İskenderpaşa camisindeki caneze merasiminden döndüm tam daktilonun başına oturacağım ki, İdmanocağı grubuna Altuğ Atalay’ın yorumu düştü.

Atalay, Atakan Kadıoğlu, Adnan Sungur ve Hasan Bahadır’ın binbir emekle yoğurduğu ‘Trabzonx’ intennet sitesine muhteşem bir yazı yazmış.

Ahmet Suat hoca ile ilgili yaşanmışlıkları, nükteleri bu yazıdan öğreniyorum.

Altuğ’un o yazısını birlikte okuyup rahmet dileyelim:

‘Aslında farklı bir yazı kurgulamıştık kafamızda.. Onu şekillendirip sizlerle paylaşacaktık... Ama “hayat plan yapmaya gelmez” diye müthiş anlamlı söz vardır ya işte bir kez daha çıktı karşımıza.. Takdir-i ilahi tecelli etti ve fubolun büyük ustası Ahmet Suat Özyazıcı Hakk’ın rahmetine kavuştu.

Şimdi dile kolay geliyor... Özyazıcı; “futbolda Anadolu ihtilalini gerçekleştiren” Trabzonspor’un en önemli kilometre taşlarının belki de birincisiydi...

İkinci lig finalinde kaybedilen PTT maçından sonra sıfırlanan kadrodan büyük bir “dev” inşa etti. Elindeki gençlerle İstanbul hegomonyasına son verdi.. Şampiyonluğu alıp Karadeniz’in şirin sahiline getirdi.. Getirirken de bütün Anadolu’yu peşinden sürükledi.. Vazgeçilmez oldukları düşünülen “üç büyükler” kavramını “dört büyükler”e taşıdı. Trabzonspor’u “dördüncü büyük değil”, “dört büyükten biri” yaptı.

Trabzon, futbolda geçmişte rekabetler şehriydi... Başlangıçta “İdmanocağı, İdmangücü” arasında başlayan bu rekabet olgusu; Trabzonspor kurulup şampiyonluklar gelmeye başladıktan sonra “Suatçılar-Özkancılar” ayrışmasına sahne oldu...

Her iki rekabet de seviyeyi hep yükseltti... Başarı çıtasını erişilmez noktalara taşıdı.. Sonra zamanla Trabzon’daki rekabet kültürü yerini; “çekişme, didişme, kavga” sürecine bıraktı... Duraklama, gerileme dönemlerinin asıl sebebini bu bahsettiğimiz dönemler oluşturdu...

Neyse; biz yine Suat Hoca’ya dönelim.. Hoca “ocak-güç” rekabetinin “Sarı Kırmızılı” tarafındaydı... Bir kere müthiş bir oyuncuymuş... Yetişemedik ama anlatılanlardan ve sonra kendisini daha iyi tanıdıkça gördüklerimizden sanki izlemiş gibi kafamızda canlandırdık..

Hem oyuncu hem takım kaptanı hem de antrenör–futbolcu olarak liderliğini yaptığı takımla Beşiktaş’ı Türkiye Kupası’ndan elemek dahil bir çok başarının altını imzaladı.. Türkiye şampiyonlukları kazandı..

Trabzon futbolunun temel taşlarından İdmanocağı ile aslında geleceğin de sinyallerini vermişti Suat Hoca..

Trabzonspor’un müzesindeki dünyada eşi benzeri bulunmayan “yarım kupa”nın hikayesini bilenler bilir.. Bilmeyen öğrensin; görmeyen mutlaka gidip görsün.. 1958 yılında Trabzon’da oynanan Türkiye Amatör Futbol Şampiyonası finalinden sonra o yarım kupanın bir kulbundan İdmanocağı, diğer kulbundan Ahmet Suat Özyazıcı’nın askerliği nedeniyle kaptanlığını yaptığı Ankara Havagücü takımı tutuyordu... İşte böyle bir karakterden bahsediyoruz...

Suat Özyazıcı; namazında, niyazında, inançlı bir müslümandı.. Ama, yeri geldiğinde; “namazın, orucun kazası olur ama maçın kazası olmaz” diyecek kadar da bir futbol aşığıydı... Zaten bu aşkı onu “ilklerin adamı” olmaya taşımıştı... Trabzonspor ile 4 Lig Şampiyonluğu, 4 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 2 Başbakanlık Kupası, 3 Türkiye Kupası, 1 Kıbrıs Barış Kupası, Sariyer ile de Balkan Şampiyonluğu kazandı. Bordo – Mavili kulübün kuruluşunda futbolcu olarak yer aldı.

Her zaman saygı duyduğumuz ve altını imzaladığımız bir laf vardır; “Trabzonsporlular ikiye ayrılır; birincisi Trabzonspor’u yaratanlar, ikincisi Trabzonspor’un yarattıkları”... Suat Hoca birinci bölümün ilk sıralarına adı yazılacak ve yeri hiç dolmayacak gerçek bir efsane olarak yerini çoktan almıştı..

Böyle bir yazıyı yazmak da; bitirmek de öyle kolay değil... İnsanın yüreği burkuluyor, gözleri doluyor.. Ama bu halet-i ruhiyeden bizi yine Suat Hoca’nın tatlı anıları çıkartıyor..

Müthiş bir espri yeteneğine sahipti Hoca.. İnanılmaz bir parlak zekası vardı... Zaten olağanüstü futbol adamlığının yanısıra, birbirine zıt karakterlerden oluşan bir kadrodan, yenilmez armada inşa etmesinin altında da bu özelliğinin büyük yeri vardı hiç kuşkusuz.

Kendisinden sonra göreve getirilen Trabzonspor’un ilk yabancı teknik direktörü Alman Sundermann için “son derman” benzetmesi yapması, dışarıda kaldığı dönemlerde; başarısız sonuçlardan sonra çarenin ne olduğu sorulduğunda; “adres belli, Kemeraltı No:6” diye yol göstermesi yazan oldukça tarihten hiç silinmeyecek anektodlardan sadece birkaçı...

Kemeraltı No:6 futbol sahası dışında Suat hoca’yı bulabileceğiniz, Semerciler Caddesi’ndeki nalburiye dükkanın adresiydi.. O adres yeri geldiğinde ticarethane, yeri geldiğinde keyifli sohbet yeri, yeri geldiğinde tarihfsiz bir futbol akademisiydi.

Gazeteciliğe başladığımız 80’li yılların sonundan, hoca evine çekilene, biz de şehir değiştirene kadar uğradığımız bu adresin üzerimizdeki etkisi hep büyük oldu.

“Asıl işiniz ne Hocam?” diye sorduğunuzda aldığınız “Ben at aksesuarcısıyım, onları güzelleştiriyorum” cevabını unutmanız mümkün mü?

Ya, “istifa edecek misiniz?” sorusuna gelen, “biz teknik adamların valizi hiç açılmaz, hep kapının arkasında bekler” karşılığını!..

Bir de şimdi herkesin ağzından düşmeyen “atanla tutanın iyi olacak” meselesi var.. Bu lafın da patenti taaa 1976’lardan Suat Hoca’ya aittir.

Söyleyecek, anlatacak o kadar şey var ki kuşkusuz... Ama; bir an geliyor sözün bittiği yerde takılıp kalıyorsunuz. Bize yaşattığın, öğrettiğin herşey için sonsuz teşekkürler BÜYÜK USTA.. Gittiğin yerde seni karşılayacak efsanelere de selam söyle!.. Ruhun şad, mekanın cennet olsun!

ANADOLU İHTİLALİ

Sevgili Faik Bakoğlu’nun anlattığına göre, Rize İkizdere temsilcimiz İsmet Kösoğlu fanatik bir Fenerbahçeli imiş. O da Ahmet Suat hocamızı yazdı. Onu da bu sütuna almak istedim:

‘87 yaşında vefat eden Ahmet Suat Özyazıcı yalnız Trabzon’un değil Türk futbolunun önemli bir spor adamıydı. Ahmet Suat hoca teknik direktör olarak görev yaptığı dönemlerde Trabzonspor altın çağını yaşadı. Ahmet Suat hocanın dönemi tamamen yerli ve çoğunluğu Trabzon’un çocuklarının birleştiği kaliteli bir dönemdi.

Kendisiyle şahsen hiç karşılaşmadım ancak gazetelerden takip edebilmiştim. Ahmet Suat Özyazıcı ayrıca Trabzonspor'a kazandırdığı 4 şampiyonluğun yanı sıra 4 kez Cumhurbaşkanlığı Kupası şampiyonluğu, 2 kez Başbakanlık Kupası şampiyonluğu, 3 kez Türkiye Kupası şampiyonluğu ve bir kere düzenlenen Kıbrıs Barış Kupası şampiyonluğu kazandırmıştır.

Şampiyonluğu ilk kez Anadolu’ya taşıyan 4 kez lig kupasını Trabzonspor’a getiren efsane isim Ahmet Suat Özyazıcı 87 yaşında hayata veda etti. Bir süredir alzehmier tedavisi gören büyük futbol adamı ikinci ligden çıkardığı Trabzonspor ile Süper Lig’de 4 kez şampiyonluk yaşamış ve tam 18 kupa kaldırmıştı.

Trabzon’daki futbol kültürünün bağrında yetişen Özyazıcı, Trabzon’daki futbol kulüplerinin Trabzonspor çatısı altında birleşmesiyle bordo mavililerde futbolculuk kariyerine başladı. Anadolu ihtilalinin mimarıydı. Futbolu bıraktıktan sonra teknik direktörlük kariyerine başlayan Özyazıcı, Trabzonspor’u değişik dönemlerde çalıştırmıştır.  Trabzonspor’un Anadolu İhtilali yaparak, 1975-1980 ve 1983-84 Aralıklarında kazandığı şampiyonlukların mimarı oldu. 1975 yılındaki ilk şampiyonluk ile Türk futbol tarihinde bir ilk gerçekleşmiş. İstanbul takımları olan Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray dışında ilk kez bir Anadolu takımı şampiyon olmuştur. Ahmet Suat Özyazıcı’nın bu başarıları, onun Trabzonspor taraftarları arasında “efsanevi” olarak tanımlanmasını sağlamıştır. Özyazıcı hoca ayrıca Türkiye’nin en çok şampiyonluk gören 2. yerli teknik direktörüdür. Allah rahmet eylesin, futbol camiasına Trabzonspor ekibine başsağlığı diliyorum.’

O BARETİN YANKILARI

Dünyanın konuştuğu koreografi ile igili sadece İsrail’den sitem gelmedi. Dost Arap ülkelerinden de geldi. Baret’te hani Katar, Suudi Arabistan, hani Bireşik Arap Emirlikleri dendi. Depremden sonra önce onlar koştular ama barette yoktular. Biz de Vira’nın  kastı olmadığını biliyoruz. Yine de körfez ülkelerinden gelen siteme karşı onlara yürekten teşekkür edelim. O bölgelerde Türkiye düşmanlığını ateşlemeye çalışan ajanlara fırsat olmasın.

HERKES BİR EL VERDİ

Depremden sonra yaraların sarılması için herkes bir el verdi. İstanbul kulüplerinin başkanlarının Trabzon’a gelmesi, Trabzonspor forması giymiş depremzede gençler ve çocuklarla maç izlenmesi mükemmeldi. Büyükşehir Belediye Başkan vekili Atilla Ataman’ın da hakkını teslim edelim.  Depremzedeler içn Vali İsmail Ustaoğlu ile birlikte her türlü fedakarlığı yaptılar. Çocukları aileleri bir dakika yalnız bırakmadılar.

DEPREME KARŞI MÜCADELE

Sevgili Okurlar, Dünyanın işi bitmiyor. İnanılmaz bir koşuşturma var. Deprem sebebiyle her fert biraz yavaşladı. Arkadaş grubumuz da Trabzon’da buluştu. Avni Aker yıkıldığında işleri kesilir denilen Yenimahalle’deki Ömer Usta’nın meşhur köftecisi idi mekan. Bırakın işlerinin kesilmesini dolup taşıyor. Masamız ağırlıklı olarak mühendis ve müteahit olunca köfte gelmeden deprem tartışılmaya başlandı! Trabzonspor Başkan Yardımcısı Ali Haydar Gedikli, Trabzonspor Yönetim Kurulu Üyesi Sami Karaman, İnşaat Mühendisi Aziz Bahadır ki, üçü de inşaat yapıyor. Makine Mühendisleri Özkan Öztürk ile İbrahim İskender, ARSEV’in Yönetim Kurulu Başanı Dr. Seyit Hisoğlu, Sayitoğlu boyanın sahibi Efkan Sayitoğlu ve Bayraktarlar İnşaat’ın ortaklarından Sebahattin Alemdar sohbetin tam göbeğindeler. Kahramanmaraş merkezli deprem için herkesin elinden gelen yardımı yaptığını söylemek isterim. Allah razı olsun. Efkan Sayitoğlu, Sebahatin Alemdar ve Özkan Öztürk İnşaat sektörünün önemli tekadrikçisi. Şöyle de bir şey var, Trabzon’un önüne kısa vadede bir sorun çıkabilir. İnşaat malzemesi üreten büyük firmalar deprem yaşayan 10 ile ve ilçelerine kilitlendiler. Ürettiklerini oraya gönderecekler. O nedenle Karadeniz bölgesi dahil bazı bölgelerde tedarik sıkıntısı yaşanabilir. Türkiye büyük bir afet yaşadı. Masadaki herkes bir şeyde hem fikir oldu: ‘Deprem bölgesi olmasak da sağlam zemin, eksiksiz statik hesap, kaliteli beton ve ciddi takip. Yani, Yapı Denetim firmalarının işini ciddi yapması. Arkadaş, eş, dost hatırı yok artık. Denetim, denetim, denetim.’  

Akşam buluşmasında Trabzonspor kongre üyeleri Aziz Bahadır ile İbrahim İskender hem Ali Haydar Gedikli’ye hem de Sami Karaman’a hesap soracaktı. Trabzonspor’un ekonomisini toparlayın diyeceklerdi. Deprem ve Basel maçı sebebiyle onu da ötelediler. Hesap sorma değil tek yürek olma günü.

CAN EFE VE EYMEN

Özgür Özal.. Taraftar grubu başkanı olarak Trabzonspor’un peşinden yıllarca gitti. Son dönemde biraz kenara çekildi. Artık çocuklara zaman ayırıyor ve onları geleceğin yıldız futbolcuları yapmaya çalışıyor. Yer, Çardak Pide salonu. Canefe Özal ve Eymen Özen pide yiyor. Biz de küçük bir sohbet yaptık ve maşallah dedik ve başarılar diledik. Özgür’e de alkışı yolladık.

BİRAZ DA NOSTALJİ

Milli bayram. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti başkan ve yönetim kurulundan Osman Çavuşoğlu, Murat Taşkın ve Musa Alioğlu Atatürk anıtına çelenk koyarken.