1952 yılında kurulan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu(TÜRK-İŞ) Genel Başkanı Ergün Atalay geçen hafta Trabzon’daydı. 15 ilin temsilcileri ve TÜRK-İŞ'e bağlı sendikaların başkanlarının katılımıyla düzenlenen toplantı düzenledi.

 34 üye sendikası ile Türkiye'nin en büyük işçi konfederasyonu başkanı ile toplantı sonrası sohbet ettik çay içtik.

Ekonomik olarak  zor günlerden geçtiğimiz şu günlerde çalışanların işçilerin emekçilerin bütün yükü beklentileri ve umudu Ergün başkan ve Türk-İş’in üzerinde.

Önceki gün Türk-İş 81 ilde “geçinemiyoruz” sloganı ile meydanlardaydı.

Trabzon’da da Türk-İş İl Temsilcisi T.Yol-İş Sendikası Genel Sekreter Gökhan Gedikli ve bölgeden gelen temsilcilerle Atatürk Alanında açıklama yaptı.

Hayat pahalılığı,

Yüksek enflasyon, 

Adaletsiz vergi sistemi, 

Taşeronlaşma,

696 KHK ile işe giren işçilerin sorunları,

İşsizlik, 

Güvencesiz çalıştırma ve kayıt dışı istihdam gibi sorunlar, başta işçiler olmak üzere, toplumun büyük bölümünün yaşam şartlarını ağırlaştırmakta. 

Türk-İş bu anlamda hem ses veriyor hem de hükümeti uyarıyor.

Türk-İş Başkanı Ergun Atalay hak ve emek mücadelesinde sapla-samanı karıştırmayan bir başkan.

Ergun başkan özellikle ülkemizin dış politikaları noktasında her zaman akılcı ve sağ-duyulu bir politika izliyor.

Düşmanlara ve hainlere fırsat tanımıyor.

Demokrasi özgürlük insan hakları ve işçilerin mücadelesi kavramları ile terörü aynı kefeye koymuyor.

Bu yaklaşım ve tutum çok değerli.

Emperyalist ülkeler bizi hep içerden özellikle de böylesine büyük kitlelere sahip sendikalar sivil toplum örgütlerinden vurmak istemiştir.

Türk-İş bu noktada oyuna gelmiyor.

Bu noktada Ergun Atalay ve yönetimler ile sendikaların tutumunu kutlamak gerek.

Fakat şu unutulmamalı ki…

İşçilerde çalışanlarda emeğin karşılığını alma noktasında her türlü yasal eylemlerinde bulunabilmeli.

Sesleri asla kesilmemeli.

Türk-İş’te yüzünü her zaman çalışanlardan yana dönmeli.

Yaşam hakkı  adil  ve eşit olmalı.

İşçilerin mücadelesi görmezden gelinmemeli.

Şerefi namusu ve onuru ile evine ekmek götüren her çalışan kıymetli ve değerlidir.

Yaşam koşullarının zorlaştığı her türlü haksızlığın talanın ve vurgunun meşrulaştığı bir dönemde alın terinin kıymetini yok sayamayız.

Türk-İş ve diğer sendikalar bu anlamda daha fazla sorumluluk almalı.

Daha dik durmalı.

Ve daha çok mücadele edilecek alanlar yaratmalı.

Türk-İş Başkanı Ergun Atalay başkanımızın samimiyeti dürüstlüğü ve vicdanlı yaklaşımına şahidim.

Kendisi bizi Ankara’ya davet etti.

En kısa zamanda çayını içeceğiz.

Emekçilerin çayı içilmez de kimin çayı içilir?