Bir zamanlar Anadolu’da o kadar fazla tiyatro vardı ki… Kent nüfusuyla tiyatro izleyicisi arasında bir bağlantı kurabilirdiniz. Örneğin, küçük bir kent tiyatrosunu iki bin yıl sonra ziyaret ettiğinizde…

Ortalama kaç kişinin oyun izlediğini öğrendiğinizde kent nüfusunu da öğrenmiş olursunuz.

Çoğu günümüze kadar gelen tiyatrolar, o kentte yaşayan her dört kişiden birinin tiyatro izleyebileceği düşünülerek planlanmış…

Yani!

İzleyici sayısını dörtle çarptığınızda kent nüfusu ortaya çıkıyor.

***

Tam da yeni bir oyun bitirdiğim sırada...

“Darbeli Mutfak”...

Trabzon’da yaşanan tiyatroya daha fazla kayıtsız kalamazdım.

Tiyatro, benim dünyam gibi bir şeydi.

Her görev yerimde amatör tiyatro kulüplerini ziyaret ediyor, salonların kullanımı gibi pek çok konuda fikir alışverişinde bulunuyordum.

Merdiven Altı Tiyatro” tabirini ilk kullananlardan biri olduğumu düşünüyorum.

Bodrumlara sıkıştırılmıştı tiyatro kulüpleri...

Yerel yönetimlerden beklenti de karşılanamamıştı.

Konuyla ilgili yazılar da yazdım, radyo TV programlarında önemine değindim.

Fakat en etkili çalışma şüphesiz Mersin’de görev yaptığım günlere denk gelmişti.

İçinden Tiyatro Geçen Kent” adıyla birkaç uzun araç üzerinde akıllarda iz bırakan bir etkinlik düzenlemiştik. Ellerimizde amatör tiyatro kulüpleri ve ünlü tiyatro sanatçılarımızın isimlerinin yazılı olduğu dövizler, üstümüzde oyunlarda giyilen kostümlerle kentin içinden geçmiş, meydanlarda karanfil dağıtmıştık. Müzik eşliğinde ve o çok bilinen repliklerle…

***

Trabzon büyük bir kent…

Çok ilginç, Türkiye’nin ilk Opera Binası Trabzon’da 1912’de açılmış.

Adı, her ne kadar “Opera Binası” olsa da belediye kararıyla yıkıldığı 1958 yılına kadar tiyatro ve sinema için kullanılmış.

Yani!

Trabzon ve tiyatro, etle tırnak gibi bir şey olmuş.

1987’de eski hapishane binası, dönemin belediye başkanı Orhan Karakullukçu’nun özel çabasıyla “Hüseyin Kazaz Kültür Merkezi” adıyla hizmete açılmış.

Dünya Tiyatro Günü’nde Trabzon’da doğal olarak en çok konuşulan konuların başında tiyatro geliyor.

Çünkü 15 tiyatro grubunun oyunlarını sahnelediği Hüseyin Kazaz Kültür Merkezi Valiliğe devredildi. Hem de oyunlar devam ederken…

Şimdi amatör tiyatro kulüpleri kara kara düşünüyor.

Ne yapacaklar, nasıl böyle bir mekân bulacaklar?

Belli ki bu tartışma uzunca bir süre daha devam edecek.

Valiliğin, kütüphane ve müzeye dönüştürebileceği gibi resmi kurumlardan birine tahsis edebileceği de ihtimaller arasında gösteriliyor.

*** 

Nefes aldığımız her gün kıymetli olsa da bugünün anlamı insanlık tarihi açısından çok daha önemlidir” diye 27 Mart Dünya Tiyatro Günü ulusal bildirisine böyle başlamış yazar ve sanat eleştirmeni Hayati Asılyazıcı… “Zenginleşen toplumların gücü bu kaynaktan beslenir. Dünyaya umut bu kaynağın korunup kollanması ile sağlanır. Tiyatro, sahne ışıkları altında kendini beğenme yeri değil, aksine var olan sözü, sanatlı söyleme yeridirdiye de bitirmiş bildiriyi.

***

Trabzon’da tiyatroya gönül verenler…

Adeta “merdiven altı tiyatro” yapmaya zorlanıyorlar.

Hazır, elimizde hikâyesi olan bir mekân varken…

Onca acının yaşandığı bir hapishane, kültür ve sanata kazandırılmışken…

On beş tiyatro kulübü, oyuncuları ve çalışanları ile kendilerine uzanacak dostane bir el bekliyorlar.

Olur mu olur.