Partinin bir gün lideri olacağını doğrusu düşünmemiştim. Yıllar geçti. Mücadele vermeye başladı. İlk mücadelesini Alparslan Türkeş sonrası Koray Aydın’la birlikte Tuğrul Türkeş’e karşı verdiler.

Kongrede olay çıktı.

Ama yılmadı ve MHP’nin Genel Başkanlığına geldi.

MHP’nin Genel Başkanı olarak barajın altını da gördü, yüzde 18 ile zirveyi de.

Hatta yüzde 18 olduğunda Başbakanlık kendisine teklif edildi bunu kabul etmedi.

Ecevit’in Başbakanlığına onay verdiği gibi saygıda asla kusur etmedi.

Ülkücüler kızdı. Ama o ‘bu devlet meselesi’ dedi.

Ve Sonuçta da baktı Türkiye uçuruma gidiyor, Seçim çıkışını da Bursa’dan o yaptı.(2002)

Devlet Bahçeli AK Parti ile ilk dönemlerde sert gitti.

Gelinen noktada Türkiye, Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda krize girince, türban konusunda sıkışınca mecliste çözen Devlet Bahçeli oldu.

Bahçeli’nin Türkiye için terörle mücadelede, güvenlik güçlerine ve iktidara verdiği cesareti hepimiz biliyoruz.

Bunun yanında en önemli adımları da 15 Temmuz’da attı.

O gece Devlet Bahçeli çoğu kez mücadele ettiği AK Parti ve hükümetin yanında durdu.

‘Demokrasiye darbe vurulamaz’ dedi.

Ordunun içindeki gücünü kullandı.

Devlet Bahçeli partisinden onca kopmaya rağmen ayakta kaldı.

Partisini yüzde 10’lar da tuttu.

Mecliste grup kurmayı başardı.

Önceki yazılarımda da yazdım.

Son dönemde Türkiye’de yeni ittifak arayışları olduğu kesin.

Ancak tabloya bakıldığında bunu gerçekleştirmek zor.

Zira Milliyetçi Hareket Partisi ile AK Parti’nin arasını açmaya çalışanlar şu ana kadar başarılı olamadılar.

MHP Lideri Bahçeli Kızılcahamam kampında da kitabın ortasından konuştu.

Dünyadaki gelişmeler değindi, Gazze’yi unutmadı.

İçerde Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın aldığı terör cezaları ile ilgili ‘Doğru karar’ dedi.

Devlet Bahçeli, partisinin Türkiye çapında müstesna bir sonuç aldığını ve başarılı olduğunu belirterek, bu kapsamda 96 belde, 114 ilçe, 8 il belediye başkanlığını kazanarak yerel yönetimlerde varlığını ibra ettiğini söyledi.

Bahçeli, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerini yakalama olgusunun milli yemin olması gerektiğini belirterek, "İç ve dış vesayet odaklarının tertip ve tezgâhlarını boşa çıkarmak, Türkiye'yi dipsiz tartışmaların içine sürüklemekten kaçınmak, hepimizin mütemadi vazifesidir. Temiz toplum, temiz siyaset, tertemiz ve parlak bir gelecek için yapacaklarımız çok, yavaş hareket etme hakkımız ise yoktur. Herkes şapkasını önüne koyup düşünmelidir. 'Önce ülkem ve milletim' diyorsak netleşmemiz, samimiyet göstermemiz, nerede durduğumuzu gözden geçirmemiz lazımdır." ifadelerini kullandı.

Bahçeli’nin son sözleri ile bitirelim:

‘Terörü bir hak arama vasıtası görenlere, bunu destekleyenlere makul bakış, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü yok saymaktır, bu zeminde yumuşama, diyalog ve normalleşme diye de bir şey söz konusu olmayacaktır. 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' suçunu işlemiş olanlara hoşgörüyle bakmak, dış tehditlerle bağımsız ve tarafsız yargıyı işlevsiz hale sokmanın hesabını yapmak, uzlaşma ve yumuşama değil tükeniş demektir.’