi.
 
Salgın sonrası3-4 aydır duran piyasaya bir canlılık geldi, keşke fırsatçılığa bir son verilebilse.
 
Fabrikaların durması, otomotiv üretiminin yavaşlaması 2. el araç fiyatlarının da fırlamasına neden oldu.
 
Sıfır otomotivde vergi ve maliyet artınca alternatiflere dönüldü.
 
Önümüzdeki aylarda normalleşme sağlanırsa fiyatlar belki daha makul seviyelere gelebilir.
 
İş, ev, araba vatandaşın üç temel isteği.
 
Herkesin lazımı olan şey.
 
Üretmeliyiz ki daha iyi koşullarda yaşamayı başarabilelim.
 
Sadece borçlanarak büyümek de bir yere kadar.
 
Salgın insanlara topraklarına bağlı kalması, yarına hazırlıklı olmaları gerektiğini de öğretmiştir inşallah.
 
Yeni dünya düzenine ayak uydurmalıyız.
 
Bu risk döneminde önemli kredi paketleri açıklandı, kimi aldığı parayla arabaya, kimi konuta kimi borsaya yöneldi.
 
Yeni krizlere hazırlıksız yakalanmamak için, artık bir ailede bir değil yetişkin çocuklarla da çalışmanın yöntemleri aranmalı.
 
Devlet kurumlarının buradaki yönlendirmesi, takibi ve ısrarı çok önemli.
 
Bir ekonomist 10 sene evvel 25 kuruşa satılan limonun kilogram fiyatının tarladan 7 liraya gittiğini yazdı.
 
Daha pek çok kalemde kaliteli üretim modeline geçmek ve yurt dışı pazarlarda ülkeye döviz girdisi sağlamamız gerekiyor.
 
Geleceğin dünyası gıda ve teknoloji, dijital sistemle büyüyecek.
 
Köye müthiş bir dönüş var.
 
Özelikle nişaat malzemesi satanlara soruyorum, iş yetiştiremiyorlar.
 
Dileğim bu organik gıda üretimine de yansır.
 
Son olarakda şunu ifade edeylim,
 
Dün üzüldüm.
 
İspanya’da vaka 330’larda, bizde 1500’lerde.
 
Sorumlu davranalım.