Trabzonspor’un bu sezon başarısız sonuçlar aldığı bu kadroyu kimler kurdu diyorsanız herkesin bildiği gibi Ahmet Ağaoğlu ve Abdullah Avcı ikilisinin birlikte bu kadroyu kurduklarını söylemek hiç de yanlış olmaz.

Bakın bunların aldığı oyunculara çoğunun Trabzonspor’un kapısından içeri girmeleri bile mucize diyorum. Bu kadar kötü bir transfer politikasını yöneten bu ikiliye sorarım. Bu kulübü siz nasıl büyük bir borca sokarsınız diye. Şahsen benim bile aklımdan çok çirkin düşünceler geçiyor, çünkü siz bu transferleri yapıp hemen arkasından daha sezon başı ikiniz birden kısa aralıklarla istifa edip gidiyorsunuz. Sizin arkanızdan da haklı olarak sokaktaki insanlar da atıp tutuyor. Bu ikili kulübü batırdı diye. Bana göre haklılar, yalnız sizin bırakıp kaçmanızın nedeni bana göre sizler yanlış yapıyorsunuz diyebilecek olan Ertuğrul Doğan’dır. Çünkü parayı o veriyordu bol kepçeden de Ahmet Ağaoğlu harcıyordu. Bu yanlışlara daha fazla dayanamayan Ertuğrul Doğan para musluğunu kapatınca beyler de kurtuluşu kaçmakta aradı. Bir de şu gerçek var A.Avcı sezona başlamadan transferleri yaptıran kişiydi ancak İstanbul’un 3 büyük kulübünün yaptığı transferleri görünce Trabzonspor’un onlara sahip olamayacağı kanaatine vardı ve hemen o da istifa etti ve bütün sorumluluğu başkalarına yükleyerek kaçmayı yeğledi. Bakın G.Saray’ın tam 31 puan gerisinde ligi bitirmiştir, bunun da sorumluları sizlersiniz. Bakıyoruz 3-4 sezondur alt yapıdan oyuncu çıkmıyor peki bununla ilgili ne gibi çalışma yapılmalı Double Pas diye bir firmaya her sene üç yüz bin doların üzerinde para veriliyor. Kendi alt yapı hocalarımızın maaşlarını gecikmeli olarak ödüyoruz. Yazık değil mi? Bu firmayı da başımıza saran Abdullah Avcı’dır. Ben Trabzonspor’un kurtuluşunun alt yapıya gerekli önemin verilmesinden geçtiğini her zamanki gibi şimdi de söylüyorum. Alt yapının ilacını da bana sorarlarsa söylerim. Çünkü Trabzonspor tamamen batakta, çok da zor toparlanır. Onun için de çok iyi hesaplar yapılmalı. Herkes düşmüş kendi cebini doldurmanın peşine! Trabzonspor bazı kişiler için çıkar kapısı olarak görülüyor. İşte ben de bu tip insanlar kim olursa olsun bunlardan tiksinti ve nefret duyuyorum. Çünkü benim sevdam Trabzonspor’dur. Ama açları doyurmak zor! Kim geliyorsa darbeyi vurup gidiyor. Olan da Trabzonspor’umuza oluyor. Onun için bu düşüncedeki insanlara dur demenin zamanı gelmiştir.

DOĞRUYA DOĞRU

Trabzonspor’da sezon bitimiyle oyuncular da tatile çıktı. Bakın herkesin tatile çıktığı bu dönemde başkan da yönetim kurulu üyeleri de harıl harıl çalışarak yapılacak transferlere odaklanmış durumundalar. Bunu da normal karşılamak lazım çünkü onların görevi de budur. Şahsen benim tuhafıma giden bir durum var: sevgili başkan kardeşimiz Ertuğrul Doğan, Ahmet Ağaoğlu döneminde Trabzonspor’a çok büyük miktarda paralar verdi. Ne var ki düdüğü Ağaoğlu çalıyordu. Ben de diyorum ki kardeşim şimdi başkan sensin büyük bir olasılıkla parayı da veriyorsun şimdi düdük elinde bu düdüğü akıllıca çalacağına inanırım. Fakat etrafına dikkat et çünkü büyük bir kulübün başındasın. Şimdi etrafında çok bilgiçlik taslayanlar, yağcılık yapmak isteyenler olacaktır. Benden sana bir abi tavsiyesi. Bak sen çok iyi bir iş adamısın, nasıl kendi işini yönetiyorsan inanmadığın insanlara hiç aldırış etmeden Trabzonspor’u da en iyi şekilde yönetebilirsin. Duyduğum kadarıyla zaten temizliğe de başlamışsın. Ben bu temizliği iki ay önce köşemde yazmıştım. Ve bazı eski futbolcu kardeşlerim benim bu yazdığım olaya tepki gösterdiler çünkü orada çok avaneden maaş alanlar var. Senin verdiğin bu temizlik kararını da kutlarım. Bakın Trabzonspor’da başkan ve yönetim değişiminde her önüne gelen kendi adamını kulüpte bir yere yerleştiriyor. Trabzonspor adeta insanların gözünde fabrika gibi görünüyordu. Ve insanlar da biz de buradan faydalanalım düşüncesi hasıl oluyordu. Ama başkanımız Ertuğrul Doğan temizliğe başlamışsa (avaneden) maaş alanları bitirmeye yönelmişse şahsen ben de bu davranışından dolayı onu kutlarım. Benim felsefem doğru iş yapana doğru demektir.

EFSANE OLMAK

Evet. Efsane olmak önemli bir ayrıcalıktır. Fakat efsaneliği taşımak da bana göre çok önemli bir olgunluktur. Efsane olmak bayrağı göklere ilk fes çekendir. Efsane olmak bir ilke imza atmış olmaktır. Efsane olmak gelecek nesle örnek bir kişi olmaktır. Efsane olmak her şeyin para ile olmadığını bilmektir. Efsane olmak oturmasıyla kalkmasıyla insanlara örnek olacak şekilde davranmak demektir. Efsane olmak kendi branşı ne ise gelecek jenerasyona o branşın güzelliklerini örnekler vererek göstermektir. Efsane olmak alçak gönüllülüktür. Efsane olmak halkla birlikte olmak demektir. Efsane olmak çalıştığı ve efsane olduğu kuruma manevi olarak destek vermektir. Efsaneler kulüpte çalışmaya talibim demez. Tam tersi kulüp efsanelere talip olur. Eğer onların iyi fikirleri varsa bu fikirlerden yararlanırlar yani efsaneler kendi menfaatlerinden daha çok efsane olduğu kurumu düşünmelidir. Oradan fayda sağlarım diye düşünmez! İşte bizde bazı efsane arkadaşlar var ki maalesef bu efsaneliği taşıyamıyor. Kulüpten görev aldıkları zaman susuyor, görev almadıkları zaman da başkana ve yönetime veryansın ediyorlar. Üç beş kuruş maaş içinde bütün efsaneleri taraftarın gözünde küçük düşürüyorlar. Taraftar da haklı olarak bunlar mı bizim efsaneler biz bunları gözümüzde çok büyütmüşüz deyip geçiyorlar.