Hadi bizler konuşup yazınca bir kulağınızdan girip diğerinden çıkıyordu...

Peki şimdi ne diyeceksiniz?

Trabzonspor’un Denetleme Kurulu tarihi bir duruş sergileyerek gidişatı tüm detaylarıyla özetleyip camianın karşısına koydu... Hem durumu anlattı hem yol gösterdi... İşte denetleme dediğin böyle olur...

Artık bu saatten sonra yıllardır kulağının üzerine yatan bütün kurulların mensupları, camianın ekabirleri, geçmişte görev alan, gelecekte almayı düşünen herkes bir yana, Denetleme Kurulu Başkanı Mahmut Ören ve arkadaşları diğer yana...

Allah hepsinden razı olsun ki hala bir duyarlılık kalıntısını olduğunu gösterdiler alem-i cihana...

Öncelikle kutluyoruz; sonrasında takibin aynı surette devamını diliyoruz...

*             *             *

Aslında Ören ve ekibi, geçmiş dönem raporlarında da aynı sorumluluğu göstermiş, gelmekte olanı özetlemişlerdi. Ama bu sefer çok daha net ve çarpıcı oldu.. Hatta biraz da sert... Olması gerektiği gibi...

Borç  - harç, gelir – gider bir yana kurumun devamlılığıyla ilgili çözüm önerileri de sunulan rapor tam bir ibret vesikası...

Hepsi bir yana; şu cümledeki doğruluğa şapka çıkarttık...

“Başarısızlıktaki en büyük neden bir şehrin üreterek ortaya çıkardığı Trabzonspor'un varoluş değerlerine yabancılaşmış, bencil ve popülist yönetici profilidir. Şu andan itibaren Trabzonspor küllerinden ya yeniden doğacak ya da diğer kulüplerin başına geldiği gibi tarihin tozlu sayfalarında yerini alacaktır”

Bu doğruyu kim inkar edebilir?

Ne kadar acı değil mi? Hem de bir şampiyonluk sezonunun ardından... Elbette bu aşamaya bir günde gelinmedi ama başarı, yıkımın fitilini daha da ateşledi..

Kasketle verilen mesajlarla nasıl da umutlanmıştı insanlar... Acaba o günler geri mi geliyordu?

Oysa, daha önce de söylediğimiz gibi kasket öylesine bir figür, sadece keli örten bir aksesuar değildi...

Kasketin temsil ettikleri vardı, felsefesi derindi... Onu tekrar gündeme getirenler işte bunu anlayamadılar.. Kuru gürültüyle sözde iletişim yaptılar... Üstüne üstlük bir bölümü alıp kasketini gitti, diğer bölümü çare olarak devamdan yana...

Şimdi zaman o kasketleri kafalardan çıkartıp, masaya koyma ve üzerinde düşünme zamanı...

Bütün camia ya bunu yapar ya da mazideki hoş sedaya bir selam yollar...

Unutulmasın; yarın artık bugündür...

Son sözüm yine size...

Teşekkürler Mahmut Ören, teşekkürler Salih Aladağ, teşekkürler İsmet Keskin, teşekkürler Ekrem Ayhan Kuleyin, teşekkürler Ünal Özcan Özmenoğlu...

Yapacağınızı yaptınız.... Günah sizden gitti...

Şimdi diğerleri düşünsün...