Elbette şehrin, başta yatırım, ve işsizlik olmak üzere pek çok sorununu örtüp giderilmesini geciktiren hatta örten negatif etkisinin dışında, O’ndan önce TV de hava durumu verilirken Türkiye haritasında Trabzon yazısını görünce ‘ Bakın işte Rize, Giresun, Ordu yok ama Trabzon var’ diye kasılıp hava atan bir nesil olarak Trabzonspor’un un bu şehre ve bünyesine aldıklarına yaptığı katkılar tartışılmayacak kadar çoktur.
Fabrikasız, sanayisiz, küçük bir şehri , her türlü kapasitesi ve imkanlarıyla çoğu Avrupa ülkesini bile kıskandıran İstanbul ile kıyasıya yarıştırıp ülke gündeminin ilk sıralarından hiç düşürmeyen..
Trabzonlu olmayı bir ayrılacak haline getirip, onurlandıran, gururlandıran,
Amatör kümelerden, genç takımlardan, alt liglerden gelen isimsiz gençleri de Türk futbolunun yıldızları arasına katıp, görev alan şanslı teknik adamları da ülkenin en havalı ve başarılı isimleri olarak kayda geçirten çok büyük bir güç, bulunmaz bir nimettir Trabzonspor.
‘Zaten her şey de ortada..
Son örnek te hocamız..
Kulüp düzeyinde 10 yıla yaklaşan Başakşehir kariyerinin ardından kısa süren Beşiktaş macerası sonrası Trabzonspor'un başına geçen Teknik Direktör Abdullah Avcı, Bordo-Mavili takımda teknik adamlık kariyerinin en büyük başarılarına imza attı.
Trabzonspor ile bir Süper Lig şampiyonluğu ile iki Süper Kupa elde eden 60 yaşındaki Avcı, bu kez Türkiye Kupası'nı da kazanarak teknik adamlık kariyerini bir kupayla daha taçlandırmayı hedefliyor.
Bu başarılarda elbette Hocamızın kalitesi ve donanımı büyük rol oynamıştır ancak, tohum ne kadar kaliteli olursa olsun serpilip gelişmesi , meyve vermesi için müsait bir ortamı bulmak zorundadır.
Ve de hem futbolcular hem de teknik adamlar için Trabzonspor bulunmaz bir ortam yaratarak nimetler sunan çok müsait bir topraktır..
Ki bu toprağa düşemeyen nice kaliteli tohumlar değil meyve, yaprak bile veremeden taşlı tarlalarda! kaybolup gitmişlerdir.
Bu yüzden Trabzonspor, değerini bilenleri hep yüceltmiştir.
Bunu anlayamayıp kerameti sadece kendinde sananlar ise, ‘Keşke’lerle dolu pişmanlıklar ile ahlanıp vahlanmışlardır..
Çünkü içindeyken anlamadıklarını, ayrıldıktan sonra görmüşlerdir lakin giden gitmiştir ..
Sabah, akşam vahlansa da Niyazi..
Çok şey olmuştur artık mazi..
Geçmiş olsun!.
İLAHİ TESADÜF!
22 Nisan 2011 de deplasmanda Eskişehirspor’la 0-0 berabere kalan Trabzonspor bu maçı kazansaydı ne UEFA, FİFA, ve İsviçre Federal Mahkemesince kanıtlanan şike , ne de başka bişe şampiyonluğuna engel olamayacaktı. Ancak şimdi TV’lerde uzman yorumcu! olarak ahkam kesen maçın hakemi Bülent Yıldırım Mustafa Yumlu ve Burak Yılmaz tarafından atılan iki nizami golü iptal ederek Bordo-Mavililerin galibiyeti engellemişti.
Yine bir 22 Nisan ancak bu kez takvimler 2024 yılını gösterdiği bir pazartesi günü akşamı
deplasmanda Sivasspor’la 2-2 berabere kalarak liderin 4 puan gerisine düşen Fenerbahçe ,bence sadece 2 puan değil, şampiyonluğu da kaybetti.
Ne diyelim..
İlahi tesadüf.
İSMAİL HOCA’DAN İNCİLER
*Bir gol daha atsaydık Olimpiyakos’u elerdik.
*Şampiyonluğa oynayan bir takım aleyhine uzatma dakikalarında penaltı verilir mi?
*5 maçı da kazanıp şampiyon olacağız ( Galatasaray 4 puan kaybetmezse olamıyor)
*Liderle aramızdaki puan farkı açılmadı ( 2 ‘den 4 ‘e çıktı)
TRİNK GALATA ÇEK BİR SALATA!
İstanbul Süper Amatör Lig’de mücadele eden Beyoğlu Galataspor Bölgesel Amatör Lig’e yükselmiş.
Galata deyince çocukluktan kalma iki ilginç anımız vardır;
İdmangücü önderliğinde kurulup 1966-67 sezonunda 2.Lig’de mücadele eden Kırmızı-Beyaz formalı Trabzonspor’un o zamanki adıyla Trabzon Şehir Stadında Galata ile oynayıp 1-0 mağlup olduğu maçtan önce İdmanocağı Türkiye Amatör Futbol Şampiyonasında Erzurum Palandöken ile karşılaşmış ve Kenan Abi’nin (Aksu) yanılmıyorsam 2 de penaltı kaçındığı maçı 7-1 kazanmıştı.
Akşam şehir kulübünde karşılaşan iki takım yöneticilerinden Ocaklılar, Güçlüleri kızdırmak için salata siparişini şu sözlerle verdiler garsona;
‘Trink Galata, çek bir salata’
İşin garibi bir yıl sonra İdmanocağı’nın da katılımı ile oluşan Bordo-Mavili Trabzonspor’ da Trabzon’da Galata ile oynadığı maçı kazanamamıştı.
Neredeyse 90 dakika santrayı geçmeyen Galata öyle bir defans yaptı ki, ‘En az 5-0 kazanırız’ diye gittiğimiz maç 0-0 sonuçlandı.
Hatta ilginçtir her nasılsa bir korner kazanmıştılar da diğer oyuncular santrayı geçmezken bir tanesi gelip topu auta göndermiş ve çabuk çabuk o da koşmuştu defansa..
KELEŞ İLE VURAL
Ergin Keleş: Ben 20’ye yakın takımda oynarken kendisi de 40’a yakın takımda teknik direktörlük yapmış Yılmaz Vural Hocamla Akhisarspor’da çalışmış ve onda da birlikte korona virüse yakalanmıştık. Bu hafta sonu alt liglerde karşılaştık. Ne güzel, ne keyifliydi…
HESAPSIZ İŞLER ÇOK FENA DİŞLER!
Çoğu geçmiş dönemlerden kalan borçlar ve transferlerde yapılan hesapsız harcamalar yüzünden yaşadığı ve bir türlü çözüm bulamadığı büyük ekonomik zorluklar nedeniyle 44 yıllık aradan sonra yeniden yükseldiği Süper Lig’deki ikinci sezonunda TFF 1.Lige düşen Giresunspor, burada da kalamayarak haftalar öncesinde bir alt lige daha inmeyi garantiledi. Önümüzdeki sezon TFF 2.Lig’de mücadele edecek olan Yeşil-Beyazlıların değil geri dönmesi bu ligde bile kalması bile çok zor olacak. Çünkü tam anlamıyla kaderine terkedilen Çotanakla , korkarız ki bu gidişle kaçınılmaz olarak Eskişehirspor ile Bursaspor’un akıbetine uğrayacak.