Varis tedavisinde lazer ve radyofrekans ablasyon gibi minimal invaziv yöntemler büyük avantajlar sunuyor. Bu teknikler sayesinde varisli damarlar hızla kapatılabiliyor ve hastalar tedavi sonrası aynı gün normal yaşantılarına dönebilme imkânı buluyor. Doç. Dr. Öztaş, “Daha küçük çaplı varislerde skleroterapi gibi işlemler tercih ediliyor. Skleroterapi, varisli damarları zamanla kaybettiriyor. Cerrahi müdahale ise genellikle ileri vakalarda yapılıyor, fakat yeni tekniklerle hastalar daha hızlı ve konforlu tedavi olabiliyor” diye konuştu.
İyileşme Süreci ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
Tedavi sonrası hastaların iyileşme süreci hızlı geçiyor. Doç. Dr. Öztaş, minimal invaziv yöntemler sonrasında hastaların genellikle aynı gün taburcu olduklarını ve kısa süre içinde günlük aktivitelerine dönebildiklerini belirtti. Bununla birlikte, tedavi sonrası kompresyon çoraplarının düzenli kullanılması gerektiğine dikkat çeken Öztaş, “Kompresyon çorapları bacak dolaşımını destekler ve iyileşmeyi hızlandırır. Ayrıca, ağır kaldırmaktan ve yoğun fiziksel aktivitelerden kaçınılmalıdır” şeklinde uyarılarda bulundu.
Egzersiz ve Sağlıklı Kiloda Kalmak Önemli
Varis oluşumunu engellemek veya ilerlemesini yavaşlatmak için düzenli egzersiz yapmak büyük önem taşıyor. Doç. Dr. Öztaş, yürüyüş ve yüzme gibi bacak kaslarını çalıştıran aktivitelerin kan dolaşımını artırdığını vurguladı. Ayrıca uzun süre ayakta durmaktan veya hareketsiz oturmaktan kaçınılması gerektiğini ifade etti.
Hamilelikte Varis Tedavisi
Hamilelik döneminde varis gelişimi sık görülen bir durumdur. Ancak Doç. Dr. Öztaş, hamilelikte cerrahi müdahalelerden kaçınılması gerektiğini, bunun yerine kompresyon çorabı kullanımı ve düzenli yürüyüşle şikayetlerin azaltılabileceğini söyledi. Tedavi genellikle doğum sonrası planlanıyor.
Kış Aylarında Varis Tedavisi
Varis tedavisinde kış aylarının avantajları olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Öztaş, “Kışın tedavi sonrası kompresyon çorapları kullanımı daha konforludur. Ayrıca lazer ve skleroterapi gibi işlemler sonrasında ciltte hassasiyet oluşabileceği için güneş ışığına maruz kalmamak önemlidir. Kışın güneş ışığı daha az olduğundan ciltte lekelenme riski de azalır. Yaz aylarında ise sıcak hava nedeniyle bacaklardaki şişlik artabilir, bu da iyileşme sürecini zorlaştırabilir” diye belirtti. Ayrıca, kış aylarında yapılan tedavilerin sosyal aktivitelerin daha az olduğu bir döneme denk gelmesi nedeniyle hastaların iyileşme sürecinde daha rahat olabileceklerini ekledi.