Noel tatilinde verilen arayı saymazsak, ligin resmi anlamında ikinci devresi şimdi başlıyor. Trabzonspor, bugünlerde dönüm noktasında. İlk bölümde genelde inişlerle, sona doğru çıkışla dolu bir yolculuk yaşandı... Şimdi, yeni başlangıç için fırsat zamanı.
Antalyaspor maçında özlenen sevinç görüntüleriyle geri dönen Şenol Güneş, takımın başına geçtiğinde, herkes umutlanmıştı. Fakat, geçen süre içerisinde bir türlü Trabzonspor'un kimliği oturmadı. İç sahadaki performansla deplasmandaki süreç arasında uçurum oluştu.
Bu tabloyu, sadece futbolcuların ayaklarına değil, aynı zamanda zihniyetlerine de bağlamak daha doğru bir teşhis olacaktır, hiç kuşkusuz...
Şenol Hoca, açıklamalarından öyle anlaşılıyor ki bir tek saha içinde değil, saha dışında da takımın zihinsel dönüşümünü sağlamak için yoğun gayret sarf ediyor… Son Antalyaspor maçındaki görüntünün, bu yönde kısmi gelişmeler yaşandığının sinyallerini vermesi anlamlı...
Derken transfer dönemi kapıyı çaldı. Çok sayıda futbolcunun isimleri ortalıkta dolaşıyor. Kimler gelecek henüz belirsiz. Trabzonspor’un, transfer için, açıklanan limiti en yüksek kulüp olması avantaj gibi görülse de, yanlış ellerde yapılacak hamleler, bir anda ibreyi tersine çevirebilir...
Allah’tan Şenol Güneş var da; yönetimi gücü yettiğince maceradan uzak tutabiliyor...
Yanlış transfer yapmaktansa, yapmamak daha evladır. Eğer oyuncu katılacaksa da, gelen sadece sahayı değil, takımın ruhunu da değiştirmelidir.
Kim ne derse desin, yönetim kulübün omurgası, taraftarlar ise kalbidir... Yönetim, taraftarın kalbini kazanmak için daha fazla çalışmalı.
Onların güvenini yeniden kazanmak sezon sonuna bırakılmamalı, şimdiden başlanmalı.
Trabzonspor, şehrin, insanların parçasıdır. Her maç, her gol, her galibiyet veya yenilgi, fazlasıyla yankı bulur. Yeni yıl, sadece takvimin değişmesinden ibaret olmamalı. Trabzonspor'un yeniden doğuşuna zemin hazırlamalı. Takım, şehir, taraftar, hep birlikte ayağa kalkmalı.
Var mısınız?