TRABZONSPOR SEVGİSİ DALGA DALGA DÜNYAYA YAYILIYOR

2021-22 futbol sezonu Trabzonspor’un şampiyonluğu ile bitti. Alkışlar, konfetiler, armağanlar, takdirler hepsi Trabzonspor’un. Bravo Ağaoğlu'na yönetimdeki sağ kolu Ertuğrul Doğan’a, yöneticilere, Teknik Direktör Abdullah Avcı ve futbolculara... Görevden ayrılan yöneticileri de unutmamak lazım. 46 yaşındaki Asbaşkan Ertuğrul Doğan ve Teknik Direktörlük tarihinde ilk kez şampiyonluk yaşayan Avcı’nın emeği çok. Herkes 38 yıl sonra diyor, ama aslında öyle değil. Resmi olmasa da 11 yıl önce 9. şampiyonluğumuz orada duruyor! Ne yaparlarsa, yapsınlar, ne karar alırsa alsınlar, hangi resmî açıklamayı yaparlarsa yapsınlar, Trabzonspor taraftarının gönlündeki 2010-11 sezonu şampiyonluğu silebilirler mi? Hayır! Bu gerçeği de tarihe not düşelim. Antalya ile oynanan şampiyonluk maçına dönersek, İngiltere, ABD, başta olmak üzere dünyanın her tarafında Trabzon'a maça gelenler oldu. Keza dünyanın her tarafında Trabzonspor taraftarı şampiyonluğu sevinçle ve coşkuyla kutladı. Kutlamalar gece sabaha kadar sürdü. Gece yetmedi gündüz de kutlamalar yer yer devam etti. Başkan Ağaoğlu ne dedi; ‘silahın ucundan mermi çıkmasın söz 61 pare top atışı yapacağız.’ Demek ki şampiyonluk gösterileri 9 gün 9 gece devam da edecek. Ancak, anlamadığım bir şey var.

Trabzonspor’un 11 puan gerisinde bulunan Fenerbahçe’nin kalan maçlarının hepsini kazanacağını, Trabzonspor tüm maçlarını kaybedip şampiyon olamayacağını söyleyen insanlar, futbolda her şeyin mümkün olabileceğine o kadar inanmışlar ki bu yıl son dakikaya kadar Fenerbahçe'nin şampiyon olabileceğini bile düşünebiliyorlardı... Bu çok bilmiş ulamalar boyunlarının ölçülerini fazlasıyla almış oldu. Bu acınacak durumlarına ben çok güldüm! Fark 11 puan, ama onlar karınlarını sirkeye koymuş, bekliyorlardı! Rusya-Ukrayna savaşı gibi...

Açıkçası şampiyonlukta 11 puan farkı kapanır mı diye düşünüyordum. Malum, gazeteci haber kovalar, doğrunun peşinde koşar. Ama bu Fenerbahçe menşeli gazeteciler hayalperest olmaktan bir türlü kendilerini kurtaramadılar gitti! Ekranlara çıkıp sırıta sırıta 11 puan farkın kapanacağını söylüyorlar. Ya hesap kitap bilmiyorlar ya da akıllarını peynir ekmekle yemişler! Yani Nasreddin hocanın göle maya çalması gibi, ya tutarsa misali! Ama görünen köy kılavuz istemez. Şair Özdemir Asıf’tan ‘Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler.’ Futbolun yeşil çimleri üzerinde yapamadıklarını perde gerisinde yapmaya kalktılar, ama Trabzonspor tüm oyunları sahada bozdu ve alnının akıyla şampiyonluğunu 10 yıl sonra tekrar kazandı. 10 yıl önce yaptıklarını 10 yıl sonra yapamadıkları için çıldırıyorlar! Onun için de bu şampiyonluk çok değerli. Ve bu şampiyonluk ne ilk ne de son olacak. Trabzonspor şampiyonlukla tarih yazarken, duruşuyla ve alnının akıyla da kazandığı başarıyla adeta ders veriyor. Vatan ve millet sevgisiyle verdiği onurlu mücadeleyle de ülkemizin geleceğine adeta bir manifesto yazıyor. İşte yurdun dört bir tarafında ve dünyanın dört bir köşesinde artan Trabzonspor sevgisinin edeni de budur.

TAKDİRİ SONUNA KADAR HAK ETTİLER

Ne diyor şair Gültekin Alp? Kalite insanın ruhundadır. Yaşam standartlarında veya hayat koşullarında değil... Mütevazi olabilmek… Sevgiyle eğilmek… Öğrenirken emeklemek. Sorgusuz sevebilmek… Hoşgörülü gülümsemek… Vicdanın sesini dinlemek. Alçakgönüllü olabilmek, kaliteni artırır… Trabzonspor yeni sezonda yola çıkarken kimse ile kavga etmedi. Ligin yedinci haftasında liderliği ele geçirdi. 35. haftada rakibi Fenerbahçe’nin önünde bitime 3 maç kala ve 9 puan farkla şampiyonluğunu ilan etti.

Sahada futbolcular işini yaptı. Teknik direktör Abdullah Avcı takım kötü futbol oynadığında zaman zaman eleştirilere maruz kalsa da bunları kulak arkası yapıp işine dört elle sarıldı. Asıl işin perde arkasında yer alan Başkan Ahmet Ağaoğlu ve yönetimin maddi ve manevi olarak en güçlü ismi Ertuğrul Doğan ile arkadaşları el ele vererek bıkmadan, usanmadan, yılmadan, önlerine çıkan engelleri aşıp, yollarına devam ettiler. Tüm zorluklara göğüs gerdiler. Trabzonspor’un 11 yıl aradan sonra şampiyon olmasında büyük katkısı olan mimarları oldular. Bordo-Mavili camiaya hayat veren bu isimler alkışı gerçekten hak ettiler. Hasetlik ve kıskançlıktan çağlayanlar olsa da Trabzonspor taraftarı da şampiyonluk yolunda takımına inandı ve onca maddi olanaksızlığa rağmen, desteğini hiçbir zaman esirgemedi. Ve sonunda mutlu son, şampiyonluk. Emeği geçen herkese teşekkürler. Taktiri ve teşekkürü sonuna kadar hak ettiler.

TRABZONSPOR İÇİN AĞLAYAN SİYASETÇİ!

Siyaset ve spor, bir arada kullanılması caiz sayılmayan, toplum katmanında kabul görmeyen iki kavram. Özellikle 2010-2011 sezonunda ortaya çıkan ancak Türkiye'de at gözlüğüyle bakılarak sümenaltı edilen şike skandalından sonra siyaset spor için "cellat" karakteri olarak anılmaya başladı. Fenerbahçe'nin aklanması için FETÖ bile "tetikçi" olarak kullanıldı. Tapeler, mahkeme kayıtları, deliller her şey ters yüz edildi (Bu, Trabzonspor camiasındaki genel bakış açısı) ...

O sezondan kalan şampiyonluk kupası halen Fenerbahçe'nin müzesinde. Trabzonspor'un hak arayışı ise devam ediyor. Şike döneminde Aziz Yıldırım'ın önderlik ettiği "Kırk Haramiler" depreminin fosil halinde izleri günümüz futbolunda da geçerli. Trabzonspor'un bu sezon elde ettiği şampiyonluğa leke sürmek için her şeyi yapan bir Fenerbahçe gözlemledik. Bir ara başkanları Ali Koç bordo-mavili takımın hakkını verdi vermesine de camiada özellikle hakem kararları üzerinden salvolar hiçbir zaman durmadı. Trabzonspor maç kazandıkça İstanbul'un kalemşorları klavye kabadayılığı yapmaya kalktı. Neymiş efendim, Trabzonspor siyasi argümanla ilerliyor... Neymiş efendim, Trabzonspor siyasilerin kanatları altında... Bilakis Trabzonspor siyasi nedenlerle ezildi, anasının ak sütü gibi helal şampiyonluk kupasından oldu. Şampiyonluğun tescillendiği Antalyaspor maçı öncesi eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak (adı bizde saklı) bir otelde Trabzonspor yönetimine yemek verdi. Uzun zamandır münzevi bir hayat yaşıyordu Albayrak. İstifasını verdikten sonra amiyane tabirle kabuğuna çekilmişti. Memleketi Trabzon'un gururu olan takımın şampiyonluk maçına gelmişti. Altını çizmek istiyorum, "manevi" yönden hem Trabzon'a hem de Trabzonspor'a büyük destekleri olmuştu. Bu arada bir kitap çıkardığını da söyleyelim. Albayrak'ın Trabzonspor şampiyon olduğunda verdiği görüntü de siyasi değil tamamen duygusal. Gözyaşlarını tutamadı. O günkü ruh hali bir siyasetçi kimliğinden değil bir taraftardan ibaretti.

UĞURCAN ÇAKIR

Trabzonspor efsane kaleci Şenol Güneş’ten sonra harika bir kaleci yakaladı. Uğurcan Bordo-Mavili takımın her oynadığı maçta gönülleri fethetti adeta… Uğurcan Çakır’ı izlerken aklıma 2016 yılı geldi… Trabzonspor’un başına gelen Ersun Yanal onu profesyonel ligde yer alan 1461 Trabzon’a göndermiş fakat Uğurcan burada da oynatılmamış ve neredeyse kaleciliği bırakma aşamasına gelmişti… O dönem Uğurcan için “Trabzonspor’un kalesini koruyamaz” diye rapor bile verilmişti…

Devamındaysa kaleci Antrenörü Ahmet Başkır’ın A takıma çıkmasıyla Uğurcan’ın şansı öyle açıldı ki Ahmet hocanın ısrarlarıyla Türkiye Kupası maçlarında kalede Estaban değil de Uğurcan’ı oynatmasıyla Uğurcan küllerinden yeniden doğmuş ve muhteşem performans sergilenmişti… Uğurcan bu çıkışıyla Türkiye’nin değil, Dünya’nın sayılı kalecileri arasına girmeyi başardı. Yaptığı kurtarışlarla kalesinde devleşerek Trabzonspor’un şampiyon olmasında çok büyük katkısı oldu. Herkesin neredeyse sırayla çıktığı sahneden Uğurcan hiç inmeyerek şampiyonluğun baş aktörlerinden oldu.. Artık Trabzonspor’umuzun ve Milli Takımımızın kalesi emin ellerdeyken onu yetiştiren, ona inanan, ona güvenen ve tekrar sahalara döndüren eski kaleci Antrenörü Ahmet Başkır gururla uzaktan izlerken, hakkında olumsuz rapor verenler, ”oynayamaz” diyenler bugün Uğurcan için “biz yetiştirdik” diyerek sahiplenmeye çalışıyorlar, hâlbuki gerçeği Uğurcan’da, vicdanlarda gayet iyi biliyorlar… Ahhh vefa sadece adın var İstanbul’da bir semtte….

TÜKENMİŞLİK SENDROMU

Erol BİLECİK,1962 Hatay doğumlu. İTÜ Bilgisayar Mezunu, İNDEX firmasının CEO (Chief Executive Officer)su, bu İNDEX ne iş yapar, bilgisayar parça ve Donatım malzemeleri distribütör (Dağıtım)lüğü yapar. Yani yabancı sermayenin, ‘Siz zahmet etmeyin, biz verelim siz satın’ dediği MONTAJ işini yapar. İTÜ, BOĞAZİÇİ ve ODTÜ’de her aklı selimin bildiği gibi yabancı sermayenin teknik eleman kaynaklarıdır. Bu Bilecik aynı zamanda, Fenerbahçe yöneticisi, Trabzonspor-Antalya maçında gördüğü, Abdullah AVCI’nın soyadına paralel, kanarya avcısını hicveden pankart yüzünden Trabzonspor’a FETÖ yaftası vurma gayretine girmiştir. İlkokul seviyesinde bir çocuğun bile içeriğini anlayabileceği şekilde Karikatürize edilmiş bir pankarttan bu çıkarımı yapmak, bizde İTÜ Mezunu bir Mühendiste, “TÜKENMİŞLİK SENDROMU” vakasını çağrıştırmaktadır. Çünkü 2010-11 sezonundaki şike davasından Yerel Mahkeme tarafından aklanmışsa da, futbolun Avrupa Amir kurumu UEFA ve Kurulları tarafından cezalandırılmış, alınan kararın önü açık bırakılmıştır. Bizce Fenerbahçe’deki korku ve endişenin sebebi budur. Özetle ilerleyen bir zamanda Türk Futbol Federasyonu’nun alacağı olası kararla 2010-11 Sezonu Şampiyonu Trabzonspor’dur demesi halinde Yerel Mahkeme’nin önceden de olsa aldığı kararın hiç bir bağlayıcı yanı olmayacaktır.

FETÖ’cülüğe gelince, eski futbolcuları Ümit ÖZAT daha yeni söyledi. Emre BELÖZOĞLU FETÖ’cünün mucididir diye, Ayrıca Erol Bilecik’e soruyorum, avukatları Fenerbahçeli yöneticilere Şike sürecinde, ‘HER MAÇA GEREKÇE UYDURUYORUZ VE ESKİŞEHİR VE BAŞAKŞEHİR HARİÇ’ demişler mi? Bir de son günlerde Sayın Berat ALBAYRAK, Süleyman SOYLU ve Mustafa VARANK için Yok Devlet arkalarında, yok korunuyorlar. Bir kere bahsettiğiniz şahsiyetler, TRABZONLUDUR. Bu ülkenin menfaati ve selameti için canla başla çalışmaktadırlar onlarında Sosyal uğraşları, hobileri olması, Trabzon’a beraber gelmeleri ki üçü de aynı ilçedendir Sosyal etkinlikleri beraber seyretmelerinin ne sakıncası olabilir. Sizin Başkanlarınız, eski Genel Kurmay Başkanıyla, Eski Cumhurbaşkanlarıyla, Başbakan ve Bakanlarla LOCA’da gövde gösterisi yaparken, eski Başbakan ve Cumhurbaşkanlarından biri transfer ettiğiniz futbolcunun örtülü ödenekten bonservis ücretini öderken 2010-11 sezonunda 18 maç 17 galibiyet, yalnızca 1 beraberlik alırken niye bu kadar hassas olmadınız. Şenol Ağabey (Şenol GÜNEŞ) sizi uyardı hiç tınmadınız. 50 yıl bu konu kapanmaz dedi. Siz oralı bile olmadınız. Rüzgâr Ekenler FIRTINA biçer. Karanlıkta koşanlar da düşer. (Konuk Yazar: Yaver ŞAHİN)

ABDULLAH AVCI ŞAMPİYONLUĞU AVLADI

Trabzonspor-Antalyaspor maçında başlama vuruşu ile hem Trabzonspor'un oyunu hem de Trabzonspor taraftarı ile şampiyonluğu kazanmıştı zaten. Maçın 3. dakikasında Abdülkadir'in şık asisti ve Cornelius'un bitiriciliği ile maça golle başladı. Ardından gelen Antalyaspor gölüyle maçta beraberlik oluştu. Antalyaspor attığı golden sonra bastırmaya devam etti. Maçın kahramanlarından olan Uğurcan Çakır sahneye çıktı ve penaltı kurtardı. Bununla birlikte cesaretlenen Trabzonspor golü bularak 2-1 öne geçti. Fakat Antalyaspor durmadı ve yeniden beraberliği sağladı.

Maçın bitmesine çok az kala taraftar sanki maç sonu gelmiş gibi sahaya atladı ama çok geçmeden yerlerine geri döndüler. Maçın bitmesiyle birlikte bütün stadyum resmen sahaya döküldü. Şampiyonluk sadece Trabzon'da kalmayıp İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük şehirlerde kutlandı, kutlanıyor, kutlanacak. Bazıları ise sanki stadyumdaki atmosferi evlerinde sevinip horon veya kolbastı oynayıp devletin mikrofonlarından açtığı Trabzonspor marşlarına eşlik ettiler. Bu da demek oluyor ki Trabzonlu’nun olduğu her yer Trabzon. Maç sonu röportajlarında Trabzonsporlu futbolcular nerdeyse mutluluktan konuşamayıp ağlayacaklardı. Abdullah Avcı röportajında oyuncularının sürprizine yakalandı ve o da futbolcular gibi duygu patlaması yaşadı. Ve şununla yazıma son vermek istiyorum; İYİ Kİ TRABZONSPOR VAR İYİ Kİ BİZİMLE... EFE KAAN ÖZTÜRK

KAYA DEĞİL, YUFKA YÜREK

Trabzonspor’umuzun 2011’den sonra gelen şampiyonluğunda futbolcu, teknik ekip ve yönetimin haricinde birçok bordo mavi sevdalısının katkısı olduğu aşikardır. Özellikle Trabzonlu olmadığı halde Trabzonsporlu olan, camiaya katkı ve hizmetler veren, gerektiğinde Trabzonspor’umuzun haklarını cansiperane savunan insanlar kuşkusuz ki her Trabzonsporluyu mutlu ediyor.

Bu isimler arasında öyle birisi var ki, hayatını Trabzonspor’a göre şekillendiren, gecesini gündüzüne katıp kulübe nasıl katkı sağlarım diye düşünen, çabalayan ve gereğini de ziyadesiyle yerine getiren, Trabzonspor eski idarecisi, Muşspor Onursal Başkanı sayın Nevzat KAYA. Yönetimde olmamasına rağmen camia için elinden gelenin fazlasını yapan, kulüp için tüm imkanlarını seferber eden, Trabzonspor söz konusu olduğunda soyadı gibi sert olabilmenin yanında gözyaşları içinde kalabilecek kadarda yufka yürekli olan sayın Nevzat KAYA başkanımız ve onun gibi Trabzonspor sevdalısı gönül insanlarına sahip olduğumuz için çok şanslı bir camiayız. Teşekkürler sayın KAYA.

AŞKA VEFA

Özkan Sümer, Cemil Usta, Kadir Özcan, Suat Tekelioğlu, Mehmet Dalman(intihar), Mustafa Çelik (kalp krizi), Trafik kazasında ölenler. AŞKA VEFA… Bizler yıllarca beklediğimiz şampiyonluğu iliklerimize kadar hissedip yaşarken, sevincimiz, kutlamalarımız ve mutluluğumuz özellikle sosyal medya üzerinden 2 milyar kişiye ulaşmışken bu anları buruk yaşayan insanlarda var. Trabzonspor’a hayat veren, hayatını Trabzonspor’a veren ve bu aşk ile yaşamını yitiren insanların aileleri şampiyonluğumuzu son derece buruk yaşıyorlar.

Trabzonspor’da her kademede görev yapan “Trabzonspor ona hayat verenlerin hayatıdır” diyen Özkan SÜMER, “Ben Trabzonspor kaptanıyım, başka kaptanların arkasında sahaya nasıl çıkarım?” diyen Dozer Cemil, bordo mavili formayla 11 kupa kazanan Kadir ÖZCAN, Trabzonspor izleme komitesinde aktif görevdeyken vefat eden Suat TEKELİOĞLU, ‘Benim için Trabzonspor en güçlülere karşı koyan ve herkesi yenen hayali kahramandı. Öyle bir kahramandı ki statükoyu bile devirmişti’ diyen Kazım KOYUNCU, “Bizi bu sene de şampiyon yapmayacaklar” dedikten sonra kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden Mustafa ÇELİK, 1995-96 sezonunda dramatik şekilde kaybedilen şampiyonluk sonrasında intihar ederek yaşamına son veren Mehmet DALMAN ve Trabzonspor’un peşinde trafik kazasında hayatını kaybeden gencecik bordo mavi sevdalıları... Trabzonspor bu ailelerin acılarını bir nebze olsun hafifletmek, yüzlerini güldürmek ve bir nebze de olsa mutlu olmalarını sağlamak adına, Aşka vefa gösterip şampiyonluk kupasını onlara götürmeli. Trabzonspor’umuza bu yakışır.