Şimdiye kadar tüm Türkiye Şampiyonlarının direkt boy gösterdiği Şampiyonlar Ligine katılmak için eleme maçı oynamak zorunda kalmak Trabzonspor’un talihsizliği oldu.
İlklerin takımıyız ya, ondan herhalde! diyelim , eski formunda ve gücünde olmasa da belli bir ekolü olan Danimarka futbolunun Avrupa Kupalarına abone takımı Kopenhag karşısında her şeye rağmen turu geçecek sonuç alan Trabzonspor’u bu maçtan bağımsız olarak biraz irdeleyelim.
En başa da şunu yazalım;
‘Temkinli, tedbirli oynamak’ demek kendini pasifize etmek, silahlarını kullanamaz hale getirmek değildir.
Orta sahayı rakibe bırakarak kendi alanında yana, geriye, kaleye oynamak zorunda kalmak,
Oyunun boyunu 60-70 metreye çıkararak rakibin topa sahip olarak kalene gelmesine yol açmak, savunmasının zaaflarından faydalanmamak..
Rakip kaleden, kaleciden çok kendi kalecin Uğurcan’ı görmek ise hiç değildir.
Elbette futbolda 90 dakika saldırmak gibi bir saçmalık olamaz da,
Atağa çıkan rakipten kaptığın topla geriye oynamak da ne demek oluyor?
Tam labirentten çıkacak yolu bulmuşken, sil baştan geriye dönmenin mantığı nedir?
Yani, bütün bu yanlışlardan arınıp gerçek gücünü sahaya yansıtmak için
illa da yenik duruma düşmen mi gerekiyor?
Sürekli yazıyor, konuşuyoruz ancak şu da bir gerçek ; Hele de Marek Hamşik’in yokluğunda Trabzonspor’un en sorunlu bölgesi orta saha..
Burada bir yerde de zorunluluktan şimdiye kadar bir B planı uygulamaya konulamadı.
Ancak , Bartra transferiyle mecburi stoperlikten kurtulan Dorukhan ile Enis’in takıma katılımı bu bölgede daha verimli alternatifleri devreye sokarak Hocamızın da elini rahatlatacaktır.
Bakasetas’a da rakip kaleye daha yakın oynayıp gol atma özelliğini göstermek imkanı bulacaktır.
Zamansız ve kötü goller
Danimarka ekibi karşısında maçın ve ikinci yarının hemen başında olmak üzere çok kötü zamanda çok kötü iki gol yiyen Trabzonspor bu açıdan da tarihinde bir başka ilki yaşadı.
Bunların ilkinde Denswil-Siopis paslaşmasında kaptırılan top başlangıç oldu..
Ancak yardımcı hakemin belirlediği ofsayta uymayan İngiliz hakem bu bariz ofsayt golü geçerli saydı.
İkinci gol ise rakip kornerinde adam paylaşımında yapılan hata sonucu geldi.
Bence, Bartra devre arasında oyuna alınsa bu gol yenmezdi.
Çünkü İspanyol savunmacı en azından arkadaşlarını uyararak hatalı pozisyon alınmasını engellerdi.
2-0 yenik duruma düşünce ‘Ölümden öte köy mü var’ mantığıyla oynamaya başlayan Trabzonspor, maçı çevirecek fırsatlar yakaladı.
Ömür’le, Kouassi ve Trezeguet mutlak gol pozisyonlarını değerlendiremedi.
Dyaniny’in olağanüstü kafa vuruşunu ise Kopenhag kalecisi önledi.
Bereket, Bakasetas’ın golü rövanş için tur şansını geri getirip Şampiyonlar Ligi umudunu yüzde 80 lere çıkardı.
İnancım odur ki ;Bu gol olmasaydı , 2-0 lık skorun altından kalkmak mümkün olmazdı.
Ancak şimdi ibre Trabzonspor’dan yana.
Doğru bir kadro ve oyun anlayışı ve de tribündeki 40 binin üzerindeki seyirci değil, coşkulu taraftarının desteğiyle Fırtına büyük bir olasılıkla adını Şampiyonlar Ligine yazdıracaktır.
Kaldı ki; Mali ve prestij açısından Devler Ligi Trabzonspor için olmazsa olmaz önemdedir.
Aksi bir durum başta futbolculara olan ödemeler olmak üzere kulübü altından kalkılması zor sıkıntılara sokacaktır.
Dahası camiada yaşanacak büyük travma teknik kadro başta olmak üzere yönetiminden, futbolcusuna herkese büyük bir rahatsızlık verecek,
artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Tabi futbol gibi tek doğrunun olmadığı bir olayda 2 kere 2 her zaman 4 etmez.
En saçma işi yapıp kazanabilirsiniz..
En doğrusunu yapıp kaybedebilirsiniz.
Yine de şapkadan tavşan çıkarmak için uğraşmaya gerek yoktur!.
Antalya maçına dikkat!
Gerek geçen sezon orada oynayıp 2-1 kaybedilen, gerekse burada 2-2 berabere kalıp şampiyonluğun garantilendiği Antalyaspor maçlarında yaşananlar sonrası gördüğümüz üzere bu Antalyaspor, belki de rüştünü ispat etmek için! Trabzonspor maçlarını fırsat olarak görüyor.
Hocasından futbolcusuna kadar aşırı hırçın , ortamı geren isyankar ,tahammülsüz davranışlara giriyor.
Nitekim yarınki maç öncesi sosyal medyada ‘Kalecimizi döversiniz ha, gelin bakalım’ türünden mesajlar boy göstermeye başladı bile..
Karşılaşmanın çok gergin bir ortamda oynanacağı kesin.
Trabzonspor her türlü zorluğu aşacak güçtedir ancak bu kez farklı.
Çünkü 3 gün sonra kendisi için olmazsa olmaz olan Şampiyonlar Ligi eleme maçında Kopenhagen’ın karşısına çıkacak.
İnşallah beklenmedik bir durum olmaz, sakatlıklar yaşanmaz.
Ligde kaybedilen puanların telafisi var, ancak Kopenhag maçının yok.
Olaya bu açıdan bakıp, gerekirse rotasyonlu bir kadro ile sahaya çıkmak, en azından maçın ikinci yarısında bu ihtimalleri dikkate alarak davranmak aklımızın bir kenarında olmalıdır diyorum..