Sessiz sedasız köşende oturursan, kimse seni yazmaz, çizmez. Hedefe de koymaz. Bir şekilde dönen tezgaha çomak sokmazsan, oyunları bozmazsan senle de kimse uğraşmaz! Süleyman Soylu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı iken ona saldıran var mı idi? Yoktu.

Ne zaman ki, 15 Temmuz’daki cesareti meclis ve TRT’deki duruşu ile birlikte İçişleri Bakanı oldu. Fetö’nün tasfiyesi için gece gündüz çalıştı.

ABD’nin patronluğunda uzun yıllardır Fetö ile ortak çalışan PKK terör örgütüne de nefes aldırmadı.

Hangi mağarada, hangi dağda ne kadar terörist var bunları tek, tek açıkladı. Bakanlık olarak en son teknolojiyi kullandı ve Erdoğan’ın dediği gibi inlerine girdi. PKK’nın kurtarılmış bölge dediği Gabar, Kato, Bestler Dereler Dağ ve Kanyonlarından petrol fışkırmaya başladı.

Tam 6 yıl İçişleri Bakanlığı yaptı. Zehir tacirlerinin tepesine çöktü. Mafyanın cirit attığı dönemler geride kaldı.

Süreç içinde Türk milletinden övgü aldı, cesareti ile tarih yazdı.

Görevi sırasında iki kez ayrılmak istedi ama Erdoğan kendisine izin vermedi.

Bakanlıktan ayrıldıktan sonra milletvekili olarak hizmet ediyor.

İstanbul Haliç’te hem işyeri hem de ofisi var.

Soylu’nun geçmişten liderlik tecrübesi var. Bundan sonra da siyasette olacak.

Ancak, Tayyip Erdoğan siyaset sahnesinde iken liderliğe soyunmayacak..

Kulislerde gelecekte MHP’nin başına da gelebileceği seslendiriliyor.

MHP’deki hiyerarşi de bu mümkün olur mu bilemem.

Süleyman Soylu’nun gücünden korkanlar yeni saldırılara başlamış.

Bu kez Kıbrıs’ta kirli tezgahı olan Halil Falyalı cinayeti ile ilişkilendirmeye çalışıyorlar.

Soylu cevabını bu kez çok sert verdi. Okuyalım:

‘Namussuzlara Duyurulur. Bu ülkede, devletine ve milletine şerefle hizmet etmiş; görev süresi boyunca terörle, uyuşturucuyla, sanal kumarla ve Amerika’dan İngiltere’ye kadar uzanan her türlü suç şebekesiyle hiçbir şeyden korkmadan mücadele etmiş birine yönelik, iftira ve karalama amacıyla sistematik olarak yayılan, “ağıza dahi alınmayacak” düzeydeki adice dedikodular, bu mücadeleyi hazmedemeyenlerin intikam çabasıdır. Bu iftiraları atan, yayan, karalayan herkes şerefsizdir.

Bizi kendinizle karıştırmayın.

Onursuz, hırsız, ahlaksız, katil suç şebekelerine karşı cesaret gösteremezsek vay adamlığımıza, vay kalıbımıza!

Yıllardır her fırsatta sistematik biçimde iftira atan ve karalama yapanlara, bugünkü yolsuzluğu örtme çabası içinde hedef saptırmaya çalışanlara sesleniyorum:

Kuzey Kıbrıs’ta işlenen bir cinayeti devletimiz tüm kurumlarıyla, KKTC makamlarıyla tam bir iş birliği içerisinde çok kısa sürede aydınlatmış ve adli makamlara intikal ettirmiştir. Bu cinayetin, başka bir ülkeye kaçan, hakkında kırmızı bülten çıkarılan ve iadesi beklenen bir numaralı şüphelisinin bir yıl önce ortaya attığı hayal ürünü iftiraları sürekli tekrar edenlere biz “operasyon çocuğu” dedik, haklı çıktık.

Her türlü dış istihbaratın oyuncağı hâline gelen bu kişilerin, konu ne olursa olsun, ellerinde belge, bilgi ve kanıt varsa ortaya koymamaları namertliktir. Peşine düştüğümüz suçluların, devletimizin ve bu devlet için görev yapanların itibarlarını zedelemelerine asla izin vermeyiz. Bu yalan ve iftiraları yayanlar, hukuk önünde en ağır biçimde hesap vereceklerdir.

Çürümüşlüğünüzü, yolsuzluğunuzu iftira çamurlarıyla üzerimize sıçratamazsınız. Son söz: Namusumuzu yolda bulmadık. Hayatımın sonuna kadar bu namussuzların peşinde olacağımı herkes bilsin.’

Soylu’nun mesajı net ve gideceği adresler belli.

Şu anda Sayın Soylu’nun seçmen bazında oy yüzdesi ne kadar bilemiyorum ama Bakanken bir ara yüzde 15-18’leri gördüğü seslendirilmişti.