Trabzonspor’un Adana Demirspor karşısındaki performansı, Banza'nın attığı gole kadar kelimenin tam anlamıyla uykumu getirdi. Gol olduğunu, maçın anlatıcısının bir anda yükselen sesiyle fark ettim ve tekrarında izleyebildim. Sahada ne oynandığı belli, ne de ne yapılmak istendiği… Bir plan, bir hedef, bir ruh aradım ama nafile. Bu takımı gerçekten anlayan, bu oyun planını çözmüş biri varsa buyursun anlatsın, dinleyelim.
Fatih Tekke’nin rotasyona gitmesi anlaşılabilir. Beş gün sonra oynanacak olan Göztepe maçı, Türkiye Kupası açısından sezonun kaderini belirleyecek. Ancak rotasyon demek, sahaya ne yaptığı belli olmayan bir takım sürmek olmamalı. Hele ki küme düşmesi haftalar önce kesinleşmiş ve sezon boyunca sahasında en çok mağlubiyet alan Adana Demirspor gibi bir rakibe karşı…
Ama ne yazık ki Trabzonspor’un sergilediği oyun, insanı “Perşembe günü de böyle oynarsak vay halimize!” demeye zorluyor. Adana Demirspor karşısında sahaya çıkan ve verilen şansı değerlendiremeyen bazı oyuncular, açık konuşmak gerekirse, bu takımın oyuncuları değil.
Genç ve dinamik bir kadroyla oynayan Adana Demirspor, maçın 20. dakikaları civarında üst üste iki net pozisyon yakaladı. Neyse ki biri Mendy’nin son anda yaptığı müdahale, diğeri ise Uğurcan’ın kritik kurtarışıyla gol olmaktan çıktı. Ama Trabzonspor için bu ciddi bir alarm ziliydi.
Bu futbol, Göztepe gibi formda ve organize bir rakip karşısında telafisi olmayan sonuçlar doğurabilir. Perşembe günkü maçın ciddiyeti sadece rotasyonla değil, sahadaki akıl, disiplin ve enerjiyle taşınmalı. Trabzonspor taraftarı bu sezon kupayı istiyor ama sahadaki görüntü, bu haliyle sadece hayal kırıklığı yaratır.
Trabzonspor ligde 19 mağlubiyet almış Adana Demirspor karşısında bu denli isteksiz ve tutuk bir futbol ortaya koyması, bizleri hayal kırıklığına uğrattı. Rakibin formsuzluğu, sahaya çıkan 11’in ciddiyetini ve konsantrasyonunu etkilemiş görüyor. Oysaki futbol, kâğıt üzerindeki istatistiklerle değil, sahadaki emekle kazanılıyor. Trabzonspor’un bu futbolunu seyrederken ben ekran başında utandım. Fatih hoca, oyunun gidişatını gördü, ama hamleleri ne yazık ki istenilen katkıyı sağlayamadı. Cihan Çanak ve Zubkov’un oyuna girişi, Cham'ın yerine Arif’in dahil edilmesi bir canlılık umuduydu. Fakat üretkenlik adına sahada net bir değişim olmadı. Batagov’un direkten dönen topu dışında kayda değer bir fırsat üretilememesi, takımın maçtaki genel durgunluğunu özetliyordu.
Bu maç bize bir kez daha gösterdi ki, rakibi küçümsemek, oynanan futbolu da aşağıya çeker. Adana Demirspor’un küme düşmüş olma da, Trabzonspor’a maç kazanma garantisi vermez. Tribünlerden yükselen homurtular, sadece skorun değil, oyunun da sorgulandığını gösteriyor.
İyi ki Banza sahneye çıktı da, bu tatsız oyunun sonunda en azından üç puanı haneye yazdırdı. Ama bu galibiyet, teknik heyetin ve oyuncuların aynaya bakmasına engel olmamalı. Çünkü büyük takım olmak, sadece kazanmak değil, nasıl kazandığını da umursamalıdır.