Geçenlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlerle katıldığı bir programda “Gençler nedense evlenmiyor ya” deyince kısa sürede dikkat çekti bu önemli konu. Önemli çünkü gerçekten büyük bir sorun evlenmemek ve evlenememek.

Yaşam sürdükçe de bu konu hep güncelliğini koruyan bir konu olacaktır. Sahi gençler neden evlenmiyor? Günümüzde evlilik neden bu kadar zor? Evlilik denince gençler bu konuya neden bu kadar farklı bakıyor?

Bu soruların cevabı esasen toplumbilimcilerin ve sosyologların işi ama madem konu oldu ben de bu yoldan geçmiş birisi olarak bir şeyler yazmak istedim. En azından bekârlara bu yolda tecrübelerimi aktarabilme cesaretim var.

Günümüzde gençlerin evlenmemesinin ilk nedeni nedir diye sorarsak hiç şüphesiz çoğunluk maddiyat diyecektir. Kiralar ve asgari ücret ne kadar biliyor musunuz? Bir düğün yapmak günümüzde kaç liraya mal oluyor haberiniz var mı? Ya altın, beyaz eşya, mobilya bunlardan da bilginiz var mı?

Evlilik demek gelecek demek. Geleceğe sağlam adım atabilecek ve bir aileyi geçindirecek işin var mı? Bu gibi soru ve cevapları ilk olarak maddiyattan geçse de maddi olarak da durumu elverişli olanlar da evlenmiyor. İşte bir diğer konu da evlilikte maneviyattır.

Maneviyat derken sevgi, aşk, heyecan, huzur, saadet, sabır, tahammül, itaat, sadakat, şefkat, acıma, derin düşünme ve empati gibi birçok elle tutulup gözle görülmeyen bu değerli kavramlar ilk olarak akla gelir.

Hadi hepsini buldun vâkıf oldun da karşı tarafı nasıl bulacaksın? Doğru bir eş bulmak günümüzde samanlıkta iğne aramak kadar zor. En başta aile ve çevre baskısı, kültürel farklılıklar, sürekli değişen arzu ve istekler, boşanma oranının sürekli artması, nafaka, kariyer hedefleri gibi birçok neden var.

Hele şu “İşimi elime alıp kariyer yapayım da evlilik sonra da olur.” diyenler var ya sonradan çok pişman oluyorlar onu ayrıca diyeyim. O süre zarfında tren kaçıyor, evlilik isteği durağan hale geliyor. Yaş geçiyor, yaş da geçtikçe fizyolojik sıkıntılar başlıyor.   

Evlendikten sonra çocuk olayı başlıyor ki tamamen yaş ile bağlantılı. O yüzden evlilikte geç kaldın mı o da farklı sıkıntı. Onun için iyi düşünüp hayat planlamasını iyi yapmak gerekiyor. Evlilik için en ideal yaşı geçirmemek gerekiyor.

Bunun yanında günübirlik hayatlar ve anlık hevesler de hep evlilik müessesesinin düşmanı. “Evlendireyim de oğlumu adam edeyim.” Ya da “Evlensin de kızımın başı bağlansın” düşüncesi de evlilik müessesesini zora sokan düşüncelerdir

Hükümetin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bu konudaki çalışmalarına bakınca yetersiz diyebiliriz. Dünya genelinde doğurganlık hızı ortalama 2,32 iken Türkiye’de bu oran 1,51’e kadar geriledi. Şu anda bu oran tarihimizin en düşük seviyesidir

Bu konuda esas konuşması gerekenler başta ekonomik nedenlerle gerekli açıklamalardan çekiniyor. Gençlere ve evleneceklere özetle tavsiyem şudur. Evlenince yaşanması gerekenleri evlenmeden yaşamayın.  

Evlilik için en iyi birikim de sabır, anlayış, fedakârlık, ahlaki ve manevi değerlerdir. Bu yönde kendinizi geliştirip aynı özellikteki nasibinizi usulünce arayın. Her daim mutluluk peşinde koşun.

Sözlerime son verirken, vicdanı ve imkânı olanlar için her yazımda hatırlatıyorum, deprem ve deprem bölgesindekileri ne olur unutmayın, her daim hatırlayın. Gazze’de soykırım var, unutma, unutturma! Sağlıcakla kalın.