Teknik direktör arayışını başlayan Trabzonspor, Sergen Yalçın’dan olumsuz yanıt aldı. Bunun nedeni takımın bütün oyuncularının kafalarının vücutlarına emretmemesidir.

Çünkü Trabzonspor’da sezon ortasından sonra yaşanan şok istifalar bana göre de oyuncuların bazılarının paralarının zamanında ödenmemesinden kaynaklanan problemlerden dolayı birçok futbolcumuz kendilerini maçlara veremeyişlerindendir diyorum. Hal böyle olunca da bu takıma kolay kolay yerli hoca gelmek istemez. Çünkü gelecek olan hoca kalan maçlarda kötü sonuçlar alırsa sezon sonuna kadar olan zamanda kredisini tüketmiş olur ve gelecek sezona rahat başlangıç yapamaz. Bu nedenle de gelecek teknik adamın yabancı olması daha hayırlı olur derim. Çünkü yabancıların kafasında fetbazlık değil de sadece profesyonel de düşünmek vardır. İkinci bir seçenek de şimdiden anlaşma sağlanacak hoca takımı çalıştırmak değil de sadece izler ve seneye hangi futbolcu gidecek kimin kalacağı ve kimlerin alınacağının kararını verir. Bu sezon sonuna kadar da öz yerlilerimiz Mustafa Reşit Akçay, Sadi Tekelioğlu ve Giray Bulak gibi şu anda boşta olan hocalarımızdan biri Trabzonspor’u çalıştırabilir. Bu kardeşlerimiz Trabzonspor için ellerini de taşın altına koyarlar.

30 DAKİKALIK FUTBOL

Maddi ve manevi her zorluğu yaşayarak taraftarlarını üzen Trabzonspor’un bu haftadaki konuğu ikincilik yarışı veren Beşiktaş’tı. Her ne kadar favori olarak Beşiktaş olsa da dört büyüklerin arasındaki maçlar hep 3 neticelidir. Bu nedenle de derbinin galibinin Trabzonspor olmasının her Trabzonsporlu gibi ben de isterim. Çünkü bu takım bizim takımımız. Kötü de olsa ondan vazgeçmek yakışmaz. Fakat tribünlere bakıyorum maça bizim taraftarımızın ilgi göstermemesi tabi ki haliyle bizleri derinden üzüyor. Trabzonspor’un maç kadrosuna baktığımızda Peres’in orta alanda başlaması bana göre sanki biraz olsun Beşiktaş’tan çekiniyoruz havası yaratmış gibiydi. Maç öyle bir duruk havada başladı ki iki takım birbirine karşı temkinli oynayıp oyunun akışına göre oyuna verirler diye düşündük. Fakat o kadar enteresandır ki ilk 45 dakikada her iki takım kalesine de ne şut atıldı ne de bir gol pozisyonu izleyebildik. Bu maçın ilk yarısını eğer bir yabancı futbol adamı izlemiş olsa bu iki takım için de amatörlerin mücadelesidir der. Ben de bugüne kadar böyle rezil bir maç izlemedim derim. Çünkü ilk 45 dakikada bir pozisyon bile yazacak hale gelmedik. İçimden de iyi ki ilk yarı bitti dedim. Kötü oynayan Trabzonspor’un ikinci yarıya en az 3 değişiklik yapar diye bekliyorduk. Fakat hocamız demek ki bu kötü oyundan çok memnun ki ilk yarıda ki aynı 11’le ikinci yarıya başlamayı tercih etti. Gerçi ikinci yarı ilk yarıya oranla biraz daha hareketli başladı. 55’inci dakikada Beşiktaş’ın atağını izledik. Bu atak kornerle önlendi. Ardından 65’inci dakikada Ömür’le pozisyon bulduk. Fakat günün adamı Mert’i bu oyuncumuz geçemedi. Şenol hoca golü düşününce 67’nci dakikada iki hücumcuyu birden oyuna alarak golü düşünme hamlesini iyi yaptı diyebiliriz. 71’inci dakikada Markovic’in sert şutunu Mert yine kurtardı. Bu dakikalarda Trabzonspor gole çok yakın bir oyun oynamaya başladı. 81’inci dakikada maçın en önemli gol pozisyonunu kaçırdık. 86’da bu kez Beşiktaş Redmond ile kalemizi yokladı. Bu kez de kalecimiz Uğurcan nefis bir kurtarışla bu pozisyonu kornere çeldi. Korner atışından gelen topa Salih nefis bir kafa vurdu. Uğurcan yine mükemmel kurtarış yaparak takımını rahatlatmış oldu. 90+1’de Trezeguet’in sert şutunu yine Mert köşeden çıkartarak adeta maça damgasını vuran oyuncu oldu. 60’ncı dakikadan sonra oyun mükemmelleşti ve Trabzonspor oyunun tam hakimiydi. Fakat Mert’i bir türlü geçemedik. Son yarım saati mükemmel geçen maça damgasını vuran iki oyuncu vardı. Onlar da kalecilerdi.