Türkiye, tarihi boyunca nice badireler atlatmış, nice düşmana göğsünü siper etmiş, nice ihaneti göğüslemiş bir millettir.

Ama hiçbir dönem bu kadar ikiyüzlülüğün, bu kadar sahte barış çağrılarının, bu kadar kirli hesapların ortasında kalmamıştır.

Bugün bir yandan barış, huzur, kardeşlik diyenlerin, diğer yandan masum insanların canına kastedenlerin olduğunu görmek; yüreğimizi dağlamaktan öte, aklımıza “biz kimlerle aynı masaya oturduk” sorusunu getirmektedir.

Trabzonlu evladımız, kahraman Piyade Uzman Onbaşı Berat Mecit Day’ın şahadet haberiyle bir kez daha uyandık acı gerçeğe.

Her ne kadar barışın diliyle konuşmaya çalışsak da karşımızdakilerin dili kurşun olmuş.

Her ne kadar silahların susmasını istesek de, onların silahları asla susmamış, sadece nişan alacak yeni hedefler beklemiş.

İşte bu yüzden, bu milletin sabrı da, inancı da sınanıyor.

Berat Mecit Day, Pençe-Kilit Operasyonu kapsamında kahramanca görev yaparken hainlerin kurduğu pusuya düşmüş ve bu uğurda canını vermiştir.

O, bu milletin şerefli neferlerinden yalnızca biridir ama arkasında bıraktığı mesaj, binlerce sayfaya sığmayacak kadar büyüktür

Bu vatan sahipsiz değildir.

Bu millet diz çökmez.

Bu bayrak yere inmez.

Bugün Trabzon’da bir cenaze namazı kılınıyor belki, ama o namazla birlikte bir millet yeniden ant içiyor.

Terörle mücadelede gevşekliğe, tavize, yumuşaklığa yer olmadığını haykırıyor.

Çünkü biz her şehit haberinde yeniden doğarız.

Her kahramanımızı ebediyete uğurlarken, arkamızda bıraktığı mirası daha da büyütürüz.

Evet, Berat Mecit Day artık Eren Bülbül’e komşudur.

O yürek yakan fotoğraf karelerine bir yenisi daha eklendi belki ama milletin hafızasında bu kahramanlıklar altın harflerle yazılıyor.

Onlar çocuk yaşta toprağa düşen ama asla unutulmayan evlatlardır.

Onların adıyla büyüyen nesiller, hiçbir zaman hainin, alçağın, işbirlikçinin tarafında yer almaz. Onlar bize “vatan ne demek” sorusunun canlı cevabıdır.

Ve şimdi soruyoruz:

Silah bırakma çağrısı yapanlar, neden hala hainler pusuda?
Barış mesajları yollayanlar, neden hala ocaklara ateş düşürüyor?
Terörü kınamak yerine devletin mücadelesini eleştirenler, neden bu ihaneti görmezden geliyor?

Terör örgütleriyle masaya oturmanın ne büyük bir hata olduğunu tarih defalarca göstermiştir.

Artık milletçe şunu bilmeliyiz ki

Terörle müzakere edilmez, mücadele edilir.

Kalleşle tokalaşılmaz, bertaraf edilir.

Vatan hainlerine af da olmaz, anlayış da.

Bu millet, birlik olursa ne PKK’sı kalır, ne uzantısı, ne destekçisi.

Ne de hainleri koruyup kollayan içerideki işbirlikçiler.

Çünkü bu millet “ya istiklal ya ölüm” demiştir bir kere.

Bugün, Berat Mecit Day’ın ardından dökülen gözyaşı kutsaldır.

Ama bu gözyaşı bizi durdurmaz, bilakis kamçılar.

Bizi yolumuzdan döndürmez, bilakis rotamızı netleştirir.

Biz yolumuza şehitlerimizin emanetiyle devam ederiz.

Ve bu toprakları onlara layık hale getirmek boynumuzun borcudur.

Berat Mecit Day, senin adın artık bu milletin kalbine kazındı.

Sen bir evladın ötesinde, bir destansın.

Rahat uyu yiğidim, emanetin emanetimizdir.

Bu vatan bir gün terörsüz bir ülke olacaksa, bu senin ve senin gibi kahramanların fedakârlığı sayesinde olacaktır.

Ve biz, her yeni gün bu mücadeleyi bir kez daha omuzlayacağız.

Çünkü bu ülke, hainlerin değil; şehitlerin kanıyla sulanan, kahramanların dualarıyla ayakta duran bir ülkedir.

Şehidim Berat Mecit Day.

Ruhun şad, mekânın cennet olsun.
Sen toprağa değil, tarihe yazıldın.