Ta ezelden beri, merak ve tartışma konusudur. ‘Bir antrenörün takıma katkısı ne kadardır?’ Bu konuda bir fikir birliği yoktur.

Kimisi ‘yüzde 10’  der, ‘ Kimisi 15-20’

Ben se hep şunu savundum;

Yüzde 100..

Eğer isabetli bir seçim yaparsan bu seçim seni hedefin doğrultusunda amacına ulaştırır.

Ve bu amaçta asla şampiyonluk değildir..

Bunun en güzel ve son örneği A Milli Takımın İtalyan Teknik Direktörü Vincenza Montella’dır.

Adana Demirspor’da yaptıklarıyla Süper Lig’e yeni çıkan bir takımı bu ligin elitleri arasına katan sempatik İtalyan, oynayanın tükendiği, izleyenin dert sahibi olduğu milli takımı 3 günde rayına oturtup, Şenol Güneş’in Türk insanını günlerce mutluluk denizinde yüzdüren 2000’deki  takımına çevirdi.

Peki ne yaptı bu sevimli İtalyan?

Elinde sihirli değnek mi vardı?

Yook,

İlk olarak basının, menajerlerin, kanaat önderlerinin!  dolduruşa gelmedi..

Sürekli oynadıkları halde artık  verimsiz olan etiketi yurt dışı, katkısı akıl dışı olanlara forma vermedi.

Oradan onu aldım, buradan da  bunu almam lazım’ deyip büyük kulüpler arasındaki denge saçmalığına  hiç girmedi.

Takımlarında yedek olsalar da, kendi inandığı, güvendiği oyuncuları kadroya aldı,

Sonra da samimi ve inançlı tavırlarıyla bunların  öz güven sorununu halledip  önce  oyuncularının gönüllerini, sonra da Hırvatistan’ı karşısına aldı.

Gerisi zaten kendiliğinden geldi.

Duygusal Türk futbolcusu böyle bir hocayı mahcup etmemek için de, tüm benliğiyle olaya daldı.

Maçlar bitmeden EURO 2024 vizesini aldı..

Aldı da ne oldu?

Şampiyon mu olacağız?

La, yemişim şampiyonluğu.

Yurt içindekiler olarak turnuva boyunca kendi takımımızı tutacağız

Yurt dışındakilerle birlikte bayrak açıp arabalarda tur atacağız..

Hele bir de  kazanırsak  mutlu yatacağız.

Daha ne olsun..

Avcı bu kez şanslı!

Kendisinden çok şeyler beklenen Hırvat teknik adam Nenad Bjelic’te umduğunu bulamayan Trabzonspor, yeniden  şampiyonluk yaşadığı eski teknik direktörü Abdullah Avcı’ya emanet edildi.

Hayırlısı olsun..

Bence Avcı ilk geldiği döneme göre iki açıdan şanslı bu kez..

Birincisi ;  Elindeki kadro ilkiyle kıyaslanmayacak kadar güçlü..

Bıraktık  diğerlerini,  neredeyse atılan 3 topun birini gol yapabilecek yetenekte bir santraforun var.

Onuachu..

Ve böyle bir oyuncunun varlığı  da,  teknik adamları özellikle iç saha maçlarında ‘Nasıl bir taktikle oynasam’ sıkıntısından kurtarır!

Çünkü her şey açık ve net ortada;

Gereksiz yere yana, geri oyalanmayacaksın, Onuachu’ya bek ve açıklardan, yani kanatlardan mümkün olduğunca çok top atacak bir anlayışa bürüneceksin..

Şanslı olduğu ikinci vaka ise şu;  GS ve FB ‘nin durumları ortada iken kimse Hocadan  bu sezon için şampiyonluk filan beklemiyor.

Normal rakiplerini yenip, İstanbul’un büyükleri karşısında da yenilse bile mahcup olmayacak bir futbolu yeterli görüyor.

Tabi şimdilik.

Çünkü bizde  işler belli olmaz.

İki maç kazanınca değil taraftar, yönetim bile şampiyonluktan bahsetmeye başlar..!..

***

Tekrar hayırlı olsun der başarılar dilerken bir endişemizi de diye getrelim.

İnşallah bu kez de 10 civarında oyuncu gönderilip, aynı sayıda oyuncu  transfer edilmez.

‘İleride olur’ diyerek gençlere olmuş oyuncu parası verilmez,

Verilse de tek maç bile oynatılmadan bedava gönderilmez..

Sonuçta zaten batmış ekonomi ‘Satıştan başka kurtuluş yok’ durumuna getirilmez..

Bunun yanında  Trabzonspor’dayken ileri vitesini  pek kullanmayan, ancak prangaları çözülünce  Cengiz Ünder’i  bile gölgede bırakan Yusuf Sarı gibi örneklere de artık rastlamayız.

Ve de Trabzonspor’un oyuncuları kendi kalesini rakip kaleden çok gören bir anlayışta maçlar oynamaz..

Zaten ,lakabı Fırtına olan bir takıma da, böyle bir saçmalık yakışmaz..

 Dünya’da eşi yok

Rahmetli Mehmet Doruk Abimizin işlettiği  efsane İdmanyurdu Kulübü Lokalinin Dünya’da bir başka örneği, eşi ,benzeri  kesinlikle yoktur.

Çünkü en az 50 yıldır aynı insanların gittiği bir başka lokal olur mu?

Takım kapandı ama Şükrü Köleoğlu başkanımız da rahmetli olunca şimdi  yükün ağırlığı omuzlarında olan Ömer Eyüpoğlu müdürümüzün maddi  katkıları ile lokali faaliyete devam ediyor.

Pek zaman bulup gidemiyordum ancak geçtiğimiz Perşembe günü yolum düştü..

Her zamanki gibi iddialı king masası kurulmuş..

Ömer Uzun Abimiz ile Ömer Eyüpoğlu müdürümüz karşılıklı. Diğer yanda Avukat Hamit Şimşek ile Turgut Abimiz var.

Krem Yavuz, Foto Osman ve Ufuk Şiranlı arkadaşlarımızda yandan çarklı çay içiyorlar.

‘Kambersiz düğün mü olur’ deyip daldık araya..

Az  kalsın  dayak  yiyorduk çay için davranınca paraya..

Ey gibi İdmanyurdu..

Çok zayiat verdik çook..

Ezberden yazmaya kalksam  isimlerini unuttuklarıma  ayıp olur deyip bu kısmı  şimdilik pas geçiyorum..

Aramızdan ayrılanlara rahmet, yaşayanlara  da uzun ömürler diliyorum..