Kelimelerin geçmişteki izini sürmek, insanların dillerine karşı hem sorumluluklarını hem de sevgilerini artırmaktadır.
Sözcükler birçok evreden geçerek anlam ve şekil değişimine uğramış, aynı zamanda kültürel bir hafıza konumuna gelmiştir. Düğün ve Hacı sözcükleri de bu değişikliğe uğrayan kelimelerimiz arasındadır.
Düğün sözcüğü tüg- fiil kökünden türetilmiştir. Düğme, düğümlemek, düğmelemek kelimeleri de aynı kökten gelmektedir. İki kişiyi bir araya getirme törenine düğün denilmektedir. Düğünle eşler birbirleriyle düğümlenmiş olmakta ve onların birbirlerinden ayrılması bu noktadan sonra zorlaşmaktadır. Kalpten birbirine bağlı olanları ayırmak ise imkânsız olmaktadır. Dil ile bağlanan diş ile çözülmez diye bir atasözümüz vardır. Bu söz birçok anlama gelmektedir. Divan şiirimizde dil kelimesinin gönül, kalp manasında kullanıldığını bilmekteyiz ki bu atasözünün aynı zamanda kalp ile bağlanan kişileri diş ile (düğümler genelde diş ile çözülür) ayırmanın zorluğunu işaret etmektedir. Yine evlenenler için başını bağlamak tanımlamasının yapılması da bu amaçladır.
Gelin sözcüğünün gelen anlamı vardır. Baba evinden çıkan kız, düğünle yeni kurduğu eve geldiği için ona gelen, gelin denilmiştir.
Güveyi kelimesi de eski Türkçemizdeki konuk gelen, konuk olan manalarındaki küdegü sözcüğünün güveyiye dönüştürülmüş hâlidir. Zaten iç güveyi sözcüğünün de evin içine gelen anlamı bulunmaktadır. Evlilikte gelinin ve güveyinin bu manada evin ilk sahibi olmadıkları görülmektedir. Eski Türkçede eb kelimesi ev anlamında kullanılmaktaydı. Türkçedeki b-v harflerinin yer değişimi ile eb kelimesi ev olmuş, eşlerin düğün yaparak eblenmesi, yeni bir ev sahibi olması, evlenmesi (ev ve eş sahibi olması) manasında kullanılmıştır.
Evermek kelimesi de Türkçede bir kişinin içinde eş olan bir eve kavuşmasına, ev sahibi olmasına imkân vermek manalarında kullanılmıştır.
Gelin ile güveyi düğün ile birlikte karı ve koca olmaktadır. Sonraları daha farklı anlamlar da kazanan karı kelimesi eski Türkçede karı-mak kökünden gelmekte ve beyazlanmak yani yaşlanmak anlamı bulunmaktadır. Aynı şekilde koca-mak kelimesinin yaşlanma anlamı vardır. Böylece düğün ile bağlanan eşler aynı zamanda, birbirlerini karı ve koca yapmakta, yani yaşlandırmaktadırlar. Bu yüzden, eşlere birbirlerini yaşlandırdıkları manasında karı-koca tanımlaması yapılmıştır. Karı-kocalar gençliklerinde birbirlerine bağlı; yaşlandıklarında da bağımlı olmaktadırlar.
Yaz ayları ile birlikte turist sayısı artmaya başladı. Tour kelimesi İngilizcede gezmek, tur atmak anlamında kullanılmaktadır. Gezen, tur atan kişilere tourist, yani turist denilmektedir. Art kelimesinin de sanat anlamı bulunmaktadır. Aynı mantıkla sanat yapan kişilere de bu bağlamda artist denilmiştir.
Eski Ahit İbranicesinde bir şeyin etrafında dönmek, tur atmak manasına gelen hag kelimesi daha sonraları Sami dillerinde hac şekline dönüştürülerek kullanılmıştır. Kâbe’ye giden kişiler Safa ve Merve arasında yedi kez gidip geldiklerinde, tur attıklarında hac yapmış oluyorlar ki bunlara hâgî, yani hacı denilmiştir.
Hacı demek, tur atan, bir şeyin etrafında dönmüş olan manasında kullanılmaktadır. Hacı olmanın, yani tur atmanın manevi yönü bulunmaktadır. Hacı olmayı anlamlı kılan, ona yüklenen manevi yöndür. Hac farizasını yerine getirme İslam’ın şartlarından birisidir. Günümüzde hac farizasını yerine getirip de onun manevi hazzını yaşamına yansıtmayan, Hac’a gitmeyi sadece turistik bir amaç gibi gören, etrafına artistlik yapan kişilere hacı değil de hagist desek çok da yanlış yapmış olmayız.