Geçen hafta televizyon programında önemine binaen "Aile"yi işledik. Misafir konuğum Öğder yani Şuurlu Öğretmenler Derneği Bölge Başkanı Mehmet KURT Hocamızdı. Güzel bir program oldu.

Aile; Bir toplumun en önemli kurumudur. Aileler ne kadar kuvvetli olursa toplumda o derece kuvvetli olur. Yok eğer zayıf olursa toplumda o derece zayıf olur.

Türk aile yapısı en az dört bin yıllık bir tecrübeden geçerek bugünlere gelmiş durumdadır. Nasıl ki İslamda aile önemliyse Türk gelenek ve göreneklerinde de aile o kadar önemlidir.

Yalnız günümüzde aile kurumu bazı nedenlerden dolayı bir miktar savrulmalalarla karşı karşıyadır. TÜİK verilerine göre yani Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine göre bu ülkede her sene en az yüz elli bin çift boşanmaktadır. Bu rakam çok büyük bir orandır. Tehlike çanları çalmaktadır. Dikkatli olunmalı ve vakit geçmeden gerekli önlemlerin alınması lazım gelmektedir.

Boşanmaların mahkeme kayıtlarında ki sebeplerine baktığımız zaman yüzde elli civarında maddi imkansızlıklar yüzde yirmi beş civarındaki şiddetli geçimsizlik yüzde yirmi civarında da aldatma gelmektedir.

Bu boşanmaların bu oranlarda yüksek olmasının en önemli sebepleri arasında da medya geldiğini önemle vurgulamak isterim. Bu konuda yorum yapmaya geçmeden önce bu magazin televizyonların sahiplerinin muhafazakar olduğunu aklınızın bir köşesinde olsun. Şimdi şu yorumu yapmadan geçemeyeceğim. Bu nasıl bir muhafazakarlıktır ki televizyonlarında ki yayınlar akıl tutulması bir şekilde aileyi yıkmaya yönelik. Bu magazin televizyonlarında bir tane aileyi önceleyen yapım bulamazsınız. Eğer merak ederseniz bir tanesine bakın orada da göreceksiniz o yayında bir kadın elli erkekle düşer kalkar bir erkek evli kadından çocuk yapar daha ilerisini ise benim hayam kaldırmaz.

Aslına bakarsanız bu ülkede her türlü insan bulursunuz. Ama ne hikmetse kendini Müslüman olarak tanımlayan üç beş kişiden başka bulamazsınız. Örnek verdim. Adına muhafazakar diyorlar ama Adamların televizyonlarında akıl tutulması bir yayın politikası güdülmektedir. Birde üstüne üstlük bu televizyonlar izlensiz diyede propaganda yapılmaktadır. Yahu kardeşim bu yayınları izleyen kişide yani kadın erkekte haya kalır mı?! Ben cevap vereyim kalmaz kardeşim. Bu dizlerde her daim ahlaksızlık her daim açık saçıklık her daim zengin hayat pompalamakta bu yayınları izleyen genç nesil ne yapıyor onlar gibi olmak bu şartlarda çalışarak olması mümkün değil peki bu durumda genç kardeşim ne yapıyor AHLAKSIZLIĞA BAŞVURMAYA GEÇMEKTEDİR. Yani gayri meşru yollara başvurmaya başlamaktadır. Bu magazin televizyonlarında bir tane ahlaki değerlere önem verildiğini göremezsiniz. Neden böyle çünkü bu toplumda okur yazarlık oranı çok düşük te ondan. İnsanımız okumuyor. Okumuyor her daim vakit geçirmek için magazin televizyonlarına bakılıyor peki ne oluyor bu televizyonlardaki yayınlar gizli amaçla dışarıya hizmet ettiğinden insanımızı bozuyor.

Magazin televizyonlara dikkat.

İşin bir de ekonomik yanı var. Bugün ülkem geneli hayat şartları çok zorlaştı. Geçim çok zor. Bunun doğal sonucu olarak eşler arasında ekonomik sebeplerden dolayı şiddetli geçimsizlikler olmaktadır. Eşler kazandıklarıyla geçinememektedir. Bundan dolayı aile ekonomik olarak desteklemesi zaruridir.

Bakınız aile anayasamızın koruması altındadır. Anayasamız aileyi önceleyen her türlü adımın evveliyetle atılmasını emreder. Bu atılacak adımın en önemlisinden biri de ailenin maddi olarak desteklenmesidir. Bunun sağlanabilmesi için de mutlaka kadının maaşa bağlanması zaruridir. Koca dışarıda ekmeğini kazanmak için çırpınacak kadında evde yarın çocuklarım ne yer ne içer diye düşünmemelidir. Bunun sağlanabilmesi için de mutlaka kadın eğer çalışmıyorsa maaşa bağlanması gerekmektedir. Şimdi bana Nizamettin Hocam kadının çalışmasını istemiyor musunuz dediğinizi duyar gibi oluyorum. Hayır tabiki kadın çalışabilir  fakat burada ki anlayış kadın yuvada kocasına çocuklarına baksın diye yaratıcımız ALLAH tarafından yaratılmıştır. Kadının çalışma diye bir sorumluluğu yoktur. Kadın evinde yuvasıyla ilgilecek. Kocası için çocukları için yaşayacak. Yaratıcı ALLAH kadına bir de dışarıda çalışmak görevi yüklememiştir.Bu günümüzde biraz yanlış anlaşılmaktadır. Kadın evinde rahat eder. Neden çünkü o duygularla yaratılmıştır da ondan. Ama doktor öğretmen ve sağlıkçı gibi işlerde çalışmak isterse tabi ki aileyi ihmal etmeden kadın giyimine konuşmalarına  dikkat ederek çalışabilir. Bunda bir sıkıntı yok.

Tabi işin birde başkaca bir boyutu var. Kadın iş sahasına girdiğinde evini çalışıp bakmakla yükümlü  erkeklerimiz dışarıda kalmaktadır. Birazda kadınlarımız bunu da düşünmeleri daha sağlıklı olacaktır. Bu durumun aşılabilmesi için en anlamlı adım kadının maaşa bağlanmasıdır. Sosyal devlet bu adımı atması geleceğimizi kurtarma adına çok önemlidir.

Yuva kuracak gençlerimizin yuvanın önemini bilerek birbirlerine sahip çıkmaları gerektiğini da kendilerine öğretmemiz lazım gelmektedir.

Aileyi kurtarmak adına en önemli görev anneye düşmektedir. Ondan dolayı en önce ki görevimiz anneyi yetiştirmektir. Anne iyi yetişecek ki kocasına ve çocuklarına sahip çıksın. Çocukları yetiştiren annedir. Anne donanımlı olacak ki çocuklarda donanımlı olsun.

Ailenin en önemli görevi topluma evlat yetiştirmesidir. AİLELER TOPLUMA HAYIRLI EVLAT YETİŞTİRECEKLER.

AİLE, MUTLULUKLAR DİLİYORUM...