Karadeniz Gazetesinde yazı İşleri servisinde oturuyoruz. İçeri bir genç girdi. Elinde kağıt ve resimler var. ‘Ben Artvin’den geliyorum. Cerattepe’de Altın aramasına karşıyız. Bu haberi yaparsanız yarın Artvin’e fazla gazete yollayın’ dedi.

O genç yıllar sonra Trabzon’a geldi, gazeteci oldu.

Haftalık Yörem gazetesinde muhabirliğe başladı.

Bu kez Karadeniz sahil yoluna  karşı kampanya açtı:

‘Doğal sahilimiz bozuldu’ dedi. Bizim sahil yoluna desteğimizi eleştirdi.

Sonrasında gündeme bir HES fırtınası geldi.

Karadeniz bölgesinin her deresinin üzerine HES kurulmaya başlandı.

Samsun’dan Sarp’a kadar yüzlerce hidroelektrik santrali yapılmak istendi.

Çevreciler yine ayağa kalktılar. Bu köşenin yazarı olarak çevrecilere karşı durduk.

‘Su akar Türkler bakar’ mı diyeceğiz dedik

Küresel ısınmayı da kabul etmedik.

Ama gel gör ki,  HES’ler yapıldı ve dereler kurudu.

Bölgede fırtına vadisindeki HES yaptırılmadı, kırmızı benekli alabalıklar kurtarıldı o kadar.

Solaklı deresi, Karadere ve Yanbolu derelerinden gürül gürül akan su yok.

Şimdi maden sahaları tekrar gündeme geldi.

‘Maden ararsın arayamazsın’ üzerine çatışma çıktı.

Artvin’de bir köylü yaşamını yitirdi.

Şimdi olayların büyümesinden endişe ediliyor.

Türkiye’nin kaynakları sınırlı.

Özellikle enerjiye giden para Bütçe açığının en önemli kalemini oluşturuyor.

Bu açık kapanmalı.

Bu açığın kapanması için madenlerin mutlaka işlenmesi lazım.

Ancak önümüzde tecrübeler de var.

Bergama var, Erzincan var Artvin Cerattepe var.

Devlet buraları maden sahası olarak devrederken çevresel etkileri çok iyi düşünmeli ve buna göre adımlar atılmalı.

Bugün Türkiye’nin en önemli sorunu Orman davaları.

Buna Yayla davalarını da ekleyebiliriz.

Birkaç yıl önce ne dendi?

Bir proje ortaya konacak ve ona göre yaylalarda tek proje üzerinden yapılaşma olacak. Hala bunu hayata geçiremedik.

Karadeniz bölgesinde binlerce vatandaşımızın arazisi Orman olarak ilan edildi.

Uydu görüntülerinden bakarak insanımızın köydeki evinin hemen arkasındaki çalılık  ormanlık alanlara devlet el koydu.

 Çevreye bakarken önce insan,

Sonra Tarım,

En son para olarak bakılmalıdır.

Doğanın bir kısmını HES, bir kısmınım aden sahası, bir kısmını taş ocağı ile doldurduk.

Doğa ile çok oynayınca olağandışı afetler oluyor.

KAZAN..KAZAN..

Doğru, siyasetçi çok keskin konuşmayacak. Dün Sisi’nin Türkiye ziyareti bunu bir kez daha gösterdi. Türkiye bir ara tüm komşuları ile mesafeli idi. Şimdi Rusya, Gürcistan, Mısır, Yunanistan, Irak, Iran ile yakınlaştık. Sırada Suriye var. Amerika çomak sokmaz ise yıllar sonra tüm komşularla barışmış olacağız. Dış politika böyle: Kazan kazan!