Türkiye yerel seçim için gün sayarken toplumun değişik kesimlerinden farklı konulardaki gelişmeleri görmezden gelemeyiz. İlk bakışta toplumun tüm kesimlerini ilgilendirmiyor gibi görünen Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği’nin karşı karşıya kaldığı çalkalanmaya ve sürüklendiği kaosa kayıtsız kalamam.
Sizler tatil için seyahat acentelerini hatırlarken, onların çatı kuruluşu olan Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) nedir, ne değildir, neler yapar diye hiç aklınıza getirdiniz mi?
TÜRSAB, turizme gönül veren bir avuç idealist iş insanı tarafından 1972 yılında 1618 sayılı kanunla kurulmuş Anayasanın 135. maddesinde tanımlı nitelikleri haiz, kamu kurumu niteliği taşıyan önemli bir meslek örgütüdür.
Devletin, yani Turizm Bakanlığı’nın yapamadığı işleri, üyelerinden aldığı güçle 50 yıldır yapmanın gayretinde olan TÜRSAB, 15 bine yakın üyesi ve 50’yi aşkın sektörde paydaşlarıyla çok geniş bir kesime hitap ediyor.
TÜRSAB şimdi tehlikeli dönemeçte.
Bilindiği gibi, 2001’de iktidara gelen Ak Parti sivil toplum kuruluşlarında da taban oluşturma gayretine girdi. Bazı vakıf, dernek ve birliklerde bu konuda çok etkili olup, yönetimlerini ele aldı. Etkili olamadıkları barolarda, ikinci baro kurma yoluna gittiyseler de bu çözüm olmadı, hiç bir işe yaramadı.
TÜRSAB’ta da 22 yıldır gönlünden geçen isimleri seçtiremeyen Ak Parti, bakan olarak sektörden Mehmet Nuri Ersoy’u tercih edince memnuniyetle karşılanmıştı. İş insanı ve bakanlık şapkalarını beraber kullanan Ersoy
son seçimi de Firuz Bağlıkaya tekrar kazanınca bundan hoşnut olmadı.
Bu arada hazırlıkları süren 1618 Sayılı kanunla ilgili görüşler de ortaya çıktı. TÜRSAB ihtisas konularına göre bölünecek, Hac ve Umre Seyahat Acentaları Birliği, Sağlık Turizmcileri Birliği, Bilet Acentacıları Birliği, Tur Operatörleri Birliği ve Taşımacı Seyahat Acentaları Birliği kurulacak.
Aynı amaca hizmet eden bin acente bir araya gelerek birlik kurabilecek. İşletme Belgesini bakanlı verecek, daha da önemlisi kurulacak bu yeni birliklerden Türkiye adı kalkacak.
1618 Sayılı Kanunu değiştirmek için TÜRSAB’dan da görüş alan Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu işi gizli ajandayla kapalı kapılar ardında olgunlaştırdı ve TÜRSAB’ın görüşlerini dikkate almadı.
Bir kısım derneklerin ve acentecilerin Firuz Bağlıkaya ve ekibine muhalefet ederek Bakan Ersoy’un görüşlerini benimseyip desteklediği görüyoruz.
Onların da haklı oldukları konular var elbette. Bu nedenle çıkarları için böyle bir tavır alıyorlar ki saygı duyarız. TÜRSAB yönetimi Bakanlığın yapmak istediğinin ‘TÜRSAB’ı bölme gayreti’ olduğunu anlatmak için Ankara’da ve İstanbul’da toplantılar düzeledi.
Gidişatın hiç de iyi olmadığını gören eski TÜRSAB Başkanları Muktedir Ballı Talha Çamaş ve Başaran Ulusoy’un Bakan Ersoy ile bir araya gelerek bir çözüm araması da bir sonuç verir mi doğrusu çok iyimser düşünemiyorum.
Ersoy ve Bağlıkaya arasındaki kişisel sürtüşme gibi gösterilen gelişmeler aslında TÜRSAB gibi dünyanın sayılı turizm meslek örgütünü ele geçirme politikası olduğunu söyleyebiliriz.
Dünyanın bir çok ülkesinde turizm ve seyahat acentelerinin tek çatı altında faaliyet gösterdiği gerçeğini görerek yeni kanunu buna göre ortak akılla revize etmek en doğru yol olacaktır.
TÜRSAB yönetiminin bazı hatalarını bu konuyla ilişkilendirip, yarım asırdır hizmet veren bir kurumu kadük etmenin hiç kimseye faydası olmaz.
Sayın Bakan’ın turizmin gelişmesi için gösterdiği olumlu gayretleri göz ardı etmeden, yeni yasada TÜRSAB’i ortadan kaldıracak değişikliklerden de vaz geçmesini diliyor ve umuyoruz.
Firuz Bağlıkaya ve arkadaşlarının da gerilimi arttıracak söylem ve tavırları bir yana bırakarak ortak bir noktada buluşmaları çok doğru olacaktır. Bu konuda TÜRSAB Onursal Başkanı Talha Çamaş’ın Bakan Ersoy’a yazdığı ve kamuoyuna açıkladığı mektubunda dile getirdiği “Gerek Bakanlığımız, gerekse TÜRSAB tarafından hazırlanan taslaklar üzerinde çalışarak, farklı görüşlerinde yer alabilecek ve herkesi kucaklayan bir yasa taslağı üzerinde çalışacak bir “KOMİTE“ oluşturalım.” görüşlerinin dikkate alınarak bir ortak noktada buluşulması en doğru yol olacaktır.
Mutlu yarınlar Türkiyem.