Tam da St. Gallen maçı öncesi... Yıllardır orada yaşayan çocukluk arkadaşım İrfan Atasoy arayınca... "Ne güzel" dedim, hem şehir hakkında konuşuruz hem de futbol... Fakat görüntülü konuşma esnasında…

Bizim İrfan, Trabzonlu arkadaşı Coşkun Yayla ile birlikte dağ yolunda yürürken görebiliyordum sağda solda ne varsa...
Her şey var, bir o eksikti!
"Çöp".
Yani göstermelik de olsa bi tane bile çöp olmaz mı?!

Elden düşen olur, arabanın penceresinden rüzgara karışan!

"Yok."
***

Köşe yazımı bulmuş ve malzeme çantamı da doldurmuştum.
Yaklaşık bir km boyunca yalnızca park yeri yakınında kutu var, o da köpek kakası için.
Hani köpeğini dolaştırıyorsun ya...
Ne zaman ne olur bilinmez, poşete koyacaksın ve kaka kutusuna kadar taşıyacaksın.
Üzüldüm, kıskandım ve utandım.
Biz de yapabilirdik böyle şeyler...
Abuk subuk sayısız hedefe kilitleninceye kadar...
Birbirimizi yok yere "şucusun bucusun" diye rencide edinceye kadar...
Saatlerimizi, fındıkkabuğunu doldurmayan ne varsa işte onlarla öldürünceye kadar...
Çevreye odaklanabilirdik.
Ne kadar "küçük" düşündüğümüze inandığım anlardan birini daha yaşadım.

Baktım, bizde de çok kullanışlı kutular yapılmış. İlgili yerel yönetimleri ve özen gösteren insanımızı tebrik ediyorum.

Türkiye’nin dağını taşını, kentini kasabasını bi solukta dolaştım.

"Allah'ım! Şu cennet memleket böyle mi olmalıydı? Ne yaptık biz? Ne yapıyoruz?"
***
"Çöpünü çöpe at" ve “İlçemiz tertemiz”...

İstanbul'da çalışırken 'Dünya Çevre Günü'nde taşıdığımız dövizlerde yazıyordu.
Biz bulmuştuk bu sloganları. Sonra pek çok belediye kullandı, hâlâ kullanıyorlar.

Çok tutmuş olmalı ki önce bilboardlara yansıdı. Beş yıl önce de “çöpünü çöpe at” sloganıyla vakıf bile kuruldu.
Birçok ülkede insanlar çöplerini çöpe attıkları için en ücra köşeler dahil tertemiz her yer.
St. Gallen'in dağında mangal için ateş yakılan köşenin fotoğrafına dikkatle baktım, yeniden yeniden...
Gözlüklerimi temizledim baktım, durum değişmedi.

Kül ve kömür iziyle taşlar olmasa “ateş yeri” olduğuna dünyada inanmazsınız.

Çünkü herkes çöpünü yanında taşıyor!

Çöpünü çöpe atıyor.

***
Bu konuya özen gösterenleri tenzih ederim.
İlk çöp kutusuna kadar çöpünü elinde bekletenleri ya da her daim yanında ‘yol poşeti’ taşıyanları...
Hem de yaz sezonunda...
Milletin, sahillere kırlara aktığı günlerde...
Tonlarca atıkla tanınmaz hale geliyor geçtiğimiz alanlar...

Pek çoğumuz fotoğrafını çekiyor, sosyal medyada paylaşıyoruz.

Biz bu muyuz?!”

Buyuz.

Aslında film gibiyiz.
Son Kirletici...”

***
Türkiye’de çöp sorunu, bazı başarılı örnekler olsa da “atık yönetememe sorunu”na dönüştü.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 2023 verilerine göre atıkların ancak %35’i geri kazanılırken...

Avrupa’dan en fazla plastik atık ithal eden ülke olmuşuz.

2020’de yaklaşık 660 bin ton...

Avrupa çöpünün ikinci adresiyiz.

***

Avrupa’nın çöpünü Türkiye alırken Trabzonspor da boş durmamış doğal olarak!

Şampiyon takımın iskeletini bozmuş...

Çöp” sayılabilecek onca oyuncuya imza attırarak Akyazı’yı yazboz tahtasına döndürmüş.

Bu yüzden sat sat bitmiyor, kirala kirala da öyle...

Fakat St. Gallen maçında da Fırtına’nın hakkını teslim edelim.

Galatasaray’ı 3-2 yenen Young Boys’u üç hafta önce evire çevire 4-0 yenen bir takım St. Gallen.

Kalesinde adeta devleşen Lawrens sayesinde 0-0 sona erdi maç.

Bu arada...

İsviçre takımının kadro değerinin 23 milyon Euro (TS 98 milyon Euro)...

Kaleci Lawrens’in 2 milyon Euro olduğunu söyleyelim.

***

"Temizlik imandandır" anlayışını kendimize şiar edinmişiz.
Önem verdiğimiz besbelli!
... de uygulamada öyle mi?
Hani aslan yatağından belli olurdu?!
Ne yazık ki lafla peynir gemisi yürümüyor, güzel sözler derdimize çare olmuyor.
Fotoğraf ortada...
İnsanlar, evler, parklar bahçeler, yollar, köyler şehirler, dağlar, nehirler, göller...
***
"İslama uygun yaşayan ülkeler..."

Ya da “İslamilik Endeksi”…

Prof. Dr. Ömer Demir Hocamızın “İslamilik Endeksi Kimin Ne İşine Yarar” adlı yazısına bakınca…

İran kökenli kurucularından üç şey öğreniyorsunuz.

Sizin ilkelerinizi, Müslüman olmayan ülkelerin sizden daha iyi yerine getirdiklerini…”

İslam ülkelerindeki yöneticilerin savrukluğunu…”

Batı değer ve kurumlarının aşılmazlığı ve üstünlüğünü…”

İnciten, düşündürmesi gereken…

Yüzümüze yüzümüze çarpılan bir gerçekle karşı karşıyayız.

Fakat her geçen gün etkisini artıran böyle bir sıralama var.

Türkiye dahil Müslüman ülkeler çok çok gerilerde.
Sıralamaya bazen 95., bazen de 100. sıradan giriyoruz.
Bu ayıp bize yeter de artar aslında.
İlk 10'u Avrupa parsellemiş sadece Yeni Zelanda zorluyor!
***
St. Gallen'in dağında...
'Köpek Kakası Kutusu'...
Bazen böyle olur.
Uygarlığın geldiği noktada şaşkınlığınız yüzünüze yansır, sözlerinize...
Bir şey daha...

Altyapının üzerinde yeterli üstyapı oluşmadıysa…

Yol daha da uzayacak, işler karışacak...
Çünkü sunulan hizmet, onu kullanacak olanların sergilediği tavra bağlı...

Özellikle de çöpünü çöpe atıp atmamasına…
Yoksa!?
Onca plaj, park bahçe, piknik alanı “atık alanı” olacak.