İnsani değerlerden en önemlilerden birisi nezaketli olmaktır. Hz. Ali : “Kaba bir kimsenin elinden hayat suyu bile olsa içme" şeklindeki veciz sözü ile nezaketsiz insanın değersiz olduğuna işaret eder. Madame de Stael de: "Nezaket insanın gerçek düşünceleri arasında seçim yapabilme sanatıdır" sözüyle insan ve nezaketi bütünleştirir.
Sosyal bir varlık olan insan cemiyet içerisinde davranışları ile kabul görür ya da dışlanır. Kaba olan her şey sevimsizdir. Bu nedenle toplumsal ilişkilerimizde etrafımızdaki canlılara karşı insani bir tutum sergilemeliyiz. Kişilerin hak ve özgürlükleri bu bağlamda oldukça önemli bir işleve sahiptir. Yürürken, alışveriş yaparken, otomobil kullanırken bu insani değer yargılarına azami ölçüde dikkat etmeliyiz.
Şehrimizin iklim yapısı yağışlı olduğundan mevsimin önemli bir kısmı yağışlı geçer. Düzensiz ve altyapısı çok eksik olan koca şehirde yağışsız havalarda resmi şekilde işgal edilen yaya kaldırımları nedeniyle yayalar otomobil yolunu kullanmakta bu nedenle yağmurlu havalarda rezil olmaktayız. Sokakta akan kirli su otomobillerce fıskiye gibi yayaların üzerine püskürtülmektedir. Sabah işine giden vatandaşın kirli su banyosuna maruz kaldığını düşünün. Avrupada böylesi durumlarda kişiye gerekli cezalar ödettirildikten sonra kirlettikleri insanların elbise paraları ödettirilir. Bu nedenle Avrupada sürücüler yağmurlu havalarda yayaların üzerine su fışkırtarak timsah gibi sırıtmazlar.
Nezaket sözcüğü sadece nazik olmak değildir. Aynı zamanda etrafınızdakilerin haklarına saygı duymaktır. Dolmuşçuların çalışma anında alabilecekleri yolcu sayısı bellidir. Ancak bu saatte kuralı takip eden olmadığı gibi kuralı önemseyen de yok. Cuma günü iş dönüşü bindiğim dolmuşta yirmibeşten çok insan tıkış tıkıştı. Nefes almak nerede ise imkansızdı. Sürücüye: “ne bu kardeşim, banliyö treni mi, minibüs mü bu araç?” Grip görünümlü virüs kol geziyor amma kimin umurunda! Sürücü üç-beş kuruş fazla almak adına yolcu mu saman paketimi taşıdığının farkında değil. Allah korusun ya bir kaza olsa, hesabı kime sorulacaktı?
Halbuki Sting’indediği gibi: “Nezaket, ağırbaşlılık bu toplumda ender bulunur. Gece vakti bir mum güneşten daha parlak olur”. Bu nedenle ortak yaşadığımızbu gezegende yalnız olmadığımızı asla unutmamalıyız. Erdem sahibi insan kendisi için istemeyeceği şeyleri başkası için yapmaz. Yoksa cepte koca koca, birkaç diploma taşımakla, lüks araç binmekle, bol para harcamakla insan kâmil olmaz. Kâmil olmayan insanın değil topluma, kendisine bile yararı olmaz.