Depremin 5 kilometre derinlikte gerçekleştiğini ve Erzincan ile Kuzey Anadolu Fay (KAF) hattına oldukça yakın bir bölgede meydana geldiğini ifade eden Bekar, bu sarsıntının, büyük bir KAF depremine karşı ne kadar hazırlıklı olduğumuzu sorgulayan önemli bir sinyal olduğunu vurguladı.
Kürşad Bekar, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Maalesef bölgemizdeki eski ve kaçak yapıların fazlalığı, kırsalda her türlü alanda ev yapılması, yüksek eğimli arazilerde yapılan yol açma çalışmalarının zeminlerin duyarlılığını arttırması ve sahil bölgelerindeki dolgu alanlarının insan yerleşimlerine açılması, büyük bir depremde maddi ve manevi kayıplara yol açabilir. Karadeniz bölgesinin coğrafi, yağış ve topoğrafik koşulları da bu depremin etkilerini daha yıkıcı hale getirebilir.”
Ayrıca, bölgemizdeki birçok ilçe belediyesinde jeofizik ve jeoloji mühendislerinin bulunmadığını ve bu yüzden yapılan inşaatların (konutlar veya sanayi yapıları) zemin etüt raporlarının düzgün şekilde denetlenmediğini belirten Bekar, “İlçe belediyelerinin bu konuda daha fazla sorumluluk alması gerektiğini hatırlatmak isteriz. Sadece depremler değil, özellikle eski ve kalitesiz yapıların temel donatılarının suyla teması nedeniyle paslanma ve korozyona uğraması, binaların sağlamlığını tehlikeye atmaktadır. Bu yüzden temele yakın kolon ve kirişlerin yetkin firmalar tarafından yapılacak jeofizik etütlerle denetlenmesi, olası bir felaketten önce bu binaların hasarsız bir şekilde kontrol edilmesi çok önemlidir” dedi.