Abdullah Avcı'nın uzun yılların ardından Trabzonspor'a yaşattığı şampiyonluk coşkusunun getirdiği zafer sarhoşluğu takımda kaotik bir ortama neden oldu. Yönetim Avcı'nın biletini kestikten sonra Şenol Güneş'e bel bağladı. Ancak Güneş'te ne sihirli değnek vardı ne de şapkadan tavşan çıkarabilme yeteneği... Yılların deneyimli ismi takımı aldığında öncelikle tam manasıyla enkaz yığınını kaldırmak için uzun uzadıya çaba gösterdi.

Özellikle Bjelica ve Avcı dönemlerinde "yıldız" kispesi altında Trabzonspor'a kazandırılan ancak "sahte alkol" misali kulübü zehirleyen futbolcuları elimine etme yolunu tercih etti. Uzun bir süre sonra Güneş'i ilk kez bu kadar coşkulu gördüm. 5-0'lık Antalya maçında Şenol hoca kendinden geçer gibi sevinç depoladı, havaya fırladı, oyuncularını bağrına bastı. Beşiktaş'la şampiyonluk sevinci yaşadığında böylesine janjanlı, böylesine havalıydı Şenol Güneş. Antalya maçının farklı skoru muydu Güneş'i farklı hülyalara sürükleyen yoksa takımının kazandığı öz güven mi, bilinmez ama yılların deneyimli ismi bu coşkuyu hak ediyor olsa gerek. Papara Park'ta her şey güzel giderken Şenol hocanın asfalyalarını attıran bir konu vardı. Galatasaray'la flört halinde olan Eren Elmalı'ya öfke kusuyordu Güneş.

Duayen teknik adam, Antalyaspor'u 5-0 yendikleri maçın ardından yaptığı açıklamada "Karşı kulüp teklif yapabilir, onu kulübe yaparlar, kulüple konuşur ama oyuncuya yapmaması lazım. Burada bana sorarsanız Eren ile ilgili kanaatiniz nedir diye, oyuncu benim oyuncum. Ben gitmesini istemem. Bu yönetim de vermek istemez. Ama oyuncu gitmek istiyorsa o zaman teknik taraftan ekonomik tarafa geçer. Yani gittiği zaman da yeni bir oyuncu almak durumundayız. Bu da bir bedeldir. Alacak kulüp de bunu düşünmelidir." şeklinde konuştu. Evet, Güneş kısaca 'al gülüm ver gülüm' mesajıyla aba altından sopayı gösterdi. Şimdi söz Eren Elmalı'da. Birkaç satır da ben karalamak istiyorum. Eren, teknik kapasite ve bireysel yetenek konusunda zayıf bir futbolcu. Atsan atılmaz satsan satılmaz. Bir sol bek oyuncunun sol kanattan bırakın asist yapmayı bir orta dahi yapamaması ne kadar acı bir durum. Son olarak, burası Hacıbaba tekkesi değil!

BİRAZ DAHA SABIR.

Trabzonspor’un son haftalardaki performansı, özelliklede Antalyaspor maçında sergilediği futbol, takımın yavaş yavaş rayına oturduğunu net bir şekilde gösteriyor. Oyun disiplini, sahadaki mücadele, istek ve bazı oyuncuların kalitelerini ortaya koymaları hem güzel oyun hem de 5-0’lık net skoru getirdi. Bu skor ve oyun takımın iyi yolda olduğunu gösteriyor. Önümüzdeki günlerde transfer edilecek oyuncuların da kaliteli çıkmaları ve uyum sağlamaları durumunda ligin ikinci yarısı Trabzonspor için daha zevkli geçecektir ve yüksek ihtimalle de önümüzdeki sezon şampiyonluğa koşan bir Trabzonspor izleyeceğiz. Şu anki süreçte yönetime, teknik ekibe ve oyunculara destek olmalıyız, Trabzonspor’un en büyük ihtiyacı camia olarak sabırlı olunması ve taraftar desteğidir.

AHMET OĞULBALI’NIN TRABZON HASSASİYETİ

Yolumuz bu hafta Ankara'ya düştü. İş insanı ve Trabzonspor Tesisler ve Stattan Sorumlu Başkan Yardımcısı Coşkun Öztürk, Serdar Öztürk ve Mustafa Kirici ile birlikte başkentte, Türkiye'nin kalbinde bir dizi ziyarette bulunduk. Ankara'da ilk ziyaretimizde kardeşim gibi sevdiğim Türksat Satın Alma Daire Başkanı Baykal Yaylı ile görüşürken tanışma fırsatı bulduğumuz Türksat Satış Müdürü Kazım Efendioğlu ile koyu bir sohbet yaptık.

Trabzonlular olarak bir araya gelindiğinde konu tabii ki Trabzonspor olur. Bu sohbetten sonra diğer randevu yerimiz olan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına doğru yol aldık. Baykal kardeşimin sayesinde Çevre ve Şehircilik Bakanı Baş Danışmanı ve Gedaş Genel Müdürü Ahmet Oğulbal'ın makamına girdik. "Trabzon'dan geliyoruz" deyince Oğulbal'ın özel kalem müdürüne "Trabzon'dan gelen misafirlerimizi hiç bekletme, hemen içeri alın" demesi bizi hayli onurlandırdı. Gedaş portföyü altında Türkiye'nin her bölgesinde, özellikle depremin vurduğu kentlerde üst düzey çalışmalara imza atan Oğulbal'ın sıcak ve samimi tavrı adeta içimizi ısıttı. Dostane ziyaret sırasında Türksat Satın Alma daire Başkanı Baykal Yaylı da bizimle idi.. Oğulbalı Trabzonspor yöneticisi Coşkun Öztürk tüm futbolcuların imzalı Trabzonspor formasını ve kahve takımı hediye etti.

Genel Müdür Oğulbalı ‘’Trabzonspor formasındaki tüm futbolcuların imzalarının olmasından dolayı çerçeveletip makam odasına asacağını ifade etti. Baykal kardeşimde Genel müdür Oğulbalı’na Türksat’ın hediyesini takdim etti.

Ahmet Oğulbal Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından önce 6 sene Trabzonspor Onursal Başkanı Merhum M.Ali Yılmaz'ın Tek-Art Medya şirketinde çalıştı. Oğulbalı 2003-2008 yılına kadar Tek-Art Holding A.Ş.’de genel müdür yardımcılığı görevinde bulundu. Daha sonra Gedaş Gayrimenkuller Değerleme A.Ş'de, genel müdür olarak 19.10.2020 tarihinde göreve başladı. Benimle sohbet ederken "Sizi bir yerden tanıyorum" deyince "Uzun yıllar Karadeniz gazetesinde çalıştım. Sergen Yalçın'ın transferinde imza töreni Tek-Art'ta yapılırken ben de orada bulundum" dedim. Aramızda sıcak bir diyalog gelişti. Laf lafı açtı, konu her defasında Trabzonspor'la kesişti.

Ahmet Bey Trabzonlu olmazsa da Trabzon'a ayrı bir sevgi ve sempati duyuyor. Bunu o sohbet esnasında gözlemledim. Böyle değerli bürokratlara Türkiye'nin çok büyük ihtiyacı var. Çevre şehircilik ve iklim Bakanlığı gibi kritik bir sorumluluk üstlenen Oğulbal'ı görevinde başarılar diliyoruz. Bizleri Ankara’da en iyi şekilde ağırlayıp ilgi gösteren sevgili TÜRKSAT satın alma daire Başkanı sevgili kardeşim Baykal Yaylı ’ya yeni görevinde başarılar diliyorum.

HANÇER SAYESİNDE BU ŞEHRE KANIM KAYNADI

Trabzonspor yöneticisi Coşkun Öztürk ve beraberindekilerle başkentin cadde ve sokaklarını arşınlarken şehrin yüzölçümünü çıkarıp haritasını çizdik adeta. Ankara'daki ziyaret duraklarımızdan biri de İlker Murat Hançer oldu. TOKİ Başkanlığının acar şube müdürlerinden biri de Trabzonlu hemşehrimiz Hançer. Yel kayadan ne alır ki misali Hançer lafı gediğine oturtan bir isim. Gerek TOKİ gerek Trabzonspor gerekse ülkenin diğer konuları ve sorunlarına ilişkin görüşlerini açıklarken lafı amiyane tabirle cuk diye yerine oturtuyordu.

Düşünceleri öyle akıcı, öyle halisane idi ki gözlerimizi kırpmadan dinledik kendisini. Bir sır vereyim mi? Onu dinlerken zamanın su gibi aktığının farkına bile varamadık. Ankara'nın zemheri ayazında burnumuzun direğini sızlatan rüzgâr Hançer'in makam odasında sanki sam yeline dönüştü. Hançer'in bizi karşılaması sırasında takındığı üslup ve hoşgörü bize resmen 'bu şehre koşun koşun gelin' dedirtti. Ne yalan söyleyeyim, İlker Murat Hançer sayesinde, Anadolu'nun bu metropol şehrine kanım kaynadı. Eee Tanpınar'ın kitabına konu olan o Beş Şehir'den biri de zaten Ankara. Merak edenler için söyleyeyim; diğer şehirler Erzurum, Konya, Bursa ve İstanbul idi.

NAZAR DEĞMESİN

Trabzonspor’un parlayan yıldızı sağ bek João Malheiro, Antalyaspor maçında attığı 3 golle adeta tarih yazdı ve maçın açık ara en dikkat çeken ismi oldu. Bu olağanüstü performansıyla hem maçın kaderini belirledi hem de kendisi hakkında oluşan soru işaretlerini tamamen ortadan kaldırdı. Sezon başından itibaren zaman zaman kaliteli bir oyuncu olduğunu gösteren sinyaller veren Malheiro, bu maçla birlikte nasıl bir futbolcu olduğunu gösterdi ve daha da ileri giderek yeteneklerini tüm futbol kamuoyuna kanıtladı.

Maç boyunca sadece hücumdaki aktifliği ve etkinliği değil, savunmada gösterdiği mücadele ve enerjik futboluyla da fark yaratması Trabzonspor için ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Genç yıldız oyun zekası, çabukluğu ve bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle hem taraftarlardan hem de teknik ekipten tam puan aldı. Malheiro’nun Antalyaspor maçındaki performansı gösterdi ki Trabzonspor uzun yıllar oynayacak etkili bir sağ bek oyuncusu yakaladı. Umarız bu performansı yükselerek devam eder ve onu hem Trabzonspor hem de Portekiz Milli takımı formalarıyla uzun yıllar izleriz.

E YETER ARTIK DA

Trabzonspor sezon başından bu yana yalnızca sahadaki rakipleriyle değil aynı zamanda maçlarda yaşadığı hakem hatalarıyla da mücadele etmek zorunda kalıyor. Bu durum Antalyaspor karşısında farklı bir galibiyet alınmasına rağmen bir kez daha kendini gösterdi. Sahada üstün bir futbol sergileyerek net bir skorla galip gelmesine karşın, yine tartışmalı hakem kararlarının mağduru oldu.

Böyle olunca da galip gelinse bile herkes tepki gösteriyor. Ünlü bir yorumcunun dediği gibi, “Trabzonspor maçlarda sadece 11 kişiyle değil, hakemlerle de mücadele ediyor.” Bu çarpıcı ifade, Trabzonspor’un karşılaştığı adaletsizlikleri ve sahada ne denli zorlu bir süreçten geçtiğini özetliyor. Hakem hataları yalnızca maçların skorlarına değil, oyuncuların moral ve motivasyonuna da ciddi anlamda zarar veriyor. Bu olaylar Türk futbolunun en önemli meselelerinden biri olan adil yönetim sorununu gündemden düşürmüyor. Trabzonspor gibi büyük bir camianın sürekli olarak böyle hatalarla karşılaşması hakikaten artık bezdirdi yeter artık daa…