Dün Ordu’da Gazetecilik okuyan iki kardeş geldi. Trabzonlular. Birisi, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının toplumsal yansımaları nasıl oldu sorusu, diğeri ise PKK tr örgütünün silah bırakma görüşmelerine nasıl bakılıyor sorusunu sordu.
Objektif şekilde cevaplar vermeye çalıştık.
İmamoğlu’nun tutuklama kararı ile PKK’nın silah bırakmaya yönelik temasların medyayı ikiye böldüğünü ifade ettik.
41 yıldır devam eden PKK terörünün bitmesinin Türkiye’yi bir barış iklimi getirebileceğini söylerken, İBB başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluk halinin devam etmesinin yeni bir gerginlik yarattığı gerçeğinin altını çizdik.
Biz bu konuşmaları yaparken, Vakfıkebir’de CHP standında kavga çıktığı ve bu kavganın da silaha davranmaya kadar vardığını bilmiyorduk.
Türkiye bir taraftan mağlup ettiği PKK terör örgütünü silah bırakma noktasına getirmiş ve aylardır teröristler inlerinde hapsolmuşken yeni bir gerilimin yaşanması hiç de hoş değil.
Türkiye’nin sadece PKK’nın silah bırakmasına değil. İktidar ve muhalefetin kucaklaşmasına da ihtiyacı var.
Hem de acil.
İBB Başkanı iken diploması iptal edilen ardından da hapsedilen İmamoğlu’na destek devam ediyor.
Vakfıkebir’de imza kampanyası ve Trabzon’da da oturma eylemi ile tepkiler sürecek.
Özgür Özel kendisini seçtiren Ekrem İmamoğlu’nu kurutabilmek için her geçen gün daha da sertleşiyor.
İmamoğlu ve eşi, Özgür Özel Avrupa basınına sürekli yazı yazarken, Türkiye’deki bazı yazarlar da Avrupalı basın yayın kuruluşlarının ilgisine balıklama atlıyorlar.
Bu Avrupalılar ABD’lilerden daha tehlikeli.
Terör örgütü PKK’ya para ve silah desteği verdiler. Türkiye’nin Kürtlere eziyet ettiğini yazdı, çizgiler. Şimdi terörsüz Türkiye çalışmasına da mesafeli yaklaşıyorlar.
Bu Avrupa ve özellikle Fransa, danışmanının maaşını devletin kesesinden verdi diye Fransa’da Cumhurbaşkanlığı koltuğuna yürüyen Le Pen’e 5 yıl süreyle siyasi yasak getirir sonra da Türkiye’de ifade özgürlüğü yok diye bağırır çağırır manşet atarlar.
Bizimle röportaj yapan öğrencilere de anlattım.
Amerika Birleşik Devletleri yaklaşık 50 yıldan buyana Ortadoğu ülkelerinin insan hakları raporunu tutar!
Bizi de o ülkelerin arasına katar.
Bazı liderleri diktatörlükle suçlar!
‘İnsan haklarına sadık kalın’ der ve bize insan hakları konusunda not vermeye kalkar. Sonra da dünyayı kan gölüne kendisi çevirir.
Filistin’de gencecik evladımızın boğazına basılarak öldürülmesine kelimeler etmez!
Bunlar insan bir yana hayvan bile olamazlar.
Onun için,
Bir Devlet Bahçeli daha çıkmalı. Ve tüm siyasi partileri bir araya getirmeli.
Büyük Türkiye için yeni başlangıç deyip liderleri kucaklaştırmalı.
Milli geliri eşit paylaşıp, toplumsal huzursuzlukların da önüne geçilmeli.
İnanın PKK’nın silah bırakması kadar buna da ihtiyacımız var.
Artık, tahammülsüzlük başlamış, eller tetiğe uzanmışsa tehlike büyük demektir..