Trabzonspor’da Orhan Ak ile ilgili süreç yönetimin beklediği gibi gitmeyince teknik direktör meselesi gündemin ilk sırasına oturdu...

Aslında futbolcular benliklerini sahaya koysa, top karşı kaleden içeri girse, işler kulüp için de yönetim için de daha iyi gidiyor olacaktı ama maalesef evdeki hesap çarşıya uymadı..

Yeni yönetim sezonu Ak ile bitirebilseydi önümüzdeki dönem için daha sağlıklı karar verebilir, işe sıfırdan başlayabilirdi.. Belki kafalarda olan ama şu anda bağlantısı bulunan teknik adamlarla iletişim daha rahat kurulabilirdi...

Şimdi iki ayak bir pabuca sığdırılmaya ve alelacele bir hoca bulunup getirilmeye çalışılacak...

Gelen teknik adamın sezon sonuna kadar “tükenmişlik sendormu” yaşayan eldeki malzemeyle ivme kazanması ne kadar kolay olacak tartışılır... Çünkü, toplumsal kırılmaların yaşandığı dönemlerde alınacak her sonucun önemi büyük... Bu nedenle göreve şimdi gelecek teknik direktörün, kredisini zaman içinde arttıran Abdullah Avcı’nın başlangıç dönemine yakın bir performans sergilemesi şart..

Yoksa “bununla da olmayacak” naralarını şimdiden duyar gibiyiz..

*             *             *

Böyle olunca, yönetim teknik adam borsasını zamansız açmak zorunda kaldı.. Bu kadar işin, limitsiz ödemenin arasında bir de bu sorun çıktı...

Allah kolaylık versin..

Gündeme taşınan ilk isim Sergen Yalçın.. Başkan Ertuğrul Doğan kendisiyle ilk görüşmeyi gerçekleştirmiş... Sonuca bakılacak...

Aslında yukarıda anlattığımız tablo için Sergen Yalçın uygun aday.. Kısa dönemde, futbol zekasıyla sonuç alabilecek bir teknik adam.. Fakat yönetim bir yandan da vadeli projelerden bahsediyor...

İşte orası biraz sakat... Sergen Hoca’nın bu kadar uzun işlere gelip gelmeyeceği konusu muamma... Malum; CV’si bunu zaten gösteriyor..

Beşiktaş’a gelene kadar hiç bir sezona yönettiği takımla başlayamayan Yalçın, Siyah Beyazlı kulübü kısa sürede zirveye taşıdıktan sonra takip eden dönemi tamamlayamadan ayrıldı...

Sergen Yalçın, mizacı itibariyle anlık yaşayan bir karakter... Böyle olunca da fazla sıkıntıya gelemiyor... Müdahale zaten imkansız... En sonda söylenecek lafı en başta söyler ve noktayı koyar... Buna yöneticiler de dahil tabiii...

*             *             *

Beşiktaş’tan tanıdığımız ekibine gelince...

Aslında Hoca’nın her şeyi Murat Şahin... Şahin’e “yardımcı” denemez... Sadece sahada değil, saha dışında da bütün sistemi o yönetir... “Teknik Direktör Vekili” deseniz yeridir... Şahin’den izinsiz ve bilgisiz hem takımda hem ortamda kuş uçmaz... Sergen Yalçın belirler, Murat Şahin yönetir...

Bugün Kayserispor’u çalıştıran Çağdaş Atan bile varken durum aynıydı.. Sözün özü; Sergen Hoca’nın herşeyidir...

Eğer gelirse; ekibin kondisyoneri İtalyan Marrone.. Kariyerinde, Everton, M.City, Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray var... Mustafa Denizli’den ayrıldıktan sonra Sergen Yalçın ile çalışıyor.. Yüklemede üstüne yoktur... Futbolcuları bezdirir ama sakatlıklar artınca da hedef tahtasına oturur...

Analizde Murat Kaytaz nitelikli bir isim... İletişimi güçlü, sadece işinde gücündedir...

Ekibin bir diğer kilit adamı Gürsoy Yalçın... Sergen Hoca’nın ağabeyi.. Genelde oyuncu takibinden sorumludur. Scoutluk görevi onda... Veto ettiği futbolcu kulüpten içeri giremez, istediği de alınır... En azından Sergen Hoca öyle ister...

Bir de ekip resmen olmasa da fiili olarak yer bulan menajer Hakan Korkmaz var... Sergen Yalçın’la dostlukları çok büyük, birbirlerine güvenleri sonsuzdur... Transfer konusunda Gürsoy Hoca’yla birlikte, Sergen Yalçın’ın en güvendiği isimdir...

İşte böyle bir tablo..

Süreç neyi gösterir hep birlikte göreceğiz...

Yönetimin asıl vereceği karar; “Sergen Hoca’yla anlık mı, başkasıyla yolluk mu?...” noktasında düğümleniyor...

Cevabı merakla bekleniyor!..

Haydi hayırlısı...